Trans mahkum ölüm orucuna başladı
Trans mahpus Diren Coşkun tutuklu bulunduğu Tekirdağ 2 No’lu cezaevinde tedavi hakkı ve tecrit koşullarının kaldırılması talebiyle ölüm orucu başlattı.
Tekirdağ 2 No’lu Hapishanesi’nde trans mahpus Diren Coşkun, tedavi hakkı engellendiği ve tecrit koşullarında tutulduğu gerekçesiyle "ölüm orucuna" başladı. Coşkun'u hapishanede ziyaret eden avukat Eren Keskin, “Psikolojisi iyi değildi. Umudunu yitirmiş gördüğüm kadarıyla. Kendisine, ‘yasal süreci takip edelim’ dedim. Ölüm orucunu bırakması konusunda ikna etmeye çalıştım ama ikna olmadı” dedi.
Cumhuriyet'in haberine göre, "ölüm orucunda" 15 günü geride bırakan Coşkun'u İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı avukat Eren Keskin dün cezaevinde ziyaret etti.
Coşkun’un kilo kaybının çok fazla olduğunu söyleyen Keskin, “Psikolojisi iyi değildi. Umudunu yitirmiş gördüğüm kadarıyla. Kendisine, ‘yasal süreci takip edelim’ dedim. Ölüm orucunu bırakması konusunda ikna etmeye çalıştım ama ikna olmadı” dedi.
Avukat Keskin, Coşkun’un tecrit koşullarından rahatsız olduğunu söyledi. Cezaevinde Coşkun’un iki kişilik bir yalnızlık yaşadığını hatırlatan Keskin, “Kimse ile bir iletişimleri yok. Diren, makyaj malzemelerinin verilmediğini, aramalarda erkek memur tarafından arandığını ve göğüslerine dokunulmasının kendisini rahatsız ettiğini belirtti. Çoşkun’un en temel isteği ise ameliyat olmak ama bu konuda cezaevi yönetimine güvenmiyor” diye konuştu.
Coşkun’un önceki gün cezaevi yönetimi tarafından İstanbul Tıp Fakültesi’ne sevk edildiğini aktaran Keskin, “Çok saçma ama ameliyat talebiyle hastaneye sevk edilmiş. Doğal olarak doktor, ‘heyet raporu olmadan ameliyat edemeyiz’ demiş. Diren, kendisinin taleplerinin yerine getirilmesini istiyor. Kamuoyundan da destek bekliyor” dedi.
Kıvılcım Arat’da katıldı
LGBTİ aktivisti ve Coşkun’un arkadaşı Kıvılcım Arat da arkadaşının sesinin duyulması ve tedavi talebinin karşılanması için önceki gün "ölüm orucuna" başladığını duyurdu. Arat sosyal medya üzerinden yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Onca emeğe rağmen Diren’in tedavi hakkına erişim talebini gündeme getiremedik. Trans kimliği eyleminin önüne geçti ve görünmez kıldı. Diren’in sesine soluk olmak ve tedavi talebini duyurabilmek adına ölüm orucuna başlamış bulunmaktayım. Bu utanca ortak olmamak, Diren gibi binlerce mahpus transın sesine soluk olabilmek ve yine Diren’in yaşamla kurduğu bağı güçlendirmek adına, Diren’in talepleri karşılanana kadar ölüm orucuna devam edeceğimi beyan ederim.”