Seta'nın "2015 Avrupa İslamofobi Raporu" tanıtıldı !
SETA Vakfı'nın hazırladığı 2015 Avrupa İslamofobi Raporu, Avrupa Parlamentosu'nda tanıtıldı
Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), Avrupa Parlamentosunda (AP), 2015 Avrupa İslamofobi Raporu'nun tanıtımı dolayısıyla panel düzenledi.
AP üyeleri Prof. Dr. Josef Weidenholzer ve Afzal Khan'ın ev sahipliğini, SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Yrd. Doç. Dr. Enes Bayraklı'nın moderatörlüğünü yaptığı panelde, sunumları Avusturya İslamofobi Raporu'nun yazarı, Salzburg Üniversitesinden Dr. Farid Hafez, Almanya İslamofobi Raporu'nun yazarı Berlin Humboldt Üniversitesinden Dr. Anna-Esther Younes ve Belçika İslamofobi Raporu'nun yazarı Dr. Amina Easat-Daas gerçekleştirdi.
Weidenholzer, konuşmasında, islamofobinin önemli bir konu olduğunu belirterek Sosyalist Grup olarak çözüm bulmak istediklerini ifade etti.
Khan, sorunun çözümü için Avrupa partileri arası işbirliği ve çalışmanın önemine değindi. İslamofobiyi yenmenin sadece Müslümanların önceliği olmadığını kaydeden Khan, "Konu herkesi ilgilendiriyor. Ayrımcılık, nefret eylem ve söylemleri nedeniyle Avrupa'nın temel değerleri tehlikede" dedi. DAEŞ'in islamofobiye olan etkisinden bahseden Khan, DAEŞ'in eylemlerine bağlı olarak Avrupa'da aşırı sağın da yükselişe geçtiğini, her ikisinin de amaçlarını gerçekleştirmek için korku ve terörü kullandığını söyledi.
SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Bayraklı, İslamofobi Raporu'nu yazmaya geçen sene başladıklarını, Avrupa'dan 37 akademisyenin proje üzerinde çalıştığını, raporda 25 ülkeyle ilgili bulgulara yer verildiğini kaydetti.
- "İslamofobi suç olarak kabul edilmeli"
Raporun yazarlarından Hafez, Avrupa'daki genel duruma ilişkin bilgi verdi. 2014 senesinde 57 Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkesinden sadece beşinin Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarını resmi olarak raporladığını belirten Hafez, Avrupa'daki çok sayıda kişinin hala islamofobi gibi bir şeyin varlığını tanımadığını ifade etti. Yaşananlardan örnekler veren Hafez, özellikle aşırı sağ partilerin islamofobiyi kullanarak seçimlerde başarı elde etmeye ve kendi politikalarını meşrulaştırmaya çalıştığını vurguladı.
Sığınmacı krizinin de İslam karşıtlığının başka bir ayağını oluşturduğuna dikkati çeken Hafez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle Paris saldırıları sonrası toplumdaki durum, Müslümanlara karşı daha saldırgan bir hal almaya başladı. Çok sayıda cami ve Müslüman saldırıya uğradı. Özellikle güvenlik güçlerince camiler ve Müslüman derneklerin basılması ve belli imamların hedef alınması, Müslümanların Fransa için güvenlik tehdidi olduğu yönündeki görüşü güçlendirdi. Paris saldırılarının etkileri diğer ülkelerde de görüldü. Özellikle Belçika'da islamofobi arttı."
Hafez, saldırıya uğrayan Fransa'ya çok uzak ülkelerde dahi islamofobinin yükselişe geçtiğini örneklerle anlattı.
İslamofobinin sadece Müslüman azınlığa yönelik bir tehdit olmadığına işaret eden Hafez, "İslamofobi, AB üyesi ülkelerin anayasalarına bir tehdit. İslamofobi, AB ve üye devletlere yönelik bir tehdit" diye konuştu. Hafez, sorunun kalıcı çözümü için özellikle islamofobinin bir suç olarak kabul edilmesini ve din temelli nefret suçuna kanunlara yer verilmesi tavsiyesinde bulundu.
Younes, sunumda Almanya'daki durumu, Younes ise Belçika'daki duruma ilişkin bilgi verdi.
Sunumun ardından AP üyesi Khan, yaptığı kısa değerlendirmede, islamofobinin yükselmekte olduğunu ancak aynı zamanda politikacılar arasında bu konudaki farkındalığın da arttığını, bu tür çalışmalarla sorunun çözümünde ilerleme kaydedileceğini söyledi.
Her yıl yayınlanacak Avrupa İslamofobi Raporu'nun tamamına http://www.islamophobiaeurope.com adresinden ulaşılabilir.