Yurtdışı oyları seçim sonucunu nasıl etkileyecek?
A&G araştırmanın sahibi Adil Gür, yurtdışındaki oyların seçimin kaderini belirleyeceğini açıkladı.
A&G araştırma şirketinin sahibi Adil Gür, genel seçimlerde yurtdışında verilecek oyların önemi ile ilgili, "Yurtdışında kullanılan oylar bu seçimin kaderini belirleyecek. AKP'nin tek başına iktidar olup olamayacağını da HDP'nin yüzde 10 ülke barajını geçip geçemeyeceğini belirleyecek oylar yurtdışından gelecek" dedi.
2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçimlere katılım yüzde 8,3 gibi düşük bir oranda kalmıştı.
Seçimlerde yurtdışında ayyip Erdoğan yüzde 62,3, Ekmeleddin İhsanoğlu yüzde 27,9, Selahattin Demirtaş yüzde 9,8 oy almıştı.
'Oy kullanma oranı çok yükselecek'
Bu seçimlerde Yüksek Seçim Kurulu, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uygulanan randevu sistemini kaldırdı.
Mahmut Hamsici'nin BBC Türkçe'de yayımlanan haberine göre, yaklaşık 2 milyon 800 bin seçmen, 54 ülkedeki 112 temsilcilikte, 8 - 31 Mayıs arasında, temsilcilikler için belirlenen günlerde oy kullanabilecek.
Ayrıca 7 Haziran'a kadar 33 gümrük kapısında oy verilebilecek.
Adil Gür, "hem randevulu sistem hem de sonuçların önceden belli olması nedeniyle Cumhurbaşkanlığı seçiminde katılımın düşük kaldığını, ancak bu nedenlerin ortadan kalkması ve yurtdışından gelecek oyların dört büyük siyasi parti açısından da bu seçimlerde çok önemli olması nedeniyle bu seçimlere yurtdışında katılımın bu kez çok yüksek olacağını düşündüğünü" söylüyor.
A&G yurtiçinde faaliyet gösteren bir şirket. Yurtdışında anketler yapmıyor. Ancak Adil Gür'ün verilere dayanmadığını vurgulamakla birlikte çeşitli tahminleri var.
Gür'e göre yurtdışında seçmenlerini en fazla motive edecek partiler AKP ve HDP:
"Yurtdışındaki bir takım partnerlerle, sivil toplum kuruluşlarının yaptığı çalışmalarda çıkan sonuç şu: Yaklaşık yüzde 50'nin üzerinde AK Parti'ye oy çıkacağı görülüyor. O nedenle yurtdışında katılım yüksek olduğu takdirde AK Parti'nin alacağı oylar, Türkiye genelindeki oylarını yüzde 1 oranında yükseltebilir."
"HDP'nin yurtdışında 400 bin civarında bir oy beklentisi var. Bu da yüzde 20 civarında bir oy demektir. Ben tüm siyasi partilerin bundan etkin şekilde faydalanacağını düşünmekle beraber AK Parti ve HDP'nin yurtdışındaki seçmenleri sandığa götürme motivasyonu bakımından daha şanslı olduklarını düşünüyorum."
Adil Gür: AKP birinci, HDP ikinci olur
Gür bununla birlikte, CHP ve MHP'nin de bir önceki seçimin üzerinde oy almak gibi hedefleri olduğu için onlar açısından da yurtdışı oyların önemli olduğunu belirtiyor.
Gür, HDP'nin neden ikinci sırada yer alacağını tahmin ettiğini şöyle aktarıyor:
"HDP'ye oy verebilecek kitlenin önemli bir bölümünün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmadığını düşünüyorum. Gittikleri ülkelerde vatandaşlık elde etmişler."
Peki siyasi partiler yurtdışında nasıl bir kampanya yürütüyor, seçmenlere nasıl ulaşıyor?
AKP Dış İlişkiler Başkanı Yardımcısı Metin Külünk; CHP Parti Örgütü, Örgüt Yönetimleri ve Yurt Dışı Örgütlenmelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl; TBMM'de yurtdışı oyların sayımıyla ilgili olarak soru önergesi veren MHP milletvekili Lütfü Türkkan ve HDP Dış İlişkilerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Nazmi Gür bu seçimlerde yurtdışının çok önemli olduğunu ve aktif bir kampanya yürüttüklerini söylüyorlar.
AKP'li Külünk: 54 ülkede seçim çalışması yapıyoruz
Metin Külünk oy kullanılan her yerde kampanya yürüttüklerini söylüyor:
"Şu anda 54 ülkede AK Parti hareketi seçim çalışması yapıyor.Avustralya'da, ABD'de, Avrupa'da, Orta Doğu'da, Balkanlar'da, Orta Asya'da, Kuzey Afrika'da… Türk vatandaşının olduğu her yerde AK Parti hareketi seçim çalışmasını yapmaktadır."
Külünk "Vatandaşa direkt ulaşan bir kampanya modelimiz; esnaf, ev ziyaretleriyle, sahada sürekli vatandaşlarımıza 'Merhaba' diyen, onların meselelerine ilgi ve alakayı esirgemeyen esaslı bir politikamız var" diyor.
AKP'li Külünk kampanyalarının içeriği konusundaysa şöyle konuşuyor:
"Bir, vatandaşlık bağı olduğu Türkiye'de sahip oldukları meseleler varsa, o meselelerin çözümüne odaklamak. İki, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın dil, kültür, din gibi, yaşadıkları ülkede karşılaştıkları ayrımcılık; ikircikli, baskıcı politikalar karşısında yalnız olmadıklarını hissettirecek temel bir duruşun karşılığı olmak üzere bir siyaset tarzının adıyız biz."
CHP'li Tekin: Seçim çalışmasına aylar öncesinden başladık
CHP'li Tekin Bingöl, üç yıl önceki tüzük değişikliğiyle yurtdışı örgütlenmelerini başlattıklarını, birçok ülkede CHP Birlikleri adıyla teşkilatlar kurduklarını, seçim öncesi toplantı ve eğitimlerle program ve strateji belirlediklerini ve şu anda aktif bir şekilde çalışma yürüttüklerini söylüyor.
"Birliklerimiz yaklaşık 7-8 aydır da yoğun bir şekilde seçimlere yönelik çalışmalar yürütüyorlar" diyen Tekin bu birliklerin sorunları belirleyip bunlara somut çözüm önerileri getirdiklerini ve seçmenlere de bunun üzerinden ulaştıklarını belirtiyor:
"50 yıldan uzun bir süredir yurtdışında bu vatandaşlarımız yaşıyor olmalarına rağmen iktidarlar dönüp yurt dışındaki vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgilenmedikleri için çok ciddi sorunları var. Seçme ve seçilme hakkından tutun da vize sorunu, harçlar, huzur evleri, emeklilik, askerlik, dil, eğitim konularına kadar… Bunların tamamı tespit ettik ve her biri ayrı ayrı çözümleri de ortaya koyduk."
MHP'li Türkkan: AKP cami dernekleri üzerinden oy devşiriyor
MHP'li Lütfü Türkkan, yurtdışında eskiye dayanan bir örgütlenmeleri olduğunu söylüyor:
"Yurtdışındaki ilk yapılanma MHP yapılanmasıdır. Soydaşlarımızla 40 senedir iletişim halindeyiz, onların sorunlarını en iyi biz biliyoruz."
Türkkan, kamuoyunda kendilerinin yurtdışındaki seçmenlere ulaşma konusunda diğer partilere oranla daha az aktif oldukları iddialarını kabul etmiyor ve şöyle konuşuyor:
"Ben Fransa'daydım. Beş gün kaldım. Fransa'da gezdiğim yerlerde gördüğüm şuydu… Adalet ve Kalkınma Partisi cami cemaatleri üzerinde bir propaganda yapmaya çalışıyor ama soydaşlara ulaşmakta problem yaşıyor. Sadece cami dernekleri vasıtasıyla siyaset devşiriyor. HDP de yurtdışına kaçmış bölücüler üzerinden bir siyaset devşiriyor. Ama MHP'nin oradaki siyaseti bütün yurtdışında yaşayan soydaşlarla alakalı."
"Adalet ve Kalkınma Partisi'nin AB sürecinde Avrupa'yla ilişkilerini sıkıntıya sokması, oradaki soydaşlarımızı da sıkıntıya soktu" diyen Türkkan, "Avrupa'daki yurttaşların yaşadıkları ülkeye entegre olmalarını ama kendi milli kimliklerini de muhafaza etmelerini savunduklarını" belirtiyor.
HDP'li Gür: En önemli hedef kitlemiz kadınlar
HDP'li Nazmi Gür, yurtdışındaki oylarda önemli bir yükseliş hedeflediklerini ve bunun da barajı geçmelerine önemli bir katkıda bulunacağını söylüyor.
Gür hedeflerini şöyle açıklıyor: "Bizim temel hedefimiz yurtdışından 400 bin ve üzeri oy almak. Bu, Türkiye'de kullanılacak oylara bakıldığında yüzde 1 civarında oya tekabül eder. Dolayısıyla yurtdışından gelecek oyların bizim HDP olarak barajı aşmamız konusunda önemli bir katkısı olacak."
Gür seçim kampanyalarını oluşturdukları gönüllüler ağı üzerinden yürüttüklerini belirtiyor:
"Biz Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, İngiltere, İskandinav ülkeleri gibi seçmenlerin yoğun olduğu ülkelere ağırlık verdik. Gönüllülerle bir seçim kampanyası sürdürdük."
Kampanyalarında göçmen hakları ve özgürlüklerini öne çıkardıklarını belirtiyor Gür:
"Oradaki göçmen işçiler; mültecilik koşullarıyla, göçle gelen insanların sorunlarına dönük, onların hem kültürlerinin, inançlarının, dillerinin korunması hem de o yaşadıkları toplumlara entegrasyonu ve o toplumların refah düzeyini yakalamaları için, herhangi bir ayrımcılığa uğramamaları için sözler veriyoruz. Yurtdışındaki yurttaşlarımızın haklarının ve özgürlüklerinin korunması için etkin bir çaba içinde olacağımızı onlarla paylaşıyoruz."
Adaylarının yaklaşık yarısı kadın olan bir parti olarak en önemli hedef kitlelerininse kadınlar olduğunu söylüyor Gür.
Tüm siyasi parti sözcüleri yurtdışı kampanyalarıyla ilgili iddialı konuşuyor.
A&G araştırma şirketinden Adil Gür yurtdışındaki yurttaşlar için "Seçimlerin gerçek kilidi onlar" diyor.
Ancak tabii yurtdışındaki seçmenlerin sonuçları ne kadar etkileyeceği, seçimlere katılım oranının ne kadar artacağına da bağlı olacak.