Tacizcinin annesi konuştu: "Çocukları getirirdi..."
Karaman'da çocuklara cinsel istismarda bulunan kişinin annesi konuştu.
Karaman'da 10 çocuğa cinsel istismarda bulunmaktan yargılandığı davada 508 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Muharrem Büyüktürk'ün 85 yaşındaki annesi, "Köye çocuklarla gelirdi. Yukarıda kalırlardı. Karınlarını doyurur, banyo yaptırır, çamaşırlarını yıkardı" dedi
Karaman'da 10 çocuğa ’cinsel istismarda’ bulunmaktan yargılandığı davada 508 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Muharrem Büyüktürk’ün annesi, E. Büyüktürk, olayı başkasından duyduğunu söyledi.
Öğretmen oğlunun çocukları köye getirip, onlara kendi evladı gibi baktığını ifade eden E. Büyüktürk, "Çocuklarla gelirdi. Yukarıda (ikinci katta) kalırlardı. Kendi çocuğu gibi bakardı. Karınlarını doyurur, banyo yaptırır, çamaşırlarını yıkardı. Çocuklara kendi analarından iyi bakardı" dedi.
Türkiye’de büyük infial yaratan cinsel istismar olayının sanığı Muharrem Büyüktürk’ün, memleketi Karaman’ın Ayrancı İlçesi’ne bağlı Ağızbozan Köyü sessizlik hakim. 6 kardeşi olan Muharrem Büyüktürk’ün, 2 kardeşinin daha önce vefat etmiş. Diğer kardeşleri de başka kentlerde yaşıyor. Büyüktürk’ün TCDD’den emekli işçi babası Arif Büyüktürk’ün ise 1975 yılında geçirdiği rahatsızlık sonucu ölmüş. Kardeşleriyle birlikte yokluk içinde büyüyen Muharrem Büyüktürk’ün, köyünde akrabaları ve 85 yaşındaki annesi E. Büyüktürk yaşıyor.
ANNESİ: OLAYI BAŞKALARINDAN DUYDUM
Muharrem Büyüktürk’ün annesi E. Büyüktürk, eşinden kalma iki katlı evin zemin katında oturuyor. Bu evde yalnız yaşayan E. Büyüktürk, oğlunun 10 çocuğu cinsel istismarda bulunduğu için tutuklandığını ve mahkum olduğunu başkalarından duyduğunu söyledi.
Muharrem Büyüktürk’ün köye geldiğinde, üst katta kaldığını belirten E. Büyüktürk, "Olayı ben bilmiyordum. Ben de bir yabancı gibi olayı başkalarından duydum. Ancak, üzüldüm. Ana olur da üzülmez mi evladına? Oğlumun benimle ilgisi fazla yoktu. Cuma günleri gelir üst katta yatar, sabah da giderdi. Bana kötü bir davranışı olmadı. Evlat bu, iyi davranmaz mı anaya" dedi.
Yaşlılığından dolayı rahatsız olduğunu hatırlatan E. Büyüktürk, bu olayın ardından üzüntüden hastalığının daha da arattığını söyledi.
"ÇOCUKLARA BANYO YAPTIRIR, ÇAMAŞIRLARINI YIKARDI"
Oğlu Muharrem’in, köye sık sık çocuklarla geldiğini ve üst katta kaldıklarını anlatan E. Büyüktürk, şunları söyledi:
"Çocuklarla gelirdi. Yukarıda (ikinci katta) kalırlardı. Onlara kendi çocuğu gibi bakardı. Karınlarını doyurur, banyo yaptırır, çamaşırlarını yıkardı. Çocuklara kendi analarından iyi bakardı. Bakkaldan alışveriş yapar gelir, yedirir içirirdi. Çocukların babası da geldi. Bahçedeki kayısı ağaçlarını budadılar, çocuklar da budanan dalları topladı. Çocuklara ekmeklerini falan yedirdi. Sonra gittiler. Gidiş o gidiş, bir daha gelemedi."
CEZAEVİNDE ZİYARET ETMİŞ
E. Büyüktürk yaklaşık 2 ay önce tutuklanan oğlu Muharrem Büyüktürk’ü cezaevinde ziyaret etmiş.
Oğlunun cezaevine girdiğini duyunca ziyaretine gittiğini belirten E. Büyüktürk, "Oğlum, ’Anne iftiraya uğradım, bana iftira attılar, beni harcadılar. Benim öyle bir şey yapacağıma siz inanır mısınız?’ dedi. Sarılıp, kucaklaştık" dedi.
KÖY MUHTARI: VİCDAN AZABI DUYUYORUZ
Ağızboğaz köyü muhtarı Nurettin Okçu, yaşanan olaydan dolayı utanç duyup, vicdan azabı çektiklerini belirterek, şunları söyledi:
"Eğer olayın aslı varsa, bir köylü olarak, köyün muhtarı olarak üzülüyorum. Biz, vicdan azabı çekiyoruz burada. Köyden başka bir yere gittiğimde bu olayı konuştukları zaman toplumdan kaçıyorum. Hatta olayı tanıdık birileri konuşurken görürsem, utancımdan o kişiyi tanımazlıktan gelip, uzaklaşıyorum. Allah kimseye utandırılacak iş vermesin. Utandığımız için kaçıyoruz. Biz inançlı insanlar olduğumuz için utanıyoruz."
"DİYARBAKIRLI ÇOCUKLAR GELİRDİ"
Muhtar Okçu, Muharrem Büyüktürk’ün, tutuklanmadan bir hafta önce çocuklarla köye geldiğini, durumundan kuşkulandıklarını da belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim bildiğimiz sadece kuşkumuz vardı. Yaklaşık 15 yıl önce Diyarbakırlı çocuklar gelirdi. Komşu köyden de çocuklar gelirdi. Hep çocuklarla ilgileniyordu. Köylülerle çok muhatap olmazdı. O çocuklara Kuran okuttuğunu duyuyorduk. Muharrem Büyüktürk’ün 1 kez nişanlısından, 4 kez de evlenip ayrıldığını biliyorum. Bizim köyün okulunda da görev yaptı. Hatta okul müdürüydü. Yaklaşık 2 yıl kaldı. Ben şahsım adına çocuklarla fazla ilgilendiğinden şüpheleniyordum. Çocuklar ’hocam hocam’ diye el pençe etrafında dolaşırdı. Eşini dövermiş duyduğumuz kadarıyla. Bu çocuklara kesin böyle bir şey olduysa onu hakimler bilir. Köydeki akrabaları, bu olay olduktan sonra hocanın annesiyle araları açıldı. Annesiyle pek ilgilenmemeye başladı."