"Kadın Hayattır" Buluşması
Başbakan Davutoğlu: (2)- "Biz şiddeti doğrudan bir insan hakkı ihlali olarak görüyoruz. Hiç bir inanç, gelenek ya da töre insana ve özellikle de kadına şiddeti meşru kılmaz. Şiddetin her türlüsüyle olduğu gibi kadına yönelik şiddetle de sonuna kadar mücad
İSTANBUL (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, şiddeti doğrudan bir insan hakkı ihlali olarak gördüklerini belirterek, "Hiç bir inanç, gelenek ya da töre insana ve özellikle de kadına şiddeti meşru kılmaz. Şiddetin her türlüsüyle olduğu gibi kadına yönelik şiddetle de sonuna kadar mücadelemizi vereceğiz" dedi.
Davutoğlu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen "Kadın Hayattır" etkinliğindeki konuşmasında, 2 gün önce Silopi'de olduğunu ifade ederek, Silopililerin kendilerini bağırlarına bastıklarını, ama orada gördüğü iki örnek kadından bahsetmek istediğini kaydetti.
Birinin şehit annesi Kürt kadını Akide Barkın olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Terör örgütünün operasyonlarında şehit olmuş acılı, ama gururlu bir anne. Bize evini, yüreğini açtı. Bütün diğer evlatlarıyla, eşiyle birlikte bizi ağırlarken 'Allah, vatana, devlete ve millete zeval vermesin' dedi. Bütün Kürt anneleri adına sesini yükseltti. Birileri Silopi'de barikatlar kurarken bu anne al bayrağa sarılmış oğlunun cenazesinin önünde milletin değerlerine sahip çıkmanın en güzel örneğini verdi" diye konuştu.
Ahmet Davutoğlu, bütün şehit annelerine ve şehit eşlerine en derin hürmetlerini sunduğunu belirterek, eşini hamileyken kaybedenlerin hem şehit eşi hem de şehit yetiminin annesi olmak hasebiyle 78 milyonun kardeşi olduğunu söyledi.
Diğer annenin de örnek olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Silopi'de çocuklar eğitimsiz kalmasın diye bir an bile öğretmenlik görevine ara vermeyen Tugay Komutanı'nın eşi Lütfiye Ekinci. Kendisini tanımaktan büyük bir gurur duydum. Bir öğretmen olarak gurur duydum. Eşi Tugay Komutanı olarak o terör belasına karşı bölge insanını korumak için nöbet tutarken Lütfiye hanım da okulda, Silopili çocuklara okuma, yazma öğretiyordu. İşte Türkiye'nin birliğinin, beraberliğinin sembolü bu iki kadındır. Bir şehit annesi Kürt bir kadın, Silopili gençlere okuma yazma öğreten Türk kadın. Bu Türk ve Kürt kadınlarını kimse ayıramayacak. Eğer Kürt ve Türk kadınları el ele verirlerse, eğer Kürt ve Türk anneleri birlikte aynı yürekle, aynı coşkuyla evlatlarımızı bağırlarına basarlarsa bu ülkenin birliğini, bütünlüğünü, huzurunu, kimse yok edemez. Buradan kocaman yürekli Akide Hanım'ı ve Lütfiye Hanım'ı huzurunuzda bir kez daha selamlamak istiyorum."
Devletin kudret ve şefkatle kaim olduğunu belirten Davutoğlu, teröristlerin kudreti test etmeye kalktığını, devletin milletten kaynaklanan kudretinin her şeyin üstesinde olduğunu gördüklerini söyledi.
"Emin olunuz, bu kudreti bütün bir ülkede sadece şefkat için kullanacağız. Şimdi ise zaman şefkat zamanıdır" diyen Davutoğlu, acıları sarmak için devletin şefkat elini milletle birlikte ülkenin her yerinde hissettirmek için çok kapsamlı bir çalışma içinde olduklarını vurguladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, terör örgütünün bozduğu huzuru daha kalıcı bir şekilde tesis etmek, terör örgütünün yıktığı, yaktığı ilçeleri, şehirleri daha güzel bir şekilde inşa etmek için büyük bir seferberlik başlattıklarını, bunun birlik, huzur ve demokrasi seferberliği olduğunu söyledi.
Silopi'yi, Cizre'yi, Sur'u terör örgütünün zarar verdiği yerleşim yerlerini bölgenin örnek kentleri haline getireceklerini vurgulayan Davutoğlu, camiden kaymakamlığa kadar, yürüdüğü sokaklarda kendilerini muhabbetle karşılayan Silopililere teşekkür etti.
Silopi'de İstiklal Marşı'nı okuyan çocuklara da buradan söz verdiğini söyleyen Davutoğlu, "Sizin geleceğini kimse karartamayacak. Sizin annelerinizden ayrı düşmenize kimse sebep olamayacak. Terörün yol açtığı yaraları bir an önce saracak vatandaşımızı mağdur etmeyeceğiz" diye konuştu.
- Kadına şiddet konusu
Başbakan Ahmet Davutoğlu, terör olaylarından bir başka insanlık ayıbına, kadına şiddet meselesine gelmek istediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Son yıllarda bütün dünyayı tehdit eder hale gelen ve ülkemizinde gündeminde olan kadına yönelik şiddet meselesi büyük bir insanlık ayıbıdır. Bu insanlık hastalığının mağduru olarak sembol bir isme dönüşmüş rahmetli Özgecan'ı ne zaman hatırlasam; hala içim sızlar, yüreğim sızlar. Mübarek annesini ve babasını geçtiğimiz günlerde misafir ettiğimde de kendilerinde gördüğüm vakar dolayısıyla huzurlarınızda bir kez daha kendilerine teşekkürü bir borç biliyorum. Mehmet Bey, her türlü saygıya layıktır. Değerli annesi, ablası, onlar bizim sembol olmuş kardeşlerimizdir. Çünkü ben de bir kız babasıyım. Kız babası olmanın ne demek olduğunu, kızlarımın her bakışında yüreğe işleyen o bakışların ne demek olduğunu en yakından bilirim. Hiç bir gece yok ki, gece hangi mesaide, saat kaçta gelmiş olursam olayım, ilk evladımdan bu yana, gece çocuklarım uyurken öpmediğim tek bir gece olmadı. Onların uykulu halleriyle 'babacığım' diye sarılmalarını hissetmeden uyku bana haram oldu. Hayatı boyu bunu yaşamış birisi olarak Özgecan'ın babasının, annesinin haleti ruhiyesini nasıl anlamaz, nasıl duyarsız kalabilirim. Yine aynı şekilde şehit eşlerini, şehit annelerinin bu psikolojilerini anlamadan durmak, onların acısını hissetmemek mümkün mü? Bilinsin ki 78 milyon içindeki her kız çocuğunun kendi babası dışında ikinci babası da benim. 78 milyon içindeki her kadının kendi kardeşleri dışında ikinci kardeşi de benim. Onları yönelen her el doğrudan bize, bizim vicdanımıza, irfanımıza, merhametimize yönelmiştir. Elbette evlatlar arasında ayrım yapılmaz, yapmayız da. Ben her zaman ve zeminde kadınlarımıza, kızlarımıza pozitif ayrımcılığa savundum. Oğullarımız alınmasın ama kızlarımızın kıymeti bir başkadır."
Kız çocukların kendilerini sevdirdiğini belirten Davutoğlu, Allah'tan kız çocuklarının bereketlerini evlerden eksik etmemesi, kız çocuklarının geleceğin anneleri, geleceğin onurlu kadınları olarak hazırlanmaları konusunda yardım etmesi temennisinde bulundu.
- Erkeklere çağrı
Davutoğlu, Özgecan'ı ve aynı sonu paylaşan diğer kadınları bir kez daha rahmetle andığını söyleyerek, özellikle erkeklere "Nerede olursa olsun kadınlarımızın onuruna sahip çıkın. Kendiniz hiç bir şekilde ne kadınlarımıza ne çocuklarımıza şiddet uygulamadığınız gibi şiddet uygulayanı gördüğünüzde durmayın, müdahale edin ve kadına karşı şiddeti mutlaka durdurun" çağrısında bulundu.
Kadına yönelik şiddetin sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada önemli bir sorun olarak gündemde olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Biz şiddeti doğrudan bir insan hakkı ihlali olarak görüyoruz. Hiç bir inanç, gelenek ya da töre insana ve özellikle de kadına şiddeti meşru kılmaz. Şiddetin her türlüsüyle olduğu gibi kadına yönelik şiddetle de sonuna kadar mücadelemizi vereceğiz" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 2014'te Anayasa'nın 10. maddesine "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür" hükmünü eklediklerini, 2005'te yürürlüğe giren iş kanununda kadın erkek eşitliğini gözeten ve ayrımcılığı kaldıran birçok düzenleme yaptıklarını, aynı yıl Türk Ceza Kanunu'na cinsiyet eşitliği ve kadına karşı şiddet konusunda geniş kapsamlı düzenlemeler gerçekleştirdiklerini söyledi.
İlk Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı'nın 2006'da uygulamaya konulduğunu, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu 8 Mart 2012'de yürürlüğe koyduklarını dile getiren Davutoğlu, şiddet ihbarları için Alo 183 çağrı hattını 7 gün 24 saat hizmete verdiklerini anlattı.
Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri Uygulaması'nı başlattıklarını belirten Davutoğlu, 2010'da bir hüküm daha ekleyerek bu maddeyi pozitif ayrımcılık hususunu da barındıran güçlü bir yapıya kavuşturduklarını dile getirdi.
- "Konukevleri 3 bin 382 kadın kapasitesiyle hizmet veriyor"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, şiddet mağdurlarını ve koruyucu hizmet sunumunu güçlendirme konusunda da geçmişte çalışmalar yaptıklarını, şimdi de uygulamaları geliştirdiklerini anlatarak, konuşmasına şöyle devam etti:
"2011'de kadın konukevi uygulamasını başlattık. Bugün itibarıyla toplam 131 kadın konukevimiz, 3 bin 382 kapasiteyle hizmet veriyor. Belediyeler Kanunu'nda nüfusu 100 binin üzerindeki belediyelere kadın konukevi açma zorunluluğu getirdik. Son 2 yılda kadın konukevlerinde kalan şiddet mağduru kadınlarımıza farkındalık eğitimleri ve okuma yazma kursları verdik. Sosyal, sanatsal ve sportif faaliyetler yaptık. Ekonomik destekler sağladık. Meslek edindirme kurslarından yararlandırdık. Adli yardım ile hukuki destek verdik. Yaptıklarımız yapacaklarımızın habercileridir. Bilinsin ki önümüzdeki 4 yıl içinde de, daha sonraki yıllarda da üzerimize aldığımız emanetin gereğini yapacağız, bu ülkenin kadını erkeğine, genci yaşlısına, her kesimine hizmet etmeye devam edeceğiz. Sizlerle bugün burada buluşmak benim için büyük bir onurdu. Daha nice güzel günlerde hep beraber olacağız."
Davutoğlu, kürsüden ayrılacağını ancak eşi Sare Davutoğu'nun katılımcılara hitap edeceğini belirterek, "Kadınlarımız her türlü emaneti en iyi koruyan, en iyi saklayandır. Kadınlarımızın merhametine, rahmetine, bereketine ülkemizi emanet ediyoruz. Allah rahmetinizi, bereketinizi daim kılsın, merhametinizi hakim kılsın" diyerek sözlerini tamamladı.
(Bitti)