Yeni Türkiye Konferansları Kaş’ta
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Yeni Türkiye Buluşmaları Konferans Dizisi Kaş’a konuk oldu.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın düzenlediği Yeni Türkiye Buluşmaları Konferans Dizisi ilçelerle buluşmaya devam ediyor. Bu haftaki durağı Kaş olan “Yeni Türkiye Buluşmaları”, konusu olan “Başkanlık ve Yeni Türkiye” ile ilçede yoğun ilgi gördü. Oturum başkanlığını Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş’ın yaptığı konferansa, Dr. Murat Yılmaz, Kürşat Birinci ve Yrd. Doç. Dr. Adnan Küçük konuşmacı olarak katıldı. Konferansı, Kaş Kaymakamı Bilgihan Bayar, Kaş Belediye Başkan Yardımcısı Lütfi Öztürk, AK Parti İlçe Başkanı Mutlu Ulutaş, Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Zülfü Çelik, Kaş Koordinatörü Mustafa Şalvarlı, Kaş Belediyesi Meclis Üyeleri, mahalle muhtarları ve birçok kişi izledi.
MEMLEKETİMİZ TERÖR SALDIRISI ALTINDA
Terör örgütlerinin kurduğu ittifaka dikkat çeken Dr. Murat Yılmaz şunları söyledi: “Tüm örgütler ittifak kurmuş durumdalar. 12 Mart 2016’da 10 terör örgütü PKK ile birleşti ve bir karar aldı. Türkiye’de tüm araç ve yöntemleri kullanarak silahlı eylem yapacaklarını açıklayan örgütler, bu sayede gerilimi yükseltmeyi hedefliyor. Irak’ta ve Suriye de çöken devlet dolayısıyla ortaya çıkan terör örgütlerinin eylemlerini sadece Türkiye’de değil bütün dünyada takip ediyoruz. Türkiye’nin bunlardan daha fazla etkilenmesi kaçınılmaz. Çünkü iki tane devleti olmayan ülkeyle komşu haldeyiz. Lübnan, Afganistan, Libya ve Yemen de bu iki ülke gibi devletleri olmayan ülkeler. Üst tarafımızda Rusya Ukrayna’yı böldü. Burada iç savaş hala devam ediyor. Tüm bunların etkilediği bir coğrafyada yaşıyoruz. Türkiye’nin müşterek milli kimliğine, demokratik yönetimine ve devlet kapasitesine yönelik bir taarruz söz konusu. Ve Türkiye bunlar karşısında meşru, makul bir şekilde demokratik hukuk devletinin standartları içerisinde bunlara karşı koymaya çalışıyor. Bütün bunlar olurken Türkiye son iki yılda dört defa seçim yaptı. Bu aradan geçen zaman zarfında şunu fark ettik ki Türkiye’nin yurt içinde ve yurt dışında artan riskler karşısında istikrarı devretmesi lazım.”
7 Haziran seçimleri neticesinde istikrarı sağlayacak hükümetin kurulamaması nedeniyle seçim yenilendiğini ifade eden Yılmaz “Bu iki çözümden biriydi. Meclis seçimi yenilediği halde tekrar bir hükümet kurulamayabilirdi. Bu durumda ya seçim sistemini değiştirmek ya da hükümet sistemini değiştirmek gerekir. Yani parlamenter sistem yerine başkanlık sistemini getirmektir” diye konuştu.
OLUŞAN YANLIŞ ALGILAR
Siyaset Bilimci Kürşat Birinci, başkanlık sistemi ile ilgili oluşan yanlış algıları ele aldı. Başkanlık sisteminin bir rejim problemi olduğu algısının yanlış olduğunu belirten Birinci, bunun yürütmenin nasıl seçileceği ile ilgili bir durum olduğunu vurguladı. Başkanlık sisteminin bir sultan, padişah yaratacağı şeklinde yanlış bir algısı olduğuna da değinen Birinci, “Bir başka algı ise meclisin yani yasamanın başkanlık sistemi marifetiyle güçsüzleştirileceği. Yani yürütme güçlendirilecek, yürütmenin başındaki her kimse güçlü hale gelecek ve daha sonra yasamanın yani meclisin bir anlamı kalmayacak. Diğer bir yanlış algı ise başkanlık sistemine geçilirse başkandan başka hiçbir aktörün değeri olmayacağı şeklinde. Bu da tehlikeli bir şeymiş gibi algılanıyor” diye konuştu.
DAHA GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE İÇİN BAŞKANLIK SİSTEMİ
Konferansın son konuşmacısı olarak söz alan Yrd. Doç. Dr. Adnan Küçük, başkanlık sistemi içerisinde ne gibi yönetim unsurları olacağını anlattı. Başkanlık sisteminde koalisyonlar olmayacağını değinen Küçük, “Seçim olduğu gün yürütme ve kimin başkan olduğu belli olacak. Yürütme içerisinde anlaşmazlıklar yaşanmayacak. Bu problemler parlamentoda yaşanıyor. Bürokratlar kanunları hazırlıyor, hükümete geliyor, oradan da meclise geliyor ve kabul olup gidiyor. Ne milletvekilinin haberi var, ne de bir başkasının haberi var. Ama başkanlık sisteminde böyle olmayacak. Meclis kanunu bizzat kendisi hazırlayacak, kendisi oylayacak ve kendisi kabul edecek. Bir milletvekiline kanunları hiç okudunuz mu diye sordum, şimdiye kadar hiçbir kanun önerisini okumadım diye cevap verdi. Neye göre oy veriyorsunuz dedim, grup başkan vekilinin eline bakıyoruz, kaldırıyorsa kaldırıyoruz, kaldırmıyorsa kaldırmıyoruz dedi. Bu parlamentonun, millet iradesinin yerlerde sürünmesi demektir. Türkiye’nin geleceğe yönelik daha aktif ve katılımcı olabilmesi için, koalisyon krizlerinden kan kaybetmemesi sebebiyle, parlamentonun çok daha güçlü bir hale gelebilmesi için başkanlık sisteminin olması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.