Trabzon'da Roma dönemine ait yapılar keşfedildi

Trabzon’un Ortahisar ilçesinde otopark projesinin yapılmak istendiği alanda yapılan kazılar sonrası Roma dönemine ait olduğu tespit edilen yapılar ortaya çıktı.

Ortahisar ilçesine bağlı Pazarkapı mevkiinde Büyükşehir Belediyesi’ne ait otoparkta yapılan kazı çalışmasında Trabzon’un tarihi bir kez daha ortaya çıktı. 4 bin yıllık tarihi bulunan Trabzon’da, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 5 farklı noktada yapılan kazı çalışmasında M.S. 117-118 yıllarında Roma dönenime ait yapılar gün yüzüne çıktı. Toprağın 4 metre altında kalan yapılar için 20 gündür süren kazı çalışmalarında Kral Hadrianus dönemine ait şehrin ilk surunun güneydoğu köşesine ait kalıntılar, Roma kralı Justinyanus dönemine ait milattan sonra 6. yüzyıl olarak tarihlendirilen sur duvarının bir bölümü ve Geç Bizans dönemi olarak bilinen 1460 yılına tarihlendirilen hendek duvarı ortaya çıktı. 5 bin metrekare genişliği bulan alanda kazı çalışmalarında yine Hadrianus dönemine ait olduğu düşünülen örme sütun bulundu.

Kazı çalışmalarıyla ilgili bilgiler veren Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Yavuz, önemli bulgulara ulaştıklarını belirterek, “Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın bu alanla ilgili bir otopark düşüncesi var. Bu düşüncesini Bölge Koruma Kuruluna iletmiş. Onunda talimatıyla Müze Müdürlüğü aracılığıyla bakanlıktan aldığımız izin çerçevesinde söz konusu proje alanında 5 farklı noktada arkeolojik sondaj çalışması yaptık. 20 gündür aralıksız çalışıyoruz. Bu çalışmalar zor ilerliyor. Bu saha bir iskan sahasıydı. Özellikle Osmanlı’nın son döneminden itibaren Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar yoğun bir şekilde iç içe geçmiş bir yapılaşma söz konusu. Burası kamulaştırma sahası. Dolayısıyla mevcut alanında altında yaklaşık 1-2 metre dip tarafa doğru 3-4 metreye yakın moloz dolgusu var. Biz çalışmalarımıza ancak onları alandan boşalttıktan sonra başlayabildik. Önemli bulgulara ulaştık. İlk aşamada bir sur duvarı şeklinde karşımıza çıkan Roma dönemine ait Roma mimarisi üslubuyla yapılmış içerisinde Roma harcı olan blok taşlarla inşa edilmiş bir sur duvarı ile karşılaştık. Sonra çalışmalarımızı derinleştirdik. Sur duvarının yaklaşık 2 metre derinlikte sona erdiğini tespit etik. İç yüzünün çok düzgün olması bize ilk aşamada burada bir mimari mekan olabileceği fikrini aklımıza getirdi. Çalışmalarını genişletince aslında bunun bir sur duvarı olduğunu ancak iç yüzünün bir iskan maksatlı. Burası ticari merkez olduğu için bir ticari mekan olabilir diye düşündük. İçerisinde o manada yapılmış bir takım eklentiler var. Alanda çok sayıda Roma dönemine ait çatı kiremiti çıktı. Dolayısıyla bu mekan fikrini kuvvetlendiriyor” dedi.

"BU TRABZON İÇİN ÖNEMLİ BİR KEŞİF"
Çalışmaların devam etmesiyle yeni bulgulara ulaşmanın mümkün olabileceğini dile getiren Yavuz, “Örme taş sütün ise tek başına durmakla birlikte evveliyatında muhtemelen bir mekan ile bağlantılıydı. Biz avlu şeklinde bir yapı mı vardı diye düşündük ama şuana kadar devamı niteliğinde veya karşılığında ikinci bir ayağa rastlayamadık. Çalışmaları o tarafa doğru kaydırmak daha mantıklı. M.S. 117-118 tarihlerine denk geliyor. Hadrianus zamanında Trabzon’un önemli imar faaliyetlerine sahne olduğunu biliyoruz. Kısa ve dar kapsamlı çalışmada ilk önemli keşfimiz Hadrianus dönemine ait olduğu. Sur duvarının doğu kısmında bir hendek duvarı söz konusu. Kısmen tahrip olmuş çok yapılaşma geçirmiş. Hadrianus dönenime tarihlendirdiğimiz su yapısından haberimiz yok. Bu Trabzon için önemli bir keşif. Trabzon’un tarihi için yeni bir bulgu. Bundan sonraki çalışmaları devam ettiği taktirde yeni bulgulara ulaşmak mümkün. Şuana kadar Trabzon’un tarihsel olarak 4-5 bin yıllık gibi bir tarihi geçmişinden söz ediliyor ama ortada o döneme ait somut bir takım şeyler yok gibiydi. Bu çalışma ortaya çıkan eserler en azından Roma döneminde burada iyi bir imar ve iskan faaliyetinin yapıldığını yani İmparatorluk anlayışı ile yapıldığını İmparatorluğunun diğer bölgelerdeki anlayışı ile buradaki çok fazla fark olmadığını gördük. Mimari teknik açıdan uygulanan yöntem açısından aynı özellikleri gösteriyor. Bu çalışmalar genişletilirse belki bir kurtarma veya sistematik kazıya dönüştürülse alanında tamamına bakıldığında hem güney hem de kuzey istikametinde daha farklı ve zengin bulgulara ulaşılabileceği muhtemeldir” ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber