"Rus gemilerinin geçişi yasaklanabilir"
Doçent Doktor Naim Demirel, Türkiye'nin boğazlardan Rus gemilerinin geçişini yasaklayabileceğini söyledi.
Suriye’de süren karışıklıklar ve Rusya ile her geçen gün daha da gerilen ipler sonucunda Türkiye’nin Rus gemileri için Montrö Boğazlar Sözleşmesi doğrultusunda yapabileceği hukuki yaptırımlar gündeme geldi. Konuyu yorumlayan Doç. Dr. Naim Demirel; ‘’Montrö Boğazlar Sözleşmesine göre Türkiye, savaş zamanında veya barış zamanında savaş tehdidi altındaysa, Boğazlardaki savaş gemilerinin geçişini bazı devletlere kapatabilir’’ ifadelerinde bulundu.
Montrö Boğazlar Sözleşmenin gündeme gelmesiyle birlikte öncelikli olarak antlaşmanın revize edilmesinin gerekliliğini vurgulayan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Elemanı Doç. Dr. Naim Demirel, "1938 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin günümüz şartlarına uygun olarak tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Anlaşmanın taraflarından olan Sovyetler Birliği ve Yugoslavya devletleri artık yok. Bunun yanı sıra alınan kararları denetleyecek olan Milletler Cemiyeti de tasfiye edilmiş durumda. Bu kontrol sisteminin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yürütülmesi ise mümkün değil. Çünkü iki örgüt arasında fonksiyon transferine ilişkin bir anlaşma yapılmadı. Bu yeni oluşan durumlara dayanarak Türkiye sözleşmenin taraflarıyla bir konferansta konuyu ele alarak, sözleşmenin değiştirilmesi sürecini başlatabilir" dedi.
"SAVAŞ ZAMANINDA TÜRKİYE İSTEDİĞİ GEMİYE BOĞAZLARI KAPATABİLİR"
"Rus savaş gemisinin, Boğaz'dan geçerken füze göstererek geçmesi sözleşme kapsamında yasak olan bir eylem olarak değerlendirilebilir. Çünkü Sözleşmeye göre barış zamanında savaş gemileri boğazdan geçerken tehdit algısı oluşturabilecek bir eylemde bulunamaz" şeklinde konuşan Doç. Dr. Naim Demirel sözlerine şu şekilde devam etti, "Montrö Sözleşmesi, Boğazdan geçişleri savaş ve barış zamanı şeklinde ikiye ayırarak düzenlemiştir. Barış zamanında geçiş serbestliği öngörülmüştür. Türkiye barış zamanında, gerek ticaret gerek savaş gemilerinin Boğazdan geçişine engel olamaz. Ancak savaş zamanında Türkiye'nin egemenlik yetkileri artar ve Boğazdan geçişi düzenleme hakkı vardır. Bu gün uluslararası hukukta savaş yerine daha geniş bir kavram olan silahlı çatışmalar kullanılmaktadır. Dolayısıyla Montrö Sözleşmesindeki savaş zamanı, artık silahlı çatışmalar zamanı olarak değerlendirilecektir. Savaş zamanı için de Sözleşmede durum ikiye ayrılarak düzenlenmiştir. Türkiye, savaşan taraf ise geçişi tamamen düzenleme hakkına sahiptir. Eğer Türkiye savaşan taraf değilse yine savaşan taraflardan dilediğinin Boğazlardan geçişini yasaklama hakkına sahiptir. Türkiye barış zamanında kendisinin savaş tehdidi altında olduğunu düşündüğü zaman, tıpkı kendisinin de taraf olduğu bir savaşta olduğu gibi savaş gemilerinin Boğazlardan geçişini dilediği gibi düzenleme hakkına sahiptir. Türkiye istemediği devletin savaş gemilerinin Boğazlardan geçişini engelleyebilir. Bu konuda tamamen serbesttir. Bugün Suriye'de uluslararası nitelikte olmayan bir silahlı çatışmanın varlığı kabul edilmektedir, hatta Uluslararası Kızılhaç Teşkilatının bu konuya ilişkin tespiti de bulunmaktadır. Rusya bu savaşın, yani bu silahlı çatışmanın bir tarafıdır. Bu durumda Montrö Boğazlar Sözleşmesine göre Türkiye, Rusya'nın savaş gemilerinin boğazdan geçişini yasaklama hakkına sahiptir.''
"SAVAŞ TEHDİDİ ALTINDA OLDUĞUMUZ AŞİKÂRDIR"
Türkiye'nin sözleşmeye göre Boğazların, Rus savaş gemilerine kapatılması için dayanacağı ikinci noktanın barış zamanında Türkiye'nin kendisini savaş tehdidi altında hissetmesi olduğunu dile getiren Demirel, ''Rusya'nın, Türkiye güneyindeki PYD terör örgütüyle işbirliği içerisinde olmasından tutunda devamlı sınır ihlali yapmasına kadar her şey Türkiye'nin güvenliğini tehdit etmektedir. Savaş tehdidi altında Türkiye, güvenliği açısından Boğazları denetleme yetkisini kullanmalıdır. Rusya, hem de savaşı, sivil- asker ayrımı yapmadan acımasız bir şekilde sürdürüyor. Türkiye'yi ilgilendiren asıl konuysa savaş tehdidi altında olduğunu gösteren sebeplerinin olmasıdır. Sınır ihlallerinin yapılması, savaştan kaçan mültecilerin gelmesi, sürekli sınırda çatışma olması, Rus uçağının sınır ihlali yapması, Rus gemisinin Boğazdan geçerken silah göstermesi, Rusya'nın PYD'ye silah yardımı yapması gibi sebepler Türkiye'nin bir savaş tehdidi altında olduğunun kanıtıdır. Bu eylemler doğrultusunda Türkiye'nin kendi güvenliği açısından Montrö Sözleşmesine dayanarak yine Boğazları, Rus savaş gemilerine kapatma hakkı vardır. Türkiye artık Montrö sözleşmesindeki fiili ve maddi olgulara dayanarak Boğazı kapatabilir. Bu bir uluslararası hukuk ihlali sayılmaz. Hukuka uygun davranıştır. Türkiye'nin bu kararını sadece Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, BMS 39 maddesi kapsamında uluslararası barışı tehdit eder nitelikte olduğuna karar verirse Türkiye kararını yeniden gözden geçirebilir. Hukuk noktasından bakıldığında görünen budur. Türkiye dilediğinde Sözleşmeye dayanarak bu adımı atabilir. Ancak Türkiye bu kararı elbette siyasi dengeleri gözeterek alacaktır'' diyerek sözlerini noktaladı.