Serdar Akinan ''bir kadın Ankara temsilcisi'' demişti; Hande Fırat'tan yanıt geldi
Gazeteci Serdar Akinan, Suriye'deki sanayi tesislerinin yağmalandığını anlatırken bir bakanın kardeşi ile bir gazetenin Ankara temsilcisinin eşinin de bu işin içinde olduğunu söylemişti. Akinan'ın bu sözleri sonrasında ilk açıklama Hande Fırat'tan geldi.
Gazeteci Serdar Akinan, bir belgesel çekimi için bulunduğu Suriye'de edindiği bilgileri aktarırken, ülkedeki sanayi tesislerinin ve zeytinyağının yağmalandığına ilişkin çarpıcı ayrıntıları dile getirdi.
Akinan'ın bu açıklamaları sonrasında gazeteci Hande Fırat ve eşinden peş peşe açıklamalar geldi.
HANDE FIRAT’TAN YANIT
Serdar Akinan’ın televizyondaki açıklamalarının ardından Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat açıklamada bulundu. Gazeteci Serdar Akinan, Suriye'deki sanayi tesislerinin ve zeytinyağının yağmalandığını anlatırken bir bakanın kardeşi ile bir gazetenin Ankara temsilcisinin eşinin de bu işin içinde olduğunu söyledi.
Hande Fırat sosyal medyada “Gerçekleri değiştiremezsiniz. Benim hiçbir şeyden korkum yok” mesajı verdi.
Fırat Twitter’da şunları yazdı:
“Bir meslektaşımın ‘Bir kadın Ankara temsilcisinin eşi, Suriye'nin yağmalanmasındaki şirketin sahibi adam ya...’ iddiası ile sosyal medyada hakaret, yeni iddialar, değişik suçlamalarla karşı karşıya kaldım. Bir de haklı olarak açıklama isteyen bir kesim var.
Söz konusu meslektaşımın bu iddiayı dile getirmesinden sonra adım Emre Uslu tarafından dolaşıma sokuldu. ‘Hande Fırat 15 Temmuz ödülünü Suriye’de almış’ ifadesiyle.
Üzülerek takip ettiğim bu gelişmeler ışığında;
1997 yılından beri gazetecilik yapmaktayım. Başka herhangi bir işim olmadı.
İş insanı bir babanın kızıyım. Fransız kolejinde okudum. Maddi sıkıntı çekmedim.
Beni bilen bilir. Akçeli işlerle, tuhaf ilişkilerle beni yan yana getirme çabaları sonuç vermez.
Eşim bir iş insanıdır. Ailesinden beri gelen kapsamlı iş birikimiyle benimle evlenmeden önce de iş insanıydı, şimdi de iş insanı.
Benimle evlenene kadar yaklaşık 35 yıl yürüttüğü işlerinde nasıl bana ihtiyaç duymadıysa, evlendikten sonra da ihtiyaç duymadı.
Bu meslekte nasıl davranılması gerektiğini bilecek kadar uzun zaman geçirdiğimi düşünmekteyim.
Her seferinde bir iddia ya da suçlamayı getirip 15 Temmuz’a bağlayan çevrelere gelince… Kızgınlığınızı anlıyorum. Ama oradan da bir şey çıkmaz.
15 Temmuz bir terör örgütünün darbe girişimiydi. Ben de bir gazeteci olarak mesleğimin gereği gibi hareket ettim. Bugün olsa yine aynı şekilde hareket ederim.
Buradan prim yapmaya kalkanlara da, bunu bir senaryo gibi yansıtmaya çalışan yarası olanlara da sadece şunu söylüyorum; ‘Gerçekleri değiştiremezsiniz. Benim hiçbir şeyden korkum yok.”
HANDE FIRAT’IN EŞİNDEN AÇIKLAMA
Hande Fırat’ın eşi Murat Özvardar ise açıklamasında Serdar Akinan’la ilgili “Bu şahısla yargı önünde hesaplaşacak olmakla birlikte müfteriyi öncelikle siz değerli kamuoyunun vicdanına havale ediyorum” ifadelerini kullandı.
Murat Özvardar şunları yazdı:
“Serdar Akinan isimli şahıs katıldığı TV programında Suriye’nin Türkiye tarafından yağmalandığını, fabrikaların sökülüp getirildiğini, insanlığa karşı suç işlendiğini, yağmalamadaki şirket sahibinin ise Ankara temsilcisi bir kadın gazetecinin eşi olduğunu iddia etmiştir.
Değerli kamuoyu, Eşim Hande Fırat’ın Hürriyet Ankara Temsilcisi olması ve sosyal medyada hedef gösterilmesi nedeni ile bu mesnetsiz iddialara cevap verme gereği duydum.
Gönül rahatlığı ile söylemek isterim ki; bu güne kadar Suriye’den ya da başka bir ülkeden bir fabrika ya da başka bir bina tesis vb söküp Türkiye’ye ya da herhangi bir ülkeye taşımadım.
Bu deli saçması iddia kendini dezenformasyonun şehvetine kaptırmış bir gazetecinin hezeyanından ibarettir.
Serdar Akinan’ın hayal ürünü iddialarına bölgedeki Türkiye düşmanı çevrelerin kaynaklık ettiği kesindir. Bu saçma iddiaları dile getirirken hangi iş adamından bahsettiğini mertçe söylemek yerine ‘eş’ üzerinden tanımlama yapmış olması da hem ahlaksızlık hem de operasyon gazeteciliğidir. Türkiye düşmanlarının Hande Fırat’a olan kin ve nefreti kamuoyunun malumudur.
10 Yıldır dünya Suriye’deki katliamlara seyirci kalırken, bölgedeki hastaneler okullar bile bombalanmışken, Suriyeli mazlumlara elini uzatan ve orada güvenli yaşam alanları oluşturan tek ülke olan Türkiye’yi yağmacılıkla suçlayan ve absürt iddiasını renklendirmek için iftira atmaktan çekinmeyen bu şahısla yargı önünde hesaplaşacak olmakla birlikte müfteriyi öncelikle siz değerli kamuoyunun vicdanına havale ediyorum. Saygılarımla”