TSK'dan sınırda ''mülteci'' nöbeti
Suriye'de Esad rejimi ve müttefikleri, İdlib ve Hama’ya saldırılarını tüm hızıyla sürdürürken TSK olası bir göç dalgasını bu kez Suriye topraklarında set oluşturarak karşılamayı planlıyor
Tahran'daki üçlü zirvenin ardından İdlib kırsalında taraflar arasındaki güç savaşları devam ederken Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve SETA Güvenlik Uzmanı Murat Aslan, bölgedeki son durumu değerlendirdi. Tahran'daki görüşme İdlib'deki sorunun askeri operasyon seçeneği olmadan çözülebilmesi için Türkiye'ye büyük zaman kazandırdığını ifade eden Aslan, "Rusya, kendi askeri üslerine yapılan saldırılara son vermek istiyor. Suriye rejimi, ülkede İdlib'e sıkıştırdığı muhalefeti ülkeden dışarı atmak. Kimyasal saldırı tehdidiyle insanları korkutmak istiyor. İran, ABD ve İsrail'e karşı elini güçlendirmek için sahada pozisyon kapmaya çalışıyor. İdlib'e olası bir müdahalede kaybeden İdlib'e sıkışıp kalan siviller ve Türkiye olacak. Bu amaçla bölgede büyük bir sempatiye sahip olan Türkiye, Ulusal Kurtuluş Cephesini kullanarak HTŞ ve diğer radikal grupları ateşkese ikna etmeye çalışıyor. HTŞ de halka ve Türkiye'ye rağmen savaşı sürdürmede ısrarcı olmayacaktır. Türkiye son aşamada İdlib'e girme seçeneğini de saklı tutuyor. Sonuçları itibariyle Suriye rejiminin İdlib'e müdahalesi Türkiye için her zaman daha riskli olacaktır" diye konuştu. Suriye'nin İdlib şehrinde olası askeri harekat sonrası yaşanması beklenen göç için, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurları ile diğer istihbarat ve güvenlik güçleri olası bir hareketlilikte göç dalgasını, Suriye toprakları içinde set oluşturarak karşılayacak. Bu arada BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi Sözcüsü David Swanson, İdlib'deki son saldırıda 30 binden fazla insanın yerlerinden edildiğini belirtti.