Prof. Dr. Naci Görür: ''7,2 ya da 7,6 deprem bekliyoruz!''
Kahramanmaraş ve Hatay merkezli 11 ilimizi yerle bir edip 55 binden fazla canı yitirmemize yol açan deprem felaketi için Türkiye'yi 1,5 yıl öncesinden uyaran Prof. Dr. Naci Görür, bu sefer de Marmara Bölgesi'ni işaret ederek, "Minimum 7.2 ile 7.6’ya varacak deprem bekliyoruz" dedi.
Gemlik Belediyesi’nin Afet Zararlarını Azaltma Çalıştayı’nda konuşan Prof. Dr. Naci Görür, "Şimdi de Marmara depreminin geleceğini söylüyoruz. Adalar ve Kumburgaz fayının kırılmasını bekliyoruz. Kuzey Anadolu fayının kuzey fayının kırılmasını bekliyoruz. Minimum 7.2 ile 7.6’ya varacak deprem bekliyoruz.” dedi.
Bilim Akademisi Üyesi, Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Gemlik Belediyesi tarafından düzenlenen Afet Zararlarını Azaltma Çalıştayı’na katıldı. Marmara ve Bursa’nın deprem riskini değerlendiren Görür, "Dünyada hiçbir ülke bizim kadar depreme hazırlanmamıştır. Kütüphane rafları rapordan geçilmiyor. Depremde ne yapılması gerektiği ile ilgili yüzlerce rapor görürsünüz ancak yapılan şey ne yazık ki oldukça az. 1999 depreminin geleceği 70’li yıllardan belliydi. Uyarılarımızı ne aziz halkımız, ne yerel yönetimler, ne de merkezi hükümet duydu. Elazığ depremi ile alakalı da uyardık. Elazığ bizi alkışladı, deprem vurdu kimse bir şey yapmadı. Şimdi de Marmara depreminin geleceğini söylüyoruz. Adalar ve Kumburgaz fayının kırılmasını bekliyoruz. Kuzey Anadolu fayının kuzey fayının kırılmasını bekliyoruz. Minimum 7.2 ile 7.6’ya varacak deprem bekliyoruz. Gemlik ve Bursa için birinci derece depremden söz ediliyor bu iki faydan söz ediyoruz. Sizin için tek tehdit burası değil’’ açıklamasında bulundu.
İstanbul depreminde yıkılacak 5 ilçeyi açıkladı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen "6306 Sayılı Yasa Kapsamında İlan Edilen Alan ve Yapılara Yönelik Veri Toplama, Etki Analizi, Değerlendirme Çalışmasına" ait veriler açıklandı. Buna göre, olası bir depremde İstanbul'da hasar görmesi beklenen tahmini bina sayısı 207 bin olarak belirtildi.
Verilere göre, binaların yüzde 30'u 1980 öncesi, yüzde 40'ı 1980-2000 arası, yüzde 30'u 2000 sonrası inşa edildi. Hasar görmesi beklenen her 3 binadan biri ise 2000 sonrası yapıldı. Hasar görmesi beklenen 207 bin binanın yüzde 95'ini oluşturan 196 bin 227 bina ise Avrupa yakasında tespit edildi. İBB'nin, İTÜ ile yaptığı çalışmada, riskli binaların en yoğun olduğu 3 ilçe ise Esenyurt, Büyükçekmece ve Küçükçekmece olarak açıklandı. Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, verileri değerlendirdi.
Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul'da 1 milyon 50 bin binanın yüzde 10'unun çok ağır hasar alacağını belirterek, “Benim o çalışmanın ayrıntılarından bir haberim yok. Muhtemelen de doğrudur.. Yalnız, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı araştırmalara istinaden tüm İstanbul'da, Anadolu ve Avrupa yakasında depremde çok ağır hasar alacağı düşünülen bina sayısının 90 binin üzerinde olduğunu zaten biliyoruz. Bütün İstanbul'da da, 1 milyon 150 bine yakın binanın varlığını biliyoruz. Demektir ki, bu aşağı yukarı işte yüzde 10'u, çok ağır hasar alacak. Diğer hasarları saymıyorum yani çok ağır yıkılmayla doğrudan doğruya göçükle burun buruna kalacak bina sayısını 90 bin diye düşünüyorum. Tabii ki hafif hasar, orta hasar alacak bina sayısı da daha da fazla olacaktır" dedi.
"Büyükçekmece, Küçükçekmece, Esenyurt, Fatih, Zeytinburnu"
Prof. Dr. Naci Görür, İBB'nin yaptığı çalışmaya ilişkin, “Bu doğru bir teşhistir. Avrupa Yakası zemin itibariyle, jeolojik formasyonlar itibariyle deprem kaynağı ile olan ilişkisine göre Asya yakasından daha fazla zarar göreceği de bir gerçektir. Bu da bize gösteriyor ki İstanbul'u bir an önce deprem dirençli hale getirmek için çalışmaların başlanması, yürütülmesi gerekir. İBB'nin bu çalışmasına katılıyorum. İstanbul'da deprem gözetildiği zaman en fazla dikkat edilecek, özen gösterilecek ilçeler arasında Büyükçekmece, Küçükçekmece, Esenyurt ve bu tarihi yarımada Fatih o yöreler Zeytinburnu var. Şimdi burada tabii önemli olan buraların deprem dirençli hale getirmek için gerekli çalışmaların ve hemhal bir an önce başlatılması gerekir. Neden bu bölgeler daha fazla hasar alır? Çünkü bu bölgede demin dediğim gibi zemin, çok göreceli olarak iyi durumda değil. Keza bu bölgede zeminden dolayı diyelim kayma, göçme, sıvılaşma depremin büyük etkisini arttırma olayları yaygın olabilir. Bu bölgelerde, onun için böyle zeminlerde depremin bir anlamda zararını arttıran birimlerin olduğu yerde tabii ki depremin şiddeti de fazlalaşıyor. Depremin şiddeti fazla olunca yıkım fazlalaşıyor" dedi.
Esenyurt Belediyesi ile çalışmalara başladıklarını ifade eden Prof. Dr. Naci Görür, "Esenyurt dediniz, mesela Esenyurt Belediyesi Başkanı, Esenyurt'un depreme hazırlama noktasında yani bizden yardım almayı istiyor. Ben de yani elimden geldiğince bütün belediyelere, ilçe belediyelerine olduğu gibi bu belediyeye de bildiğim kadarıyla depreme nasıl hazırlanacağı konusunda tavsiyelerde bulundum. Toplantılar da hatta zaman zaman yapıyorum. İşte, bugünkü toplantı da yine bu düşünce içerisinde oldu. Ciddi çalışmaların yapılıp insanlarımızın depremden zarar görmemesi için uygulamalara geçilmesi, araziye inilmesi, çalışmaların yapılması gerekli" dedi.
Prof. Dr. Naci Görür, Türkiye genelinde bulunan aktif faylarla ilgili uyarıda bulunarak şöyle devam etti: Türkiye çok büyük oranda canlı yani aktif depremlerle kesilmiş durumda. Yani bizim ülkemiz, aşağı yukarı 550'nin üzerinde aktif deprem var. Türkiye'nin her yerinde depremler, aktif depremler mevcut. Kimi bölgelerde bu depremler daha yoğun deprem üretme kapasitesi daha fazla. Daha büyük depremler üretebiliyor. Kimi yerlerde deprem üreten fayların boyutu, sayısı daha az, yoğunluğu daha az olabiliyor. Sözgelimi, Orta Anadolu'da çok fazla depremle karşı karşıya kalmayabiliyorsunuz. Ama Doğu Anadolu'da, depremi çok fazla hissedebiliyorsunuz. Güneydoğu'da hissedebiliyorsunuz Ege Bölgesi'nde daha fazla deprem aktivitesinin fazla olduğunu görüyorsunuz. Ama Kuzey Karadeniz Bölgesi'nde depremler daha az. Bu aktif fayların dağılımına bağlı. Şimdi bir yerde aktif fay varsa muhakkak orada depremler olacaktır. Depremlere karşı hazır olmak için o fayların olduğu yöreleri, kentleri, o fayların özelliklerini göz önüne alarak Deprem dirençli hale getirecek çalışmaları yapmak lazım.
Prof. Dr. Naci Görür'den ''geç kalıyoruz'' uyarısı
Karadeniz bölgesinde dünden itibaren etkili olan sağanak yağış birçok bölgede heyelan ve sele neden oldu. Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, yaşanan sel ve heyelanlarla ilgili sosyal medya hesabından açıklamada bulunarak yetkililere çağrıda bulundu.
Görür paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Zonguldak dahil Karadeniz Bölgesinde sel ve heyelan büyük zarar veriyormuş. Bugünkü teknoloji ile deprem, heyelan ve su baskınlarına karşı etkin önlemler alınabilir. Çare afet dirençli kentlerdir (deprem, sel, heyelan, vb). Vakit geçirmeden bir Afet Bakanlığı kurulmalıdır. Liyakatlı kadrolarla kurulan, belli bir bütçesi olan, belirli plan ve hedefleri olan bu bakanlık ülkemizde insanlarımızın can güvenliğini sağlayacaktır.”
Deprem beklediği yerleri tek tek sıraladı
6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ta meydana gelen, 11 ilimizi yerle bir edip, 55 binden fazla canımızı yitirmemize yol açan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından bölgedeki yeni depremler ve artçı sarsıntılar devam ediyor.
Birçok fay hattının bulunduğu bölge ve diğer yerler hakkında kendisine gelen soruları yanıtlayan Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, 4 ile dikkat çekti.
"Bugün tüm deprem bölgesi ile bir sohbet yapacağım. Doğal olarak bu sohbet sorunları genel olarak irdeleyecek;
1- Bölgedeki tüm vatandaşlarımın Kurban Bayramını kutluyorum. Bu bayram yüreğimizi kararttı. Ölen canlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.
2- Hatay’dan Adıyaman’a, Malatya dahil, büyük deprem beklemiyoruz. Bu bölgede bundan sonra kırılmamış kimi faylar görece küçük depremler üretebilir, artçı depremler olur. Artçı depremler daha bir sene sürer ve gittikçe büyüklük ve sıklıkları azalır.
3- 6 Şubat depremleri özellikle 2 fay sistemine enerji transfer etmiş olabilir. Bunlar Adana Havzasına doğru saçılarak inen Doğu Anadolu Fay Sistemi ile Malatya’nın batısında Doğanşehir-Kepez-Başkavak- Kemaliye istikametinde uzanan Malatya Fay Sistemidir.
4- 6 Şubat depremi ile Arap Levhası kuzeye doğru itilmiş olabilir. Bu itilme Adıyaman-Diyarbakır-Siirt-Hakkari-Yüksekova Levha sınırında (Bitlis-Zagros Süturu) sıkışma sonucu depremlere neden olabilir.
5- Bu yazdıklarım genel bir bilgidir. Sizlerde farkındalık yaratmak içindir. Yoksa kesin olarak şu olacak bu olacak demek değildir.
6- Bu yazdıklarım halktan ziyade yerel yönetimler içindir. Depremde tek yapacağımız iş acil müdahale ve halka destek değildir. En önemli iş yerleşim alanlarımızı deprem dirençli yapmaktır. Bunu merkezi yönetim ve halkla birlikte hızla yapabilirsiniz.
7- Eğer yerel yönetimlerden deprem dirençli yerleşim alanları nasıl yapılır diye bir soru gelirse, en kısa zaman içerisinde o konu hakkında da tweet atacağım. Sevgiyle..."