Sağlık Bakanı Müezzinoğlu:
"Önümüzdeki dönemde koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerini Türkiye'nin gündeminde çok daha güçlü tutmak, bunu çok paydaşlı olarak yapmak gerekiyor"- "Biz çok güçlü bir sağlık hizmeti sunucusuyuz ama aynı zamanda çok güçlü bir sağlık tüketicisi bir ülkey
İSTANBUL (AA) - Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Önümüzdeki dönemde koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerini Türkiye'nin gündeminde çok daha güçlü tutmak, bunu çok paydaşlı olarak yapmak gerekiyor" dedi.
Basın mensuplarıyla bir araya gelen Müezzinoğlu, sağlık alanında AK Parti hükümetleriyle önemli dönüşüm ve değişim gerçekleştirildiğini ancak, bu noktayla yetinmelerinin mümkün olmadığını anlattı.
Müezzinoğlu, ülke insanına, dünya vatandaşlarının hak ettiği ve eriştiği sağlık hizmetlerini verme anlayışıyla hizmet ettiklerini belirterek, "Bugün Türkiye'nin, sağlık hizmetleri anlamında geldiği noktada övünebileceği birçok alanı var ancak yapması gereken birçok iş ve atması gereken birçok güçlü adıma da ihtiyacı var." dedi.
Sağlık hizmetlerinde vatandaşların neredeyse tamamının hakkaniyetli şekilde ulaşabilmesinin yolunu açtıklarını ve bu anlamda büyük bir başarı elde ettiklerini belirten Müezzinoğlu, "Ancak iyi tedavi ediyor, hızlı teşhis koyuyor olmakla övünüyor olmamız bizim için yeterli değil. Sağlık Bakanlığı olarak bir alanı asla boş ve eksik bırakmamamız gerekiyor. O da bireyin sağlıklı yaşam sürmesi... Hasta olduktan sonra iyi tedavi ediyoruz kısmı önemli ama hasta olmaması için her türlü tedbiri alıyoruz kısmı ondan daha önemli." diye konuştu.
Türkiye'nin sağlık hizmeti sunumunda yakaladığı başarıyı, koruyucu sağlık hizmetlerinde de yakalaması gerektiğini, bu kapsamda kurguladıkları aile hekimliği ve aile sağlığı merkezi sistemini gelecek dönemde çok daha güçlü bir boyuta taşımaları gerektiğine dikkati çeken Bakan Müezzinoğlu, "Arzu ettiğimiz ve önümüzdeki dönemde öncelediğimiz kısım, mevcudu daha iyi bir noktaya taşırken sağlıklı bireyi ve toplumu merkeze alan bir anlayışı içeren eylem planını hazırladık. Önümüzdeki dönemde de Türkiye büyük oranda bu başlıkları konuşacak ve bu anlamda yeni projelerimiz olacak." dedi.
Sağlıklı yaşam kültürünü teşvik edeceklerini, bu kapsamda bu yıl ve sonraki dönemlerde bütçelerinde sağlıklı yaşam kültürünün teşvikinin yoğun şekilde sağlanacağını aktaran Müezzinoğlu, bireylere sağlıklı yaşam bilincini yerleştirebilmenin önem taşıdığını, bunun bir yaşam felsefesine dönüştürülmesi halinde kanser, kardiyovasküler hastalıklar ve kronik sorunlarla mücadelenin kolaylaşacağını vurguladı.
Dünyada kanser, kardiyovasküler, diyabet, akciğer ve KOAH gibi kronik hastalıkların ölüm nedenlerinde ilk üç sırayı aldığını dile getiren Bakan Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
"Bu ilk üç sıradaki hastalıkların en önemli üç nedeni de tütün ve tütün ürünleri, sağlıksız beslenme, obezite ve hareketsiz yaşam. O zaman bu üç unsuru bireyin kültürüne, yaşam felsefesine ne kadar yerleştirebilirsek o kadar başarılı olabiliriz. O nedenle önümüzdeki dönemde koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerini Türkiye'nin gündeminde çok daha güçlü tutmak, bunu çok paydaşlı olarak yapmak gerekiyor. Yalnız Sağlık Bakanlığının dinamikleriyle değil, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Aile ve Sosyal Politikalar bakanlıkları, yerel yönetimler, medya ve sivil toplum örgütleriyle yapmak. Önümüzdeki dönemde bakanlık hizmetleri olarak en çok gündemde tutmaya gayret ettiğimiz konu başlığı bu."
- Halk Sağlığı Genel Sekreterliği
Konuyla ilgili gelecek hafta TBMM'ye havale edecekleri bir yapılanma olduğu bilgisini veren Mehmet Müezzinoğlu, bu çerçevede Halk Sağlığı Müdürlüklerini, Halk Sağlığı Genel Sekreterliğine dönüştürüp daha dinamik ve aktif şekillerde, sistematiği okullara, sınıflara kadar indirebilen, farklı yöntemlerle teşvikler yapabilen bir sistem kurmayı hedeflediklerini kaydetti.
Bu konunun teşviki için yürüttükleri bisiklet dağıtımlarına da devam edildiğini anlatan Müezzinoğlu, bisiklet yolu yapan belediyelere de bu anlamda destek olduklarını ifade etti.
Bakan Müezzinoğlu, "Bu örneği şunun için veriyorum, gelecek yıllarda sağlıklı yaşam kültürünün oluşmasına katkı sağlasın, gündem oluşsun diye yapıyoruz. Bisikleti gündemde tutan, hareketli yaşamı gündemde tutan, yöneticilere bu anlamda sorumluluk yükleyen, kamuoyu baskısı oluşturabilen bir anlayış olsun diye buna benzer teşvik projelerini önümüzdeki yıllarda da yapmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Müezzinoğlu, Türkiye'nin sağlık alanında zayıf olduğu alanların da bulunduğunu dile getirerek, "Biz bu fotoğrafla çok güçlü bir sağlık tüketicisi bir ülkeyiz. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin MR, Tomografi, hastaneye ve doktora ulaşma oranı 8,2, bizde 8,2 ve 8,3. Yani en üst limiti yakalamışız. 78 milyon ülke insanı bu anlamda dünya standardında hizmet alıyor. Acil hizmetlerinde hatta yer yer daha iyi durumdayız. Bu şunu gösteriyor, biz çok güçlü bir sağlık hizmeti sunucusuyuz ama aynı zamanda çok güçlü bir sağlık tüketicisiliz. Türkiye'nin temel sıkıntı alanı bu. Yani ilacı tüketen, tıbbi bilimsel gelişmeleri tüketen bir ülke olarak biz 2023 vizyonunu veya muasır medeniyet seviyesinin üzerinde bir Türkiye iddiasını güçlü sürdüremeyiz" ifadesini kullandı.
O nedenle gelecek dönemde bu anlamda üç temel başlıklarının bulunduğunu dile getiren Müezzinoğlu, tıp biliminde güçlü olabilmeyi, bilimsel alanda, Türkiye'deki bilim adamlarınca dünyaya, bilime katkı sağlayan Ar-Ge'leri yapabilen, güçlü bir altyapıyı kurabilmeleri gerektiğini anlattı.
Bu alanda yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi veren Müezzinoğlu, geçtiğimiz günlerde Yale üniversitesi ile özellikle kanser genomu konusunda bir anlaşma yaptıklarını hatırlattı.
Müezzinoğlu, şöyle konuştu:
"Bu anlamda dünyanın 4. ülkesi olarak kanser gen haritalarını çıkarabilen bir ülke olmayı önümüzdeki 2, 2,5 yıl Yale ile beraber yapacağız ama 3. yıldan itibaren Türkiye bunu yapabilen noktaya gelecek. Şu anda 39 gencimizi bu alanda eğitimle ilgili Yale Üniversitesine gönderdik. Burada güçlü laboratuvar altyapılarını da kuruyoruz. Buna benzer Türkiye genom haritasıyla, bu milletin gen yapısıyla hastalıklarındaki dinamiklerini bilimsel anlamda analiz eden ve tedavi yöntemleri üreten bilimsel boşluklarımızı da dolduran bir yolculuğu başlattık. İnşallah önümüzdeki 3-4 yıl içerisinde çok farklı başarılı sonuçları buradan alacağımıza inanıyorum."
Bakanlık olarak inşaatları devam eden 70 bin yatak kapasiteli hastaneler yaptıklarını, bu yıl yapılacak ihalelerle sayının 95 bine ulaşacağını dile getiren Müezzinoğlu, bu hastanelerin ileri fiziki ve tıbbi teknolojiyle donatılacağını söyledi.
Bakan Müezzinoğlu, her yıl tıbbi ürünlerde yaklaşık 2,5 milyar dolarlık bir harcama söz konusu olduğunu belirterek, "Biz bu parayı harcıyorsak, bu tıbbi ürünlere de ihtiyacımız varsa, bu ürünleri stratejik alım yöntemleriyle Türkiye'de üretilebilen, geliştirilebilen, marka değeri oluşturabilen bir süreçle yönetmenin yasal düzenlemelerini yaptık. İlk ihale süreçlerini de önümüzdeki günlerde başlatacağız." dedi.
Gelecek hafta bu kapsamda İstanbul'da sağlık alanında üretim yapan sanayicilerle bir araya geleceklerini aktaran Müezzinoğlu, Türkiye'yi güçlü üretim merkezi haline getirebilmek, hem ürettiklerini tüketen hem de dünyaya pazarlayabilen bir süreci ortaya çıkarmayı planladıklarını kaydetti.
İlaç sanayinde de Türkiye'nin önemli bir altyapısı olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, bu kapsamda da aşılarını ve aşı yelpazesini sıfırdan üretebilen bir ülke, kendi ihtiyaçlarını karşılarken dünyaya da pazarlayabilen bir konuma gelmek istediklerini söyledi.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'nin sağlık hizmeti sunumunda dünyanın gelişmiş ülkeleriyle yarışabilecek bir birikime sahip olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yakın mesafede 1-1,5 milyarlık bir nüfusu olan, farklı taleplere hitap edebilecek bir ülkeyiz. Farklı talepleri karşılayabilecek bir Türkiye var. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı olarak 30 sağlık bölgemiz var. Türkiye'de sağlık hizmeti sunumunda sevkleri en aza indirebilmek adına 30 sağlık bölgemiz var. İlk planda bu sağlık bölgelerimize stratejik sağlık turizmi alanları belirleyeceğiz. Sağlık turizminde şimdi, Uluslararası Sağlık Hizmetleri Başkanlığını kuruyoruz. Önümüzdeki 2-3 ay içinde bunların Meclis süreçlerini de tamamladığımızda yılsonu itibarıyla bölge bölge hitap edecek ve bu bölgenin sağlık turizminden beklentilerinin stratejik tespitlerini yaparak Türkiye'yi sağlık turizminde 2019 yılına geldiğimizde yaklaşık 9-10 milyar dolarlık geliri olan, 2023'e gelindiğinde de 20-25 milyar dolarlık sağlık turizminden gelir elde edebilen, bölgenin sağlık hizmeti sunum merkezi yapmayı hedefliyoruz. Türkiye, insanına sunduğu sağlık hizmeti kalitesini, standardını bir taraftan yükseltirken, bir taraftan zayıf olduğu alanları güçlendiren, diğer taraftan güçlü olduğu alanı bölge insanının hizmetine de sunabilen bir vizyonu önümüzdeki dönemde güçlü şekilde yönetmeye çalışacağız."