Türel, OECD Dirençli Şehirler Zirvesi’nde Antalya’yı anlattı

Geçtiğimiz ay Güçlü Şehirler Ağı Zirvesi’nin ev sahipliğini yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, OECD'ye bağlı Resilient Cities Network ( Dirençli Şehirler Ağı) zirvesinin Lizbon’daki toplantısına katılarak Antalya’yı anlattı.

Antalya’nın turizm potansiyelinden güvenli bir şehir olmasına, binlerce yıllık tarihinden ev sahipliği yaptığı uluslararası organizasyonlara kadar her tülü konuda bilgiler veren Türel Antalya’nın barış şehri olduğunu vurguladı.

Portekiz’in başkenti Lizbon’da düzenlenen OECD'ye bağlı Resilient Cities Network (Dirençli şehirler Ağı) toplantısına katılan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, dünyanın farklı bölgelerinden gelen belediye başkanları, kent yöneticileri ve bürokratlarla bir araya geldi. Başkan Türel Antalya’nın ilk kez katıldığı Dirençli Şehirler Ağı zirvesinde bir de sunum yaparak Antalya'nın çözüm odaklı en güçlü şehirlerarasında yer aldığını anlattı. Konuşmasına geçen ay Strong Cities Network’un ilk zirvesine Antalya’nın ev sahipliği yaptığını vurgulayarak başlayan Başkan Türel, “Bugünde Resilient Cities Network’unu lanse ederken, aslında birlikte yeni bir küreselleşme hareketini,  şehirlerin küreselleşmesini gerçekleştiriyoruz” dedi.

YENİ KÜRESEL HAREKETLER

Sermaye akımlarının, ticaretin, bilginin, araştırma-geliştirmenin, markaların, modanın, sanatın, çevresel risklerin küreselleşmesinden sonra, artık küresel göç,  küresel radikal akımlar, küresel terör gibi yeni küresel hareketlerle karşı karşıya olduklarını belirten Başkan Türel, “Bu küreselleşme, şehirlerimiz için hem yeni risk ve zayıflıklar hem de esneklik imkanları yaratıyor. Küresel risklere karşı küresel işbirliği ağlarıyla daha güçlü olabileceğimizi de görüyoruz ve bugün de bu amaçla buradayız” dedi.

TURİZMİ ANLATTI

Ülke ülke gezerek Antalya’yı anlatan Başkan Türel Dirençli Şehirler Zirvesi’nde de Antalya’nın tarihi, turizm potansiyeli, sahilleri, sahip olduğu kültürel değerleri ve ev sahipliği yaptığı organizasyonları  ile ilgili bilgiler verdi. Başkan Türel, “Antalya’nın nasıl büyük bir turizm destinasyonu olduğunu açıklayayım. 640 kilometre kıyı şeridimizde 200’den fazla mavi bayraklı plaj, 3 binden fazla hotel ve pansiyon, 800 binden fazla yatak bulunuyor. Bölgemizde erken Helenistik dönemden başlayarak 549 arkeolojik alan, antik şehirler ve eserler büyük bir tarih mirasını oluşturuyor. Son 12 yılda yabancı ziyaretçi sayımız iki katına çıktı. Geçen yıl yabancı ziyaretçi sayısı biraz düştü, ama yine 11 milyona yakın yabancı ziyaretçimiz 60 milyondan fazla geceleme gerçekleştirdi” dedi.

ANTALYA’NIN TARIMSAL GÜCÜ

Tarımsal üretimin Antalya’nın güçlü olduğu ikinci alan olduğunu belirten Başkan Türel, “6 milyon tondan fazla sebze ve meyve üretiyoruz. Büyük kısmı örtü altı üretim. Örneğin dünya taze domates üretiminin yaklaşık yüzde 2’sini Antalya yapıyor. Türkiye içinden ve dışından yerleşmek veya ikinci konut amaçlı olarak göç alıyoruz. Antalya’da 1 milyondan fazla konut bulunuyor ve yabancıların bundaki payı yüzde 7 civarında. Bu da inşaat sektörünün önemli bir ekonomik faaliyet olmasını sağlıyor. Ekonomik olarak bu güçlü yanlarımız, aynı zamanda zayıflıklarımızı da oluşturuyor. Az sayıda ürüne ve turizm ve tarım ihracatında Rusya ve Almanya’ya aşırı bağımlılığımız bu yıl ekonomide bir dışsal şok yaşamımıza neden oldu” diye konuştu.

TURİZM İÇİN YENİ PROJELER

Başkan Türel, turizmde ürün çeşitlendirmesi için uzun zamandan bu yana gayret sarf ettiklerini açıkladı. Golf, kongre veya MICE, spor, sağlık turizmine son yıllarda önemli yatırım yapıldığını açıklayan Türel, “Kruvaziyer ve yat turizmi için büyük yatırım projeleri hazırladık. Kültür turizminde potansiyelimiz çok büyük, fakat bugüne kadar güneş ve kum turizminin veya kitle turizminin gölgesinde kaldı. Bu nedenle yeni müzeler kuruyoruz. Antalya Film Festivali 53 yıllık bir tarihe sahip. Şimdi Antalya’da film stüdyoları kurmayı, Antalya’yı bir film merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz” dedi. Başkan Türel, “Biz, Büyükşehir Belediyesi olarak kırsal kesime karşı 2 yıldan bu yana sorumluyuz. Şimdi tarım üreticilerimiz için güneş enerjisi ile elektrik üreterek sulama maliyetlerini düşürmeye çalışıyoruz. Kırsal turizm ve doğa turizmi, yatırım yapmamız gereken alanlar”  diye konuştu.

AYRIMCILIĞI REDDEDİYORUZ

Başkan Türel sosyal çalışmalarla ilgili olarak şunları söyledi: “Kadınların sosyal hayata aktif katılımları için, meslek eğitimleri, sanat eğitimi, ücretsiz danışmanlık ve kreş hizmeti sağlıyoruz. Engellilere yönelik hizmetlerimizde gerçekten iddialıyız. Rehabilitasyon merkezimiz birçok Avrupa ülkesiyle yarışacak düzeyde.  Sosyal esneklik konusunda Antalya’nın bir tolerans, barış şehri olmasına çok önem verdiğimizi vurgulamak isterim. Biz her tür ayrımcılığı kesinlikle reddediyoruz. Bizim için her inanç, her köken, her kimlik eşit haklara sahiptir. Strong Cities Network’a üye olurken, ayrımcılıkla ve radikalleşme ile mücadele konusunda da taahhütlerde bulunarak bu vizyonumuzu güçlendirdik”.

ÖNEMLİ PROJELERDE REFERANDUM YAPIYORUZ

Türkiye’nin imparatorluk çağından bu yana güçlü bir merkezi yönetim geleneğine sahip olduğunu belirten Başkan Türel, “Yerel yönetim reformları 12 yıllık bir geçmişe sahiptir. Bölgesel koordinasyon, ancak Avrupa Birliği ile uyum süreci kapsamında 2006 yılında Kalkınma Ajanslarının kurulmasıyla başlamıştır. Yerel yönetim bu dönemde gerçek bir kapasiteye kavuştu. Bu kısa tarihe rağmen, birçok alanda ve katılımcı yönetim konusunda hızlı bir ilerleme içerisindeyiz. Antalya’da kent konseyi ve derneklerle birçok alanda işbirliği yapıyoruz. Önemli projelerde halk oylaması yapıyoruz. Türkiye’de mimar ve mühendis odaları, ticaret odaları, barolar güçlü kurumlardır. Bazı projeleri yargıya itiraz ederek engelleyebilirler. Bu nedenle STK’larla işbirliği yapmaya, halk oylamalarıyla halkın desteğini almaya önem veriyoruz. Antalya’da yaşayan herkes bir sorununu online olarak bize iletebilir. Biz gelen sorun ve talepleri elektronik ortamda izleyerek, belirli bir süre içerisinde cevaplamak zorundayız” dedi.

ÇEVREYİ KORUYORUZ

Turizm hem çevresel baskı oluşturan hem de sürdürülebilirliği zorunlu kılan bir sektör olduğunun altını çizen Başkan Türel, “Deniz temizliğini, çevre temizliğini koruyamadığımız zaman turizmde başlangıçta kaybederiz. Önceki yıllarda bu konuda ciddi sorunlar yaşadığımızı belirtmek isterim. Antalya’da Büyükşehir Belediyesi öncesinde kıyı şeridini korumak, otellerin atık yönetimini sağlamak üzere belediyelerin ve otellerin ortak finansmanla yönettikleri özel statülü atık yönetimi birlikleri vardı. Şimdi artık 640 kilometrelik mesafede bütün atık yönetimini biz kontrol ediyoruz. Belediyelerimiz ise çevre konusunda Çevre Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı denetimi altındadır. Türkiye bu konularda Avrupa Birliği standartlarını hızla uygulamaya sokmaktadır. Dolayısıyla AB standartlarının bizim için bir ilerleme faktörü olduğunu söyleyebilirim” dedi.

Sonraki Haber