Sıra Dolmabahçe’de mi ?

Galatasaray Üniversitesi'nde çıkan yangın Dolmabahçe Sarayı için de endişeleri artırdı.

Galatasaray Üniversitesi'nin Ortaköy'deki tarihi binasında çıkan yangın itfaiyenin yaklaşık 4.5 saat süren müdahalesinin ardından söndürüldü. Binanın büyük bir bölümünü kullanılamaz hale getiren yangının elektrik kontağından çıktığı tahmin ediliyor.

SIRA DOLMABAHÇE’DE Mİ ?

Yangın sonrası NTV'nin görüşüne başvurduğu NTV Tarih Yayın Kurulu Üyesi Necdet Sakaoğlu başka bir tehlikeye işaret etti. Dolmabahçe Sarayı'nda da bu tür bir yangının yaşanabileceğine değinen Sakaoğlu, şunları söyledi:

"Bu tür yangınlar bizim eski saraylarımızda veya sarayken başka amaçla kullanılan binalarımızda her an, hergün beklenebilir. Yarın başkasının haberini alabiliriz. Bunlar yangından gereği gibi korunamıyor. Korunması da mümkün değil. Hergün yüzlerce öğrencinin girip çıktığı, faal biçimde kullanılan binaların ahşap yapısı ve tarihi dokusu dikkate alınmıyor, alınamaz da...

Böyle afetlere maruz kalmaması için üniversitelere yeni binalar yapılmalı. 21. yüzyılda üniversite ne arıyor, o binalarda işi ne? Üniversite işlevi o binalara nasıl uydurulur, şaşılacak bir şey. Ben asıl daha büyüğünden korkuyorum. En büyük korkum Dolmabahçe Sarayı'nın yanmasıdır. Ora da tehlike altında. Bu tür binaların hepsi günün birinde bu tür afetlere açık.

Bu binalar saray olarak yapılmış. Bunların işlevi ancak, eski saraylık konumlarına uygun bu çağın gerektirdiği faaliyetler olabilir. Buralarda sergiler açılabilir, basit müzeler yapılabilir. Bazı basit eğitim işlevlerine tahsis edilebilir. Üniversite olarak kullanılması son derece gereksiz ve fuzulidir, bir an önce kurtarılmalıdır."

BİNA AHŞAPTI

Ahşap binadaki yangının söndürülmesi için bölgeye çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Yangına 110 itfaiye personeli, 47 araç ve Kıyı Emniyeti'ne ait 5 söndürme gemisi ile müdahale edildi. Binanın büyük ölçüde ahşap olması ve rüzgar, söndürme çalışmalarını olumsuz etkiledi.

Dumandan etkilenen bazı itfaiye erlerinin ilk müdahalesi olay yerinde bekletilen sağlık ekiplerince yapıldı. Yangın sırasında çok sayıda üniversite öğrencisi ve öğretim görevlisi de söndürme çalışmalarını izlemek için bölgeye akın etti. Olay yerine güvenlik şeridi çeken polis, vatandaşları bölgeden uzaklaştırdı.

Yangın itfaiyenin yaklaşık 4.5 saat süren müdahalesinin ardından söndürülebildi. Yangına kolay müdahale edilebilmesi için kapatılan Çırağan caddesi de trafiğe tekrar açıldı.

142 YAŞINDAYDI

1868 yılında Sultan Abdülaziz’in isteği ile Galatasaray Mekteb-i Sultanisi hizmete açıldı. 1924 yılında tarihi okul lise olarak Galatasaray Lisesi adını aldı.

Mimar Sarkis Balyan tarafından 1871 yılında inşa edilen ve resmi adı İbrahim Tevfik Efendi Sahilsarayı olan ana bina, uzun yıllar Galatasaray Lisesi’nin kız bölümü dersliği olarak kullanıldıktan sonra Galatasaray İlkokulu’na tahsis edildi. Mezunlarının desteği ile 14 Nisan 1992 tarihinde, Cumhurbaşkanı Özal ile Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand’ın da katıldığı bir törenle imzalanan uluslararası anlaşmayla üniversite statüsü kazandı.

1992’de üniversiteye devredilen ana bina, günümüzde sadece idari birimlerin bir kısmı ile Hukuk, İİBF ve İletişim Fakülte sekreterliklerini ve bu fakültelerde görevli öğretim üyelerinin bürolarını içeriyordu.

KİTAPLAR KÜL OLDU

Olayda ölen ya da yaralanan olmazken, çatısında çökme meydana gelen bina kullanılamaz hale geldi. Çok sayıda tarihi eser ve kitap da yangında kül oldu. Olayın elektrik kontağından çıktığı tahmin ediliyor.

TARİHİ BİNALAR BİR BİR YANIYOR

Geçen Aralık ayında Kapalıçarşı ve Cağaloğlu'ndaki İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü binasında da yangın çıkmıştı. Kapalıçarşı'da tarihi dokuya zarar gelmediği açıklanırken, 150 yıllık İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasında büyük çapta maddi hasar meydana gelmişti.

"TOZLAR BARUT GİBİ OLUR"

Eski İstanbul İtfaiye Müdürü Metin Demir, bu tür tarihi binalardaki yangınlara uzun yıllar sonucu biriken tozların neden olduğunu söyledi.

Demir şu ifadeleri kullandı: "Tarihi binalarımızın yaklaşık yüzde 70'i ahşaptır. Bu tür binaların iç kısımlarında yangın başlamışsa binayı sarmadan belli olmaz ve yangın anlaşıldığında iş işten geçmiş olur. Tarihi binaların özellikle çatı katı ve ara bölümlerinde yılların verdiği toz birikmesi olur. Bu tozların birikmesi sonucu barut gibi olur ve en ufak bir kıvılcımda alev alır.

Tarihi binalarımızın bakımları ve yangınla ilgili güvenlik önlemleri maalesef alınmıyor. İtfaiye tüm gücüyle müdahale ediyor. Rüzgar, müdahale çalışmalarını zorlaştırıyor. En büyük korkum yangının diğer binalara sirayet etmesi. Böyle bir durumda sahildeki bütün binalar yanabilir. Bu saatten sonra bina kontrol altına alınsa bile o binadan hayır gelmez. Çok sayıda tarihi binamız var. En azından bundan sonra onları korumalıyız."

"TELAFİSİ ÇOK ZOR"

Üniversitenin eski rektörlerinden Erdoğan Teziç ve tarihçi İlber Ortaylı ise arşivde bulunan kitaplara dikkat çekti. Binada kendi bağışladığı 6 bin kitabın olduğunu söyleyen Ortaylı, bu kitaplardan bazılarının bulunamayacak nitelikte olduğunu söyledi.

Binanın onarımı için Galatasaray kurumu mensuplarına büyük iş düştüğünü söyleyen Teziç ise, "Bina bir şekilde restore edilebilir. Ancak çok zengin bir kitap malzemesi vardı orada. Ben 50 yıllık kitaplarımı oraya bağışlamıştım. Başka yerlerde bulunma imkanı olmayan nadide eserler bulunuyordu. Bunların hepsi heralde kullanılamayacak hale geldi. Bunların telefisi çok zor" diye konuştu.

Sonraki Haber