Şimdi de ''kayıp fay'' endişesi başladı
Malatya'da önceki gün meydana gelen 5,3 büyüklüğündeki deprem Türkiye'nin deprem haritasında gözükmeyen "kayıp" faylarla ilgili tartışmaları yeniden başlattı.
Onbinlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Kahramanmaraş depremlerinin ardından, önceki gün Malatya’da meydana gelen 5.3 büyüklüğündeki deprem endişe yaratırken, son sarsıntıların artçı olup olmadığı ve “diri fay hatları” ile ilgili çalışmalar da gündeme geldi.
Son sarsıntılar, Malatya yakınlarında bilinen bir fay olan Doğanşehir fayı ile bağlantılı. Doğanşehir fayında, 6 Şubat tarihli ikinci depremin ardından bu zonun kuzeydoğusunda 40-50 kilometrelik bir yüzey kırığı oluştu. Artçı sarsıntılar da Kahramanmaraş merkezli 7.6 büyüklüğündeki ikinci depremle bağlantılı. Malatya’daki son sarsıntı da artçı olarak nitelendiriliyor.
Kahramanmaraş-Pazarcık depremi ve kısa süre sonra meydana gelen 7.6 büyüklüğündeki Elbistan depreminin artçılarının da yıllarca süreceği hesaplanıyor. Kahramanmaraş merkezli ilk depremin artçılarının 6.8, ikincisinin artçılarının ise 6.6 büyüklüğüne ulaşabileceği ifade ediliyor.
Deprem konusunda medyadaki popüler isimlerden Prof. Dr. Naci Görür, 5.3’lük Malatya depreminin ardından, “Önce Malatya’da 4.3 büyüklüğündeki Öncü-Yeşilyurt depremi, sonra da 5.2’lik İkizce-Yeşilyurt depremi oldu. Kuvvetle muhtemeldir ki öncü depremi İkizce depreminin öncüsüdür. Bu deprem fayları MTA haritasında yoktur. Yeni fay?” paylaşımında bulundu.
Bingöl’de de Richter ölçeğine göre dün sabaha karşı 4.3 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremde ilk belirlemelere göre herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.
Hatırlanacağı gibi Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar da 6 Haziran'da yaptığı açıklamada , Elazığ ve İzmir'i örnek göstererek Türkiye'nin derinliklerinde uzun yıllardır suskun olan faylar olduğunu belirtmişti.
İzmir'i örnek gösteren Tatar 6 Haziran'da yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:
"AFAD'ın içinde olduğu Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız, MTA Genel Müdürlüğümüz ve TÜBİTAK ile bütün faylar çalışılmaya başlandı, bu çok önemli bir aşama. Sivas özelinde veya Orta Anadolu özelinde çok uzun yıllar deprem üretmemiş ama aktif olduğunu bildiğimiz, uzun yıllar suskun olan fay hatları var. Bu fay hatlarının hasar yaratması için illa bir yerleşim yerinden geçmesi de gerekmiyor, bunu Elazığ ve İzmir'de gördük. Tamamen zeminden kaynaklanan problemler oldu. O açıdan Sivas her ne kadar içinden aktif fay hattı geçen şehir olmasa bile Suşehri, Doğanşar, Koyulhisar, Gölova, Akıncılar ilçelerimizin içinden Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun değişik kolları geçiyor. Şarkışla civarından Deliler fay hattının değişik kolları geçiyor. Buraların deprem üretme potansiyeli var. Bir deprem ürettiğinde de maksimum deprem üreteceği değerler biliniyor. Her halükarda bir deprem olduğunda Sivas ve bu bölgede bulunan tüm şehirlerimizde riskli yapıların belirlenmesi gerekir. Bizim bir an önce bu şehirlerimizi daha dirençli hale getirmemiz gerekiyor. Bu tür yerlerde zemin çok önemli ve Sivas'ın bu anlamda özellikle zeminin iyi olmadığını bildiğimiz alanlarını daha dirençli hale getirmemiz gerekiyor."