Tahliye krizinde flaş gelişme !
Hidayet Karaca ve 63 polis sanığın tahliyesi ile ilgili bir yeni gelişme daha...
Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile 22 Temmuz ve devamında yapılan operasyonlarda tutuklanan aralarında Yurt Atayün ve Ali Fuat Yılmazer’in de bulunduğu 63 polisin, 4 gündür süren tahliye karmaşası bugün son buldu.
İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin tahliye kararları, Hakim Mustafa Başer’in HSYK tarafından açığa alınmasının ardından geçici olarak görevlendirilen Hakim Erdoğan Şimşek tarafından yeniden ele alındı. Hakim Şimşek, mahkemenin önceki tahliye kararlarının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bu tahliye kararlarını yok hükmünde sayılmasına karar verdi. Kararın sonuç bölümünde, kararın kesin olduğu vurgulandı.
TERÖR VE ÖRGÜTLÜ SUÇLAR BÜROSU’NUN İTİRAZINA YER VERİLDİ
Kararda, soruşturmalara bakan Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca tutuklu şüphelilerin tahliye kararlarının "yok hükmünde" sayılması ve bu kararların İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan infaz edilmeden geri istenilmesi ve ayrıca tahliye müzekkerelerinin teslim alıp cezaevine faks çekmeyen yetkililer hakkında yapılan suç duyurusunun geri alınmasının talep edildiği belirtildi.
Kararda, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın şüphelilerin tahliye kararına yönelik bu kararın "yok" sayılması yönündeki talebini hukuki olarak irdelendiğinde öncelikle mahkemenin hazırlık soruşturmasında tahliye yetkisinin bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir. Bu cümleden olarak öncelikle asliye ceza mahkemelerinin hazırlık soruşturması devam ederken tahliye konusunda karar verilip verilmeyeceğini yürürlükte kanun hükümleri çerçevesinde değerlendirmek gerekmektedir" denildi.
MAHKEMELERİN GÖREVLERİNE ATIFTA BULUNULDU
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 3. maddesiyle mahkemelerin görevlerini belirlendiği ifade edilen kararda, "CMK 3., 5235 sayılı yasanın 10. ve 11. maddeleri ve diğer mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde hazırlık soruşturmalarında hakim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak, bunlara karşı yapılan itirazları incelemek münhasıran Sulh Ceza Hakimliği’ne aittir. Bu cümleden olarak Asliye Ceza Mahkemeleri’nin soruşturma aşamasındaki işler ile ilgili olarak tutuklama ve tahliye kararları verme yetkileri olmadığı aşikardır" denildi.
"HAKİMİN REDDİNİ TEŞKİL EDEN HUKUKİ BİR DURUM YOK"
Kararda, "reddi hakim kararını" veren İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin bu kararının, "dosyanın soruşturma aşamasında olduğu, dosyanın mahkemede bulunmadığı, dosyanın görevli ve yetkilisinin Cumhuriyet Başsavcılığı olduğu, hukuk sistemimizde cumhuriyet savcılarının reddi müessesesinin olmadığı, somut olayda hakimin reddi konusunu teşkil edecek hukuki bir durumun bulunmadığı" kaydedildi.
"MAHKEMEMİZ GÖREVSİZDİR"
Hakimin davaya bakamayacağı haller ve reddini gerektirir sebeplerin kovuşturma aşamasıyla sınırlı olduğunun altı çizilen kararda, "Bu konuda hakimin reddi talebini değerlendiren İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararı ve mahkememizin kararı hukuki dayanaktan bu nedenlerle yoksundur. Mahkememizce verilen 25 Nisan 2015 tarihli müteferrik karar ile mahkememizce verilen tahliye kararı mahkememizin görevsiz bulunması nedeniyle yok hükmünde sayılması gerektiği anlaşılmıştır." ifadelerine yer verildi. Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nun itiraz sebeplerinin yerinde görüldüğü belirtilen kararda, "Tahliye kararının yok hükmünde sayılmasına karar verilip bilahare tahliye kararlarının Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bila infaz (infaz edilmeden) istenilmesine karar verilmiştir" denildi. Kararda, ayrıca tahliye müzekkerelerini teslim almayan ve cezaevine faks çekmeyen yetkililer hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurusunun da bu tahliye kararları yok hükmünde olduğundan suç duyurusunun yerine getirilmesine yer olmadığına karar verildiği belirtildi.
KARAR KESİN...
Kararın hüküm bölümünde, "Mahkememizin 25 Nisan 2015 tarihli kararının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğundan tahliye kararlarının yok hükmünde sayılmasına, şüphelilerin tahliye kararlarının bila infaz istenilmesi için müzekkere yazılmasına" karar verildiği belirtildi. Ayrıca yine açığa alınan Hakim Mustafa Başer’in tahliye kararlarını yerine getirmesi için İnfaz Savcılığı’na gönderdiği yazının da yok hükmünde sayılması kararlaştırıldı. Kararın sonuç bölümünde, kararın kesin olduğu vurgulandı.