Türkiye'den Rusya'ya karşı sürpriz İsrail adımı
Türkiye ile İsrail ilişkilerindeki "normalleşme" sürecindeki kritik adım 26 Haziran'da atılacak.
Türkiye ile İsrail’in, Mavi Marmara’dan beri kopuk ilişkilerinin normalleşmesi için sürdürülen görüşmelerde sona gelindi. Tarafların 26 Haziran günü anlaştıklarını açıklamaları bekleniyor. Yakınlaşmanın ekonomik gerekçesi, hatta itici güçlerinden biridoğalgaz oldu.
Hürriyet gazetesinden Merve Erdil'in haberine göre 2009’da İsrail açıklarında iki önemli doğalgaz yatağı, Leviathan ve Tamar, keşfedildi. Yuvarlak rakamlarla Leviathan’da 500, Tamar’da 300 milyar metreküp doğalgaz var. Kıbrıs açık denizinde yer alan Afrodit doğalgaz yatağı ile İsrail açıklarındaki diğer sahalarla birlikte kanıtlanmış rezerv miktarının 1 trilyon metreküp civarında olduğu belirtiliyor. Bu gazın dünya piyasalarına girmesi için en uygun yol ise İsrail, Türkiye ve Kıbrıs’ın anlaşmasıyla inşa edilecek yeni boru hatları. İşte bu da Türkiye-İsrail görüşmelerinde doğalgazı, buzları eriten faktörlerden biri olarak öne çıkarıyor.
Eski müttefik iki ülke arasında yakınlaşmada, İsrail ve Kıbrıs’ı çevreleyen yüz milyarlarca dolar değerindeki kanıtlanmış doğalgaz rezervi rol oynarken, varılacak anlaşma bundan sonra doğalgaz projelerini harekete geçirebilir. İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz, son olarak yaptığı bir açıklamada, “İsrail’deki ekonomik durum oldukça zorlu. Leviathan sahasını geliştirmenin önü açıldığında, bunun için yöntemlerden birinin gaz ihracatı olduğu ortaya konuldu. Yakınlardaki en cazip pazarlardan biri Türkiye ve orada büyük ekonomik çıkarımız var” dedi. Süreç pürüzsüz geçerse, İsrail gazının 2020’de Türkiye pazarına ulaşmasının gayet mümkün olduğu söyleniyor. Konuya yakın bir kaynak, İsrail’den Türkiye’ye uzanacak boru hattını ve gaz anlaşmasını özel sektör yapacak olsa dahi, projeye ilişkin kararı siyasi iradenin vermesi gerektiğini belirterek, “Türkiye’den Zorlu, Enerjisa ve Turcas gibi şirketler İsrail gazı projesi için niyet belirten şirketler. Kamudan BOTAŞ veya TPAO’nun bu projede yer alıp almayacağı henüz belli değil. Enerji Bakanlığı’nın konuyla ilgili bir rakam ortaya koyması da gerekir. Daha önce yıllık 10 milyar metreküp (bcm) gazın Türkiye’ye gelmesi konuşuluyordu. Yeniden ihraç hakkı ile bu rakam 20 bcm’e çıkartılıp, bir kısmının Türk iç pazarına sunulduktan sonra geri kalanının Türk özel sektörü veya kamu tarafından Avrupa’ya ihraç edilmesi söz konusu olabilir. Bu gaz TANAP üzerinden de Avrupa’ya verilebilir” diyor.
Türkiye, toplam gaz arzı içerisinde yüzde 55’lere ulaşan Rus gazı bağımlılığını azaltmayı hedefliyor. Rusya ile BOTAŞ’ın imzaladığı yıllık 4 bcm’lik Batı Hattı kontratı 2021 yılı sonunda, 16 bcm’lik Mavi Akım kontratı ise 2025 sonunda bitiyor. Türkiye’nin Ruslarla gaz anlaşmalarını yenileyip yenilemeyeceği bilinmiyor fakat arz çeşitliliği açısından Türkiye’nin yeni kaynaklara yönelmesi de sürpriz olmaz. Ancak İsrail gazının Türkiye’ye, Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşımı için Kıbrıs sorununun da çözüme kavuşması gerektiği ifade ediliyor. Yine konuya yakın bir kaynak, bu konuda şöyle konuşuyor: “Gaz anlaşmalarında konu İsrail’le anlaşmak ile bitmiyor. Boru hattı, Güney Kıbrıs’ın münhasır ekonomik alanından geçiyor. Uluslararası deniz mevzuatına göre Güney Kıbrıs’ın boru hattına engel olma hakkı yok ama projeyi geciktirebilir. Güzergâh seçiminde Güney Kıbrıs’ın onayının alınması, mühendislik çalışmalarıyla ilgili bilgi verilmesi ve ÇED raporuna onay vermesi lazım mesela. Boru hattı güzergâhı üzerinde söz sahibi, ÇED raporunu geciktirebilir, projeyi geciktirebilir. Bunu İsrail tarafı da, Türkiye tarafı da biliyor. Kıbrıs açıklarındaki gazı dâhil etmeden varılacak çözüm, projeyle ilgili birtakım belirsizlikleri kendiliğinden ortaya çıkartıyor. Bankalardan kredi alınacak, boru hattı için malzemeler sipariş edilecek, büyük rakamlar ortaya çıkıyor, o yüzden Kıbrıs ile durumun netleştirilmesi gerekiyor.”