"Çağımızın Buhranı Terör" Sempozyumu
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan:- "3. Dünya Savaşı başladı mı? Evet başladı. Ama 3. Dünya Savaşı'nın silahları, metodolojisi, araçları farklı, hedefleri aynı, yöntemi çok kirli. Böyle bir psikolojik savaş var"- "Bu savaş, gayrinizami
İSTANBUL (AA) - Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 3. Dünya Savaşı'nın başladığını savunarak, "Ama 3. Dünya Savaşı'nın silahları, metodolojisi, araçları farklı, hedefleri aynı, yöntemi çok kirli. Böyle bir psikolojik savaş var. Bu savaş, gayrinizami harp olduğu için bu savaşın yöntemlerini bilmek gerekiyor" dedi.
Prof. Dr. Tarhan, Üsküdar Üniversitesi Postkolonyal Çalışmalar Uygulamalar ve Araştırma Merkezi (PAMER) tarafından düzenlenen "Çağımızın Buhranı Terör" konulu panelin açılışında yaptığı konuşmada, PAMER ve Adaleti Savunanlar Derneği olarak bir yıl önce bu sempozmuyu düzenleme ihtiyacı duyduklarını, çünkü asimetrik savaşın başladığını dile getirdi.
Bugün gazetelere bakıldığında "3. Dünya Savaşı başladı" denilebileceğini ifade eden Tarhan, "3. Dünya Savaşı başladı mı? Evet başladı. Ama 3. Dünya Savaşı'nın silahları, metodolojisi, araçları farklı, hedefleri aynı, yöntemi çok kirli. Böyle bir psikolojik savaş var. Bu savaş, gayrinizami harp olduğu için bu savaşın yöntemlerini bilmek gerekiyor. Gayrinizami savaş yöntemlerine uygun psikolojik savaş teknikleriyle buna karşılık vermek gerekiyor." dedi.
Terörü , kullanışlı ve kullanışlı olmayan diye ikiye ayırıp, işine gelen teröriste çadır kurduran, işine gelmeyen teröriste farklı davranan bir batı olduğunu ifade eden Tahran, "Şu anda BM Başkanı ne yapıyor? Oturuyor, çay kahve içiyor. Böyle BM Başkanı mı olur? Şu durumda çalışmayıp ne zaman çalışacak ki BM Başkanı? BM böyle bir durumda devreye girmezse, ne zaman girecek? Böyle bir durumda BM'nin hiçbir şey yapmaması, insanlığa yapılan en büyük kötülüktür. Bu nedenle BM'nin dünya parlamentosu haline dönüşmesi ve terörle mücadeleyle ilgili küresel yasalar çıkarması gerekir." diye konuştu.
Teröristlerin en çok terör kurbanları arasından çıktığını belirten Tarhan, bir insanın nasıl canlı bomba olduğunu şöyle anlattı:
"Bir insanın en önemli sermayesi canıdır. Niye bunu yok ediyor? Hangi psikolojik dinamikle yapıyor bunu? Genellikle bu kişinin ailede o kişinin iki kutsalı zedelenmiş oluyor. Biri namusu, diğeri onuru. 'Bu iki kutsal yoksa ben yaşamasam daha iyi' diyor. O kişi 'o duygularla yaşamaktansa ölmek daha iyi' diyerek, ufak bir kıvılcımla bu kararı verebiliyor. Bunun arka planında bu duygu var. Aynı şey canlı bomba için de geçerli. Ezilmiş, aşağılanmış duygular içerisinde ötekileşmiş, dışlanmış...
Hizbullah'ın Lübnan'daki bölgesini ziyaret edenler şunu görürler: Orada intihar bombacılarının resimleri asılmıştır ve o resimlerin altında, o ölene karşı yazılmış aşk şiirleri vardır. Oraları hep ziyaret ettirirler. Yeni intihar bombacılarının otohipnoz olmasına sebep olurlar. Bu şekilde canlı bombaya hazırlarlar. Sanıldığı gibi bunlar akıl hastası değil. Tamamen beyin yıkanmasıyla hipnotize edilmiş kişilerin canlı bomba olduğunu görüyoruz."
Karanlığın dört atlısı denilen kin, öfke, nefret, düşmanlık duygusunun yanında ezilmişlik ve aşağılanmış duygusuyla birlikte olursa, o insanın kendisini patlattığını anlatan Tarhan, ideolojinin yanı sıra kahraman gibi anılmak bir değer de katılarak gençlerin kandırıldığını dile getirdi.
Tarhan, kısa vadeli çözümün bilgi ve veriye dayanan bilgilerle iletişim çağının avantajlarından faydalanarak özel ve iyi niyetli BM düzeyinde güvenlik diplomasisi geliştirilmesi, uzun vadede çözümün ise zihinlerde ve hislerde dönüşüm yapacak anarşi, fitne ve kötülük karşıtı zihinsel setler oluşturmak ve adımlar atmak olduğunu vurguladı.
Merkez Valiliği İstanbul Grup Başkanı Murat Yıldırım da siyaset bilimcilerin terörizmi, ulus devletleri veya uluslararası toplumu tehdit eden, sürekli olarak gelişen, bugünün en tehlikeli problemlerinden biri olarak kabul edilen karmaşık bir olgu diye tanımladığını söyledi.
Tarihin iyi bilinmesi, iyi okunması ve doğru dersler çıkarılması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, bu aziz vatanın sadece İslam dünyasına değil, bütün mazlumların sığındığı, yer ve yaşama imkanı bulduğu huzur ve barış limanı olduğunu aktardı.
PAMER Müdürü Doç. Dr. Merve Kavakçı İslam da PAMER'de yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi verdi.