"Kim garanti edecek ?"
Ortaköy'de bir polisi şehit eden Rüzgar Çetin hakkında ilginç bir yorum geldi
Ortaköy'de bir polisin şehit olduğu bir polisin de ağır yaralandığı trafik kazasına sebebiyet veren Rüzgar Çetin'in tahliye olması sonrası Sabah Gazetesi yazarı Yüksel Aytuğ, 'Bundan böyle kendimi trafikte asla emniyette hissetmeyeceğim' yorumunda bulundu.
Yüksel Aytuğ'un, 'Ya Rüzgar beni de savurursa?' başlıklı yazısı şöyle:
"Rüzgar Çetin'in tahliye kararını vicdanımın hiçbir köşesi kabul etmese de, sustum.
Konuyla ilgili yazı yazmaktan, yorum yapmaktan kaçındım. Çünkü hukuka saygı bizde aile geleneğidir. Bu bana, hakim babamın bıraktığı en değerli mirastır. Sustum ve bekledim.
Neyi mi? Etkili ve yetkili bir hukukçunun durumu adil ve cesurca değerlendirmesini. Nihayet, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında cezayı az bulduğunu, ayrıca Yargıtay'ın da verilen cezayı az bulabileceğini söyledi.
Bunu söyleyen herhangi bir kişi değil, ülkedeki tüm avukatları temsil eden bir kuruluşun başıydı.
Öyleyse artık konuşmak, yorum yapmak için önümde hukuk diliyle rehber alacağım bir 'içtihat' var.
Ben de verilen cezayı az bulanlardanım. Gönlüm gencecik bir delikanlının hapislerde çürümesine razı gelmese de, olayın 'taksirle adam öldürme' fiiline denk düşen bir ceza gerektirdiğini, yani 22.5 yıla tekabül ettiğini düşünüyorum.
Bir ay önce, aynı araçta yaralanan polisin eşine 'Sen nasıl şikayetini geri çekersin?' diye isyan eden şehit polis eşinin tavır değişikliğine ise hiçbir yorum getirmeden konuyu tamamen Allah'a ve kamu vicdanına havale etmeyi uygun buluyorum.
Rüzgar Çetin daha önce sayısız trafik cezası yemiş. Olay gecesi alkollü olduğu saptanmış.
Dahası, o ölümcül manevrayı deneyecek kadar, ders almaz ve vurdumduymaz olduğu da ortada. Yani bu saatten sonra, kullandığı aracın, 'bombalı araç'tan bir farkı kalmamış. Nihayetinde, bir polisi şehit edip diğerini malulen emekli edecek derecede yaralamış.
Ben, yani sade vatandaş Yüksel Aytuğ, bundan böyle kendimi trafikte asla emniyette hissetmeyeceğim. Bir gün Ortaköy'de, kendi şeridimde, usul usul giderken, bir Rüzgar'ın beni ve ailemi hayattan alıp ötelere savurmayacağını kim garanti edecek? Ben kamuyum; dava, benim davam!"