Yeni Türkiye Buluşmaları’nda Rusya Krizi tartışıldı

Büyükşehir Belediyesi Yeni Türkiye Buluşmaları Konferanslar Dizisi’nde Rusya Krizi masaya yatırıldı.

Prof. Dr. Fırat Purtaş, Türkiye ve Rusya’nın daha önce pek çok krizi aştığı gibi bu krizi de aşacağını söyledi. Prof. Dr. Salih Yılmaz, krizin Türkiye’de yeni vizyon, yeni ekonomik açılımlar gibi birtakım yenilikler getireceğini kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Yakup Ömeroğlu da “Bu krizden de çıkışımız, hem Türkiye’nin, hem Türk hem de İslam dünyasının izzeti için çok önemli” dedi.

Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nca düzenlenen “Yeni Türkiye Buluşmaları” Antalya Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu’nda yapıldı. Son dönemde Türkiye’yi ve özellikle Antalya’yı yakından ilgilendiren “Rusya Krizi”nin tartışıldığı konferansa, TURKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Fırat Purtaş, Avrasya Yazarlar Birliği’nden Yrd. Doç. Dr. Yakup Ömeroğlu ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Yılmaz konuşmacı olarak yer aldı. Siyaset Bilimci Dr. Murat Yılmaz’ın oturum yöneticiliğini üstlendiği konferansı Antalya Vali Yardımcısı Mehmet Kurdoğlu, Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Zülfü Çelik’in yanı sıra çok sayıda Antalyalı izledi.

TÜRK-RUS İLİŞKİLERİ CİDDİ SINAVLARDAN GEÇTİ

Konferansta ilk sözü alan Prof. Dr. Fırat Purtaş, Rusya ile Türkiye’nin geçmişten günümüze dek süre gelen tarihi sürecini ele aldı.  Özellikle 90’lı yıllardan günümüze uzanan süreçte iki devlet arasında pek çok krizin yaşandığına dikkati çeken Purtaş, “Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra başlayan yeni dönemde Türk-Rus ilişkileri son derece ciddi sınavlardan geçerek günümüze geldi. 90’lı yıllara baktığımızda Dağlık Karabağ meselesi Türkiye ve Rusya’yı karşı karşıya getirmişti. Bu savaş sürecinde karşılıklı restleşmeler oldu. Daha sonra 1994 yılında başlayan Çeçenistan Savaşı yine bu iki devleti karşı karşıya getiren önemli bir krizdi. Bu kriz süresi içerisinde Türkiye’deki terör olaylarının da tırmanışa geçtiğini hatırlıyoruz. 1995’te Moskova’da PKK’nın kendi meclisini açtığını hatırlıyoruz. 1994-96 yılları yine krizin zirvede olduğu yıllardı. 90’lı yılların sonunda Kosova sorunu etrafında Türkiye ile Rusya yine bir kriz etrafında bir araya geliyordu” dedi.

BU KRİZ DE AŞILACAKTIR

Özellikle 2000’li yıllarda ABD’nin Irak operasyonlarının Türkiye ve Rusya’yı yakınlaştırdığını belirten Prof. Dr. Fırat Purtaş, bu dönemde iki ülkenin ABD’ye aynı tepkiyi verdiğini ve bugünkü düzeye ulaşan işbirliği sürecine girildiğini sözlerine ekledi. Günümüzde yaşanan krizin daha derin bir niteliği olduğunu söyleyen Purtaş, “Bu kriz de yeni değil. 2011 yılından bu yana Suriye’de başlayan olaylar çerçevesinde zaten Türkiye ile Rusya karşı karşıya idi. Ancak bu krize rağmen ekonomi, turizm, karşılıklı yatırımlar çerçevesinde işbirliği sürüyordu. Bugün, Rus uçağının Türkiye sınırlarını ihlal etmesi üzerine gerçekleşen hadise ile bu kriz tırmanışta. İnanıyorum ki daha önceki sorunlar aşıldığı gibi bu kriz de aşılacaktır. Bu sorun, önceki sorunlara nazaran daha derin bir nitelik taşıyor” diye konuştu.

BU 20 SANİYELİK BİR İHLAL MESELESİ DEĞİLDİR

Avrasya Yazarlar Birliği’nden Yrd. Doç. Dr. Yakup Ömeroğlu da Rus uçağının düşürülmesinin de bir geçmiş perspektife dayandığını belirtti. Ömeroğlu şunları söyledi: “Bu konuda devletimize yapılmış haksızlıklar var. ‘Rusya 20 saniye hava sahamızı ihlal etmiş, ne var bunda, sabretseydik ne olurdu’ deniyor. Hakikaten böyle bakınca çok haklıymış gibi görünüyor. Tabi 20 saniyede bir şey olacağı yok. Karadeniz’de Rus uçaklarının hava sahamızı daha uzun sürelerle ihlal ettiği hadiseler var ancak bu uçakların hiç birini düşürmemişiz. Fakat bu bölgede daha önce düşmüş F-16’mız var, bizim topraklarımıza düşmüş roketler, bombalar, top mermileri var. Biz bu hadiselerden sonra demişiz ki, yaklaşanı vururuz. Dolayısıyla, Türkiye burada son derece haklıdır ve bu bir 20 saniye meselesi değildir. Bu 20 saniye farklı bir arka planı olan bir 20 saniye.”

TÜRK VE İSLAM İZZETİ BİZİM DURUŞUMUZA BAĞLI

Anadolu coğrafyasında Çanakkale’de Türklerin verdiği mücadelenin dünyadaki tüm Türkler ve Müslümanlar için büyük önem arz ettiğini söyleyen Yakup Ömeroğlu, o dönemde dünyaya dik bir duruş sergileyen tek topluluğun Anadolu olduğuna değindi. Ömeroğlu, “Bugün geçmişte olduğu gibi Türk ve İslam dünyasının izzeti bu coğrafyadaki vereceğimiz mücadeleye ve duruşa bağlı. Böyle bir tarihi dönemi tekrar yaşıyoruz. Bu krizden de çıkışımız, hem Türkiye’nin, hem Türk hem de İslam dünyasının izzeti için çok önemli” diyerek sözlerini noktaladı.

RUSYA AKILLA ANLAŞILMAZ, ARŞINLA DA ÖLÇÜLMEZ

Konferansın son konuşmacısı olarak söz alan Prof. Dr. Salih Yılmaz, son 15 yılda Rusya ile Türkiye’nin ilişkilerinin her iki ülkeye de çok şey kazandırdığına değinerek şöyle konuştu: “Bu krize baktığımızda yakın süreçte Türkiye çok şey kaybetmiş gibi görünüyor ancak uzun vadede Türkiye’nin çok şey kazanacağını düşünüyorum. Rusya krizi Türkiye’de yeni vizyon, yeni ekonomik açılımlar gibi birtakım yenilikler getirecektir. Avrupalıların da sık sık kullandığı bir söz vardır, Rusya akılla anlaşılmaz, arşınla da ölçülmez diye bir söz vardır. Bugün biz çok büyük bir kriz yaşadık Rusya ile ancak bir ay sonra bakarsınız Ruslar Türkiye ile ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz diyebilirler.”

RUSYA SON KOZUNU OYNADI

Rusya’nın Ukrayna ve Kırım’da izlediği işgalci politikaların dünyada çok büyük tepki toplamasıyla Rusya’nın son olarak Müslüman bir ülke olan Türkiye ile bir kriz çıkardığını belirten Yılmaz, “Politika olarak Müslüman bir ülke ile kriz çıkardılar. Müslüman bir ülke ile kriz çıktığı anda, hem Batı dünyasının desteğini alabilir, hem de çok fazla tepki almaz. Rusya elindeki son Türkiye kozunu da oynamış oluyor. Doğalgaz, petrol fiyatlarını yükseltmek umuduyla ve Suriye’deki etkin gücünü korumak istiyor” dedi.

Konferansın sonunda Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Zülfü Çelik, konuşmacılara hediyelerini takdim etti.

Sonraki Haber