Prof. Dr. Ortaylı: ''Türk hakimiyeti, Türk gölü politikası bu işi geriletti''
Tarihçi yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı katıldığı bir konferansta yaptığı konuşmada dikkat çeken ifadeler kullandı. Ortaylı Fatih Sultan Mehmet'in Otranto seferine atıfta bulunarak "Aynı hatayı, galiba Putin de tekrarlıyor" diyen Ortaylı, "Karadeniz'de Türk hakimiyeti, Türk gölü gibi bir politika, maalesef bu işi geriletmiştir. Karadeniz hiç kimsenin gölü mölü olamaz." dedi.
Tarihçi yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, Yunus Emre Enstitüsü (YEE) Roma Türk Kültür Merkezi'nde "Cumhuriyet'in 100. yılında Türkiye-İtalya İlişkileri" başlıklı bir konferans verdi. Konferansa Türkiye'nin Roma Büyükelçisi Ömer Gücük'ün yanı sıra Roma’da eğitimlerini sürdüren çok sayıda Türk öğrenci katıldı.
Konferansta konuşan Ortaylı, Türk-İtalyan ilişkilerinin son 100 yıllık evresinin başlarında, 1911-1912 vakası olarak adlandırdığı İtalyanların Trablusgarp'a girmesinin bulunduğunu, dolayısıyla bir husumetin söz konusu olduğunu belirtti.
Ortaylı, İtalyanların Birinci Dünya Savaşı'nda İngiliz ve Fransızların safında yer alarak kazandığı belki de tek şeyin, savaşın ardından işgal kuvvetleri olarak çıktıkları İstanbul'da Avusturya elçisinin bulunduğu, aslında İtalyanlara ait olan Venedik Sarayı'nı geri alabilmek olduğunu aktardı.
"BÖYLE DEVLETLER ARASINDA HİSSİ DUYGU OLMAZ"
İlber Ortaylı, İtalya'nın Lozan Anlaşması görüşmelerinde de daha önceden elde ettiği kapitülasyonları korumak ve taviz vermemek için karşı tarafta yer aldığını anlattı.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında Mustafa Kemal Atatürk ile İtalya'nın o dönemki faşist lideri Benito Mussolini'nin arasının düzelmediğini dile getiren Ortaylı, "Hatta Balkan Antantında özellikle Yugoslavya ile işbirliği bunu gösteriyor. Çünkü Yugoslavya ve Türkiye, İtalya'nın karşısındalar. Yunanistan öyle davranmadı. (Yunanistan'ın o dönemki başbakanı Eleutherios) Venizelos, Türkiye ile bir anlaşma taraftarı olduğu halde hemen Mussolini'ye gidiverdi. Bu tabii Ankara hükümetini delirtti ama yapılacak fazla bir şey yok. Almanya'ya karşı Balkan devletleri, Yugoslavya hariç ve Yunanistan çok şey davranmıştır, yani Yunanistan Sefiri, Berlin'de 'Führer bizi sever' falan der. Yunanlıların umumi havasıdır: 'Bizi severler.' Sever de ne olur, işte işine kadar kullanır. Pek de sevmezler yani. Niye sevsin? Böyle devletler arasında hissi duygu olmaz. Devlet bir mekanizmadır. Bu da maalesef çok yaygındır. Bizi sevmezler, yahut severler. Devletler böyle hissi şey değil, fotoroman değil, birbirine aşık olacak, nefret edecek falan, bu olmaz." diye konuştu.
"AYNI HATAYI PUTİN DE TEKRARLIYOR"
Ortaylı, İtalya'nın önemini Fatih Sultan Mehmet'in Otranto seferine atıfla anlatırken, şu ifadeleri kullandı:
"Burası endüstriyi, sanatları geliştiren bir memleket. Türkiye, buraya nüfuz ettiği ölçüde yenilikler yapıyor. Onun için ben buna fevkalade önem veriyorum. 1481'de Fatih Sultan Mehmet adım attığı Otranto'daki ikametini, hiç değilse güney İtalya'nın hakimiyetini elinde tutsaydı, Türkiye daha başka olurdu. Şimdi İtalyan ustalarının binalarında otururdu, öbürkülerinin değil. O zaman Karadeniz'de Türk hakimiyeti, Türk gölü gibi bir politika, maalesef bu işi geriletmiştir. Aynı hatayı, galiba (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin de tekrarlıyor. Karadeniz hiç kimsenin gölü mölü olamaz. Çok acayip bir yerdir. Bir sürü millet vardır. Hepsi birbirinden tuhaftır. Oralarda kimsenin hakimiyet kurması mümkün değildir. İsterseniz denizin etrafındaki milletlere bir bakın."