"Alo Fetva" harıl harıl çalışıyor !
Dini Sorular Bilgi Hattı, ramazan ayı dolayısıyla günde 800 soru alıyor.
Halk arasında “Alo Fetva” olarak adlandırılan Dini Sorular Bilgi Hattı'nda ramazan yoğunluğu yaşanıyor. Ramazan dolayısıyla "Alo Fetva" hattında görevli personel sayısını arttıran İstanbul Müftülüğü'nde, günde 800 dini soru yanıtlanıyor. Alo Fetva yetkilileri Ramazan sonrası tutulan oruçlar hakkında da önemli bir uyarı yaptı.
İstanbul Müftülüğü'nün Nuruosmaniye Camisi içindeki ek hizmet binasında kadın ve erkek olmak üzere iki ayrı birim halinde hizmet veren "Alo Fetva" hattı en yoğun günlerini yaşıyor. Ramazan ayıyla birlikte vatandaşlardan gelen sorulardaki artış üzerine personel sayısı da arttırıldı. Ramazan ayı dışında 5 personelin görev yaptığı "Alo Fetva" hattında, bu ay boyunca 8 personel hizmet verecek.
Normal günlerde 500 dini sorunun yanıtlandığı "Alo Fetva" hattında, Ramazan ayında günde ortalama 800 soru din görevlilerince cevaplandırılıyor. Ağırlıklı olarak "oruç" ve "zekat" sorularının yöneltildiği "Alo Fetva" hattında, Ramazan ayının tatile denk gelmesi nedeniyle "tatil" ve "seferilik" sorularına da cevap veriliyor.
Ramazanda oruç ve zekat soruları artıyor
İstanbul Müftülüğü Din Hizmetleri Uzmanı Nevin Meriç, yaptığı açıklamada, "Alo Fetva" hattına Ramazan dolayısıyla en çok "oruç" ve "zekat" ile ilgili soruların yöneltildiğini anlattı. Meriç, ayrıca Ramazan ayı içinde yaşanan özel durumlarla alakalı soruların da geldiğini aktardı.
"Ramazan sonrasında tutulan oruçlarda ciddi sıkıntı var"
İmsağın Ramazan'da ezan ile bittiğini hatırlatan Meriç, Ramazan sonrası tutulan oruçlarda ciddi sıkıntı yaşandığını ifade ederek, şu uyarıda bulundu:
"Ramazan'da ezanı, imsağın son vaktine çekiyorlar ve artık yeme vakti bitiyor. Bu Ramazan'a ait bir şey. Ramazan sonrasında oruç tutanlar, hep ezanı baz alıyorlar. Ramazan sonrasında ezan, imsaktan yarım ya da bir saat geç okunduğu için Ramazan sonrası tutulan oruçlarda ciddi sıkıntı var. Bu konuda bilgilenme eksikliği de var. Bize müracaat edenlere söylüyoruz ama aramayanlar illa olabilir."
En çok "tatil" ve "seferilik" üzerine sorular soruluyor
Ramazanın son yıllarda yaz tatiline denk gelmesi nedeniyle "tatil" ve "seferilik" üzerine soruların da ağırlıklı olduğunu ifade eden Meriç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tatile gidilen yer kendi eviyse kişi orada seferi olmuyor. Kişi, tatile giderken araba kullanmayacaksa başkasının kullandığı arabada rahat şartlarda yolculuk yapıyorsa orucunu tutabilir. İlla her seferinin oruç tutması ya da tutmaması gerekmiyor. Bu kişinin bünyesine göre değişir. Kişinin bünyesi kaldıramıyorsa oruç tutmaz, kaldırıyorsa orucunu kazaya vermesin. Ramazan orucuna niyet etmeyip bir kaç gün tutmaz, kışın tutarız gibi bir algı olduğunu görüyorum. Bu çok yanlış bir algı. Her ibadeti vaktinde yapmak önemlidir. Kışın tutulan Ramazan orucu, Ramazan orucu değildir. O, onun kazasının telafisi gibi bir şey. Dolayısıyla aslolan bu vaktin değerini bilmek, bunun imkanlarını feda etmemek lazım."
Meriç, üniversite sınavlarının da Ramazan'a denk gelmesi dolayısıyla öğrencilerin ağırlıklı olarak sınav-oruç ilişkisi hakkında sorular yönelttiğini anlatarak, "Öğrenci, sınav günü oruçla ilişkisinin nasıl olacağını merak ediyor. Oruç tutacak mı? Tutmayacaksa nasıl yapması gerekiyor? Tutacaksa herhangi bir sıkıntı yaşadığında ne yapması gerektiğini soruyor. Biz de kişinin durumuna göre cevaplar vermeye çalışıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Müftülüğü Din Hizmetleri Uzmanı Nevin Meriç, şunları kaydetti:
"'Niyet edilmediği zaman o vaktin orucu tutulmasın' şeklinde bir algı var. Halbuki Ramazan ayı bir ay süren bir ibadet dolayısıyla keyfi olarak 'Ben bugün niyet etmeyeyim, arada sırada oruç tutmayayım' diye bir ruhsatımız yok. Bu, o aya özel bir ibadet imkanı olduğu için bunun kıymetini bilmek gerekiyor. Tabii kişi şartları gereği zor durumda kalır, özel bir sıkıntısı vardır. O gibi durumlar için de kişiye özel cevaplarımız oluyor."
"Bazı sorular için araştırma yapıyoruz"
Yanıtını bildikleri sorulara hazırlıklı olduklarını ancak bazı sorular için araştırma yaptıklarını anlatan Meriç, "Cevabını bilmediğimiz sorularla karşılaştığımızda, bu soruları Din İşleri Yüksek Kurulu'na gönderiyoruz. Bazı sorular araştırmaya dayalı oluyor, bunun yanıtını bulmak için vatandaşlarımızdan süre istiyoruz. Bazen de internet imkanı olan vatandaşlarımızı, Diyanet İşleri Başkanlığı veya İstanbul Müftülüğü'nün internet sitelerine yönlendiriyoruz" dedi.
"Alo Fetva" hattının, kadın-erkek olarak ayrılmasının da vatandaş için bir seçenek olduğuna değinen Meriç, yurt dışından da il dışından da soruların yöneltildiğini söyledi.
Ailevi soruların yanı sıra pilotların, doktorların, memurların mesleki sorular için de "Alo Fetva" hattını aradığını ifade eden Meriç, "Önce kişiyi dinliyoruz sonra hayatıyla alakalı orucu nasıl kolay tutabilir, buna ilişkin alternatifleri kendisine sunuyoruz. Artık ibadetle ilişkisini kendisini belirliyor tabii ki" dedi.
Meriç, arkadaş, iş veya okul ortamında dinle ilgili konular tartışılırken de "Alo Fetva" hattının arandığını, böyle kalabalık grupların olduğu ortamlardan yöneltilen sorulara da anında cevap verdiklerini belirtti.
Günde 800 soruya yanıt veriyorlar
Nevin Meriç, "Alo Fetva" hattında görevli personelin Ramazan ayında günde ortalama 800, Ramazan dışındaki aylarda ise 500 soru yanıtladığını belirterek, ayda ise 10 bin soruya cevap verdiklerini anlattı.
Mesainin bitmesine yakın işlerinin biraz daha zorlaştığını dile getiren Meriç, kimi zaman konuşamadıklarını, boğaz ağrısı yaşadıklarını söyledi. Meriç, "Harflerin çıkarken boğazı kestiğini bu meslekte öğrendim" dedi.
Halkın en çok şikayet ettiği noktanın, "Alo Fetva" hattına ulaşamamak olduğunu da vurgulayan Meriç, bunun da yoğunluktan kaynaklandığını kaydetti.