Teğmen mahkeme salonunda baygınlık geçirdi
Darbe girişimiyle ilgili davada teğmen sanık kürsüsünde baygınlık geçirdi.
15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili Hava Harp Okulu öğrencilerinin de bulunduğu 75 sanıklı davada komutanların ifadesine başlandı. Sanık kürsüsünde başından geçenleri anlatırken gözyaşı da döken sanık Teğmen Harun Ay, olay gecesi eşiyle yaptığı telefon mesajlaşmaları sorulduğu sırada baygınlık geçirdi. Harun Ay, askerlerin yardımıyla bir sandalyeye oturtuldu. Başkan Pur, "Kahvaltı etmedin mi?" diye sordu. Sanık Ay, "Etmedim" deyince sanığa ayran getirildi. Bunun üzerine 15 dakikalık ara verildi.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında Hava Harp Okulu öğrencilerinin de bulunduğu 75 sanığın yargılandığı davaya devam ediliyor. Davanın dördüncü gününde rütbelilerin sorgusuna geçildi. Mahkeme Başkanı Hulusi Pur, ilk ifadesi alınan tutuklu sanık Teğmen Harun Ay ile savunması esnasında ilginç diyaloglara girdi. Sanık kürsüsünde başından geçenleri anlatırken gözyaşı da döken sanık Ay, olay gecesi eşiyle yaptığı telefon mesajlaşmaları sorulduğu sırada baygınlık geçirdi.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri'de görülen duruşmaya, 72'si tutuklu 75 sanık ve avukatları katıldı. Sanıkların aileleri de duruşma salonunda izleyici olarak bulundu.
Teğmen Harun Ay savunmasına başlamadan önce "Bana verilen tüm görevleri mutlak itaat çerçevesinde yapmaya çalıştım. Rütbem elimden alındı. Hakkımda henüz bir ceza verilmemişken ihraç edildim. Hayatımı seve seve bu vatan için feda edeceğini söyleyen şahsıma bu durum çok ağır gelmektedir. Canımdan çok sevdiğim milletime hizmet etmeye devam etmek istiyorum" dedi.
"HALKTAN KİMİ YUHALIYORDU, KİMİ KÜFREDİYORDU"
Sanık Ay, olay günü Yüzbaşı Metin Kazancı'nın filoyu içtima alanında toplaması emri üzerine kendisinin Kazancı ile minibüse bindiklerini, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne doğru ilerlediklerini söyledi. Binbaşı Gazi Odacı'nın da Osmangazi Köprüsü'ne kadar kendi minibüslerinde bulunduğunu belirten Ay, gece 01.00 sıralarında trafiğin durmaya başladığını, insanların ellerinde bayraklarla gördüğünü anlattı. Harun Ay, "Halktan kimi yuhalıyordu. Kimisi de küfrediyordu. Bunun üzerine şüphelendim. Telefonuma baktığımda Cumhurbaşkanı küçük bir grubun kalkışma yaptığını öğrendim. Kazancı komutana gösterdim. O da şaşırdı. Sonra "komutanım" diye hitap ettiği birini ama kim olduğunu bilmediğim birini aradı. Telefon konuşmasından sonra Kazancı, bizim bununla alakamız olmadığını, öğrencileri emniyete alarak Hava Harp Okulu'na gideceğimizi söyledi. Halktan birileri de "Nereye gidiyorsunuz" deyince Kazancı aynı şeyi söyledi. Ben halkla herhangi bir diyaloğa girmedim. Olayın şokunu yaşamaktaydım" diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Hulusi Pur, "Biz de şok yaşamıştık" dedi.
"BU RÜTBELERİ SÖKMEK LAZIM"
Halkın kimisinin kendilerini anlayışla karşıladığını, kimisinin de provoke etmeye çalıştığını, dışarıda helikopterin uçtuğunu, ortalığın karışık olduğunu belirten Ay, Başkan Pur'un "Halk sizi samimi bulmadı mı?" sorusuna, "Kimisi inanmadı. Neden inanmadı bilmiyorum. Anlam veremiyordum" dedi. Bunun üzerine Başkan Pur, "Cumhurbaşkanı açıklama yapıyor, halk tepki gösteriyor, helikopterler uçuyor, siz hala anlam veremiyorsunuz. Nasıl askeri eğitim aldınız da bu hale geldiniz? Bu rütbeleri sökmek lazım" deyince sanık Ay, "Anlam veremiyorum derken, Cumhurbaşkanı küçük bir grup demişti, helikopterlerin neden orada bulunduğunu anlamamıştım" diye cevap verdi.
GÖZYAŞI DÖKTÜ
Sanık Ay, trafiğin tamamen durmasının ardından halkın yine toplanmaya başladığını, bazılarının "Siz de onlardansınız" diyerek inanmadığını, kimisinin de ekmek, su verdiğini ama kendisinin kimseyle diyaloğa girmeyip olanları izlediğini anlattı. Sabah polislerin gelerek öğrencileri belediye otobüslerine bindirildiğini, kendisinin de mühimmatlar alınana kadar otobüslerin başında beklediğini, bu sırada halkın bazısının doğmamış çocuğuna küfrettiğini ifade eden Ay, "O an yerin dibine girdim. Hiç suçum yokken bu tarz suçlamaya tabi tutuldum" diyerek gözyaşı döktü. Başkan Pur, "Türk askeri ağlamaz, merhametlidir ama" deyince Ay, "O an bunları yaşamak farklı bir şey" dedi. Başkan Pur, "Hep halka yüklendin, sorumlu halk mı?" diye sorunca Ay, "Hayır, sadece bazısı provoke ediyordu" dedi.
"SANA MANGA TESLİM ETMEM, HİÇBİR ŞEYDEN HABERİN YOK"
Başkan Pur, minibüste bir binbaşı, teğmen ve yüzbaşının olmasını sorması üzerine Ay, "Bu tür şeyler sürekli olduğu için garipsemedim" dedi. Yüzbaşı Metin Kazancı'nın sabaha kadar toplantı yapılması sorusuna ve öğrencilere plansız eğitim denildiğinden haberi olmadığını söylemesi üzerine Başkan Pur, "Ben sana manga teslim etmem. Bu devlet sana teğmen rütbesi vermiş hiçbir şeyden haberin yok" dedi. Başkan Pur, "Yüzbaşı Kazancı, plansız eğitim demiş. Öğrencileri kandırdınız mı?" deyince sanık Ay, öBenim bilgim yok, ne amaçla söyledi bilmiyorum" dedi.
SANIK KÜRSÜSÜNDE BAYGINLIK GEÇİRDİ
Daha sonra Harun Ay'a olay günü eşiyle saat 23.33 sıralarında yapmış olduğu telefon mesajları soruldu. Eşinin "Genelkurmay Başkanı alınmış. Emniyet karşılık verirse" şeklindeki mesajına "Bakıp geleceğiz, bir şey olmaz" şeklinde cevap verdiği belirtilmesi üzerine Ay, "Terör saldırısı olduğunu söylüyordum" dedi. Bunun üzerine Başkan Pur, "Eşin Genelkurmay Başkanı alıkonulduğunu söylüyor, emniyet karşılık verirse diyor. Emniyet mi terörist" diye sorunca sanık kürsüsünde bulunan Ay, baygınlık geçirdi. Harun Ay, askerlerin yardımıyla bir sandalyeye oturtuldu. Başkan Pur, "Kahvaltı etmedin mi?" diye sordu. Sanık Ay, "Etmedim" deyince sanığa ayran getirildi. Bunun üzerine 15 dakikalık ara verildi. Aradan sonra da Harun Ay'ın savunmasına devam edildi. Başkan Pur, "Emniyet mi terörist diye sorunca bayıldın" deyince sanık Ay, "Emniyet mensubunun terörist olduğuna dair bir düşüncem yok. Koşturma içerisinde ne dediğimi hatırlamıyorum" dedi.
"BU KLİŞE SÖZ MÜ?"
Eşinin Bankasya'da hesabı olduğu sorusuna "bilmiyorum" diyen Harun Ay'ın bylock kullanmadığının tespit edildiği de belirtildi. Ay, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabileceği hatırlatılması üzerine "Bu yasa bana hitap etmiyor" dedi. Başkan Pur, "Öğrencisi de, teğmeni de "hitaptan" söz ediyor. Bu klişe bir söz mü?" diye sorunca Ay, "Sadece bunu kullanmayı tercih ettim" diye cevapladı.
İDDİANAME
Darbe girişimi sırasında Yalova Hava Meydan Komutanlığı'nda kamp yapmakta olan 70 Hava Harp Okulu öğrencisi, bu öğrencilerden sorumlu 3 rütbeli komutan ile şoför olarak görev yapan 2 er "şüpheli" sıfatıyla yer alıyor. Tüm şüphelilerin "Anayasal düzeni, TBMM'yi ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. 73 askerin "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar; 2 erin ise "Örgüte üye olmadan örgüt adına suç işlemek" suçundan 5'er yıldan 10'ar yıla kadar hapsi talep ediliyor.