Sıkıyönetim listesindeki hakim ve savcılar yargılandı

Darbe girişimi sırasında çıkan ortaya çıkan sıkıyönetim listesindeki hakim ve savcılar yargılandı.

Darbe girişimi sırasında ortaya çıkan sözde "Sıkıyönetim Mahkemelerinde Görevlendirme Listesi"ndeki 31 eski askeri hakim ve savcının ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ilk celsesi sona erdi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında ortaya çıkan sözde "Sıkıyönetim Mahkemelerinde Görevlendirme Listesi"ndeki 31 eski askeri hakim ve savcı hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlarından açılan davanın ilk celsesi tamamlandı.

Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, başka illerde cezaevlerinde bulunan sanıkların telekonferans sistemiyle savunmalarının alınmasına devam edildi.

Darbecilerin sözde listesinde "Tekirdağ Sıkıyönetim Askeri Savcılığına Yardımcı Askeri Savcı olarak görevlendirileceği" belirtilen tutuklu sanık Emin Veli İnan savunmasında, darbe girişimini memleketi Isparta Gelendost'ta bulunduğu sırada televizyondan öğrendiğini belirtti.

Daha sonra bütün izinlerin iptal edildiğini, görev yerlerine dönülmesi konusunda Askeri Savcılık'tan mesaj aldığını anlatan İnan, bunun üzerine Çorlu'ya döndüğünü ifade etti.

Burada evini dağınık bulduğunu, yöneticiden polislerin evinde arama yaptığını öğrendiğini belirten İnan, "Yaşanan elim olaylarla uzaktan yakından alakam olmadığı için şaşırdım. Bir yanlışlık olduğunu düşündüm. Hakkımda yakalama emri olduğunu öğrendim. Teslim işlemlerim yapıldı. Kimin hazırladığı belli olmayan bir listede ismim geçiyor diye, hukuka aykırı olarak tutuklandım ve cezaevine gönderildim." diye konuştu.

Darbecilere ait listede isminin geçtiğinden haberi olmadığını savunan İnan, hakkındaki terör örgütü üyeliği suçlamasını reddetti ve "Hakkımda bu konuda delil yok. İddia makamı ön yargılı. Hiçbir zaman FETÖ ile bağlantım olmadı." dedi.

Darbecilerin sözde listesinde "Tekirdağ Sıkıyönetim Askeri Mahkemesine Askeri Hakim" olarak atanacağı belirtilen sanık Muhammet Vuran da olay günü saat 17.30 sıralarında evine gittiğini, eşinin KPSS'ye hazırlanması dolayısıyla oğluyla ilgilendiğini, televizyon izlemediğini ifade etti.

Kalkışmayı ertesi sabah televizyondan öğrendiğini ileri süren Vuran, "Hakkımda gözaltı kararı alındığını öğrenince çok şaşırdım. Darbecilerin bir liste hazırladığını, benim ismimin de burada yer aldığını söylediler. Çorlu Cumhuriyet Başsavcısına ifade verdikten sonra tutuklandım. Hain darbe girişimiyle ilgim bulunmamaktadır. Sözde listeden darbe öncesi haberim yoktu." diye konuştu.

Hiçbir zaman FETÖ üyesi olmadığını belirten Vuran, savunmasında şunları söyledi:

"Hiçbir zaman onlarla hareket etmedim. Kimsenin telkin ve yönlendirmesiyle karar vermedim. Tek bir dosyada art niyetli davrandıysam, en ağır cezaya razıyım. Darbeciler bu listeyi hazırlarken, olsa olsa kendileri için tehlike arz etmeyecek biri olduğumu değerlendirmişlerdir. Bu da rütbemin düşük olmasından kaynaklanmıştır."

Askeri yargı mensubu olmasını sağlayan sınavda kopya çektiği suçlamasını reddeden Vuran, "pişman olacak herhangi bir eylemi olmadığını" bildirdi.

Gülen'in fotoğrafı

Tutuklu sanık İsmail Savcı da darbe girişimini, memleketi Samsun Çarşamba'da bulunduğunu sırada, kardeşinin telefonuyla öğrendiğini anlattı.

İzinlerin iptal edilmesinin ardından 17 Temmuz'da uçakla İstanbul'a gitmek üzereyken, havaalanında polisin kendisi hakkında arama kaydı olduğunu bildirdiğini aktaran Savcı, önce karakola götürüldüğünü, ardından tutuklandığını kaydetti.

Savcı, "Darbe girişiminin hiçbir aşamasına iştirakim söz konusu değildir. Hiçbir şeyden haberim olmamasına rağmen tutuklandım" iddiasında bulundu.

Askeri yargı sınavı sorularını ele geçirdiği iddiasının yersiz olduğunu ifade eden Savcı, Bank Asya'da hesabı bulunduğunu kabul ederek, "Maddi durumumuz iyi değildi. Ailem çiftçiydi. Konya Büyükşehir Belediyesinden burs kazandım. Binlerce kişi de burs almıştır. O belediye de o dönemler Bank Asya ile anlaşmalıymış. Burs çıktığında gidip, bankamatik kartlarını aldık. Bizim adımıza çıkartmışlardı." diye konuştu.

Savcı, iddianamede, telefonunda FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in fotoğrafının bulunduğunun belirtilmesi konusunda, şunları söyledi:

"Bunu öğrenince şok oldum. O dönem, telefonun hafıza kartı olmadığından ikinci el CD kart almıştım. Fotoğraf varsa, kartın hafızasında vardır. Benim ve avukatımın tahmini budur. Gülen'in fotoğrafını bulundurmadım."

Savcı, "Pişmanlıkla ilgili beyanınız olacak mı?" sorusu üzerine, "hiçbir suç işlemediği" yanıtını verdi.

Tokat Cezaevinde bulunan sanık Gültekin Özdemir de 15 Temmuz'a kadar Erzincan 3. Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığında görevli olduğunu belirtti.

Olay gecesi hiçbir tereddütsüz biçimde darbenin karşısında bulunduğunu kaydeden Özdemir, darbecilerin listesinde isminin "tamamen bilgisi ve iradesi dışında" olduğunu savundu.

Darbe girişimini evinde öğrendiği sırada "dehşete kapıldığını" aktaran Özdemir, 15 Temmuz'dan sonra korgeneralliğe terfi eden ve Genelkurmay Personel Başkanlığına getirilen Selçuk Bayraktaroğlu'nu aradığını, onun, "Karargaha gel, konuşalım" dediğini anlattı.

Gittiğinde darbe emirlerinin 3. Ordu Harekat Merkezi'ne geldiğini öğrendiğini kaydeden Özdemir, "bunların darbe emri olduğunu, uyulmasının suç oluşturacağını" söylediğini aktardı.

Özdemir, "Benim o gece birlikte hareket ettiğim kimse görevden alınmadı. HTS kayıtlarım ortada. Hiçbir darbeciyle görüşmedim." dedi.

FETÖ/PDY ile ilişkisi olmadığını savunan Özdemir, Ergenekon soruşturmaları sırasında da Türk Eğitim Vakfı'ndan burs aldığı gerekçesiyle isminin medyada yer aldığını, ayrıca görevi süresince "FETÖ/PDY'nin saldırılarına maruz kaldığını" ifade etti.

Özdemir, Selçuk Bayraktaroğlu'nun yanı sıra, olay gecesi kendisini karargaha çağıran 3. Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Serdar Savaş ve Hakim Albay Ahmet Altınay'ın "tanık" olarak dinlenmesini ve o geceki iradesinin sorulmasını talep etti.

Savunması alınan sanıklar tahliye taleplerinde bulundu.

Davaya yarın sabah devam edilecek.

İddianame

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklar hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının yanı sıra "silahlı terör örgütüne üye olmak", "terör örgütü faaliyeti kapsamında zincirleme resmi belgede sahtecilik" ve "zincirleme nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 45 yıl 7'şer aya kadar hapis cezası isteniyor.

İddianamede, sanıkların, darbe girişiminin ardından arama, yakalama, gözaltına alma, tutuklama, mal varlığına el koyma gibi kararları vermek, bu konularla ilgili soruşturma ve kovuşturma yapmak suretiyle darbenin fiilen gerçekleşmesini ve hukuken sonuç doğurmasının sağlamak amacıyla sözde listelerde görevlendirildikleri ifade ediliyor.

FETÖ'nün, darbe girişimine karşı direnenleri yargılayacak hakim, savcı ve adli müşavirliklere kendileriyle fikir ve eylem birlikteliği bulunmayan, örgüt mensubu olmayan askeri hakim ve savcıları atamasının olanaklı bulunmadığı kaydedilen iddianamede, sanıkların, askeri hakim ve savcı sınavı sorularını daha önceden elde ettikleri de savunuluyor.

Sonraki Haber