Temel Karamollaoğlu ittifak krizine son noktayı koydu

Saadet Partisi'nde Oğuzhan Asiltürk’ün Cumhur İttifakı’na katılma girişiminin ardında partide üçüncü ittifak tartışması yaşanıyor.

Saadet Partisi’nde, bir süre önce yaşamını yitiren Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı ve Milli Görüş Vakfı Genel Başkanı Oğuzhan Asiltürk’ün başlattığı’ hangi ittifak’ tartışması devam ediyor. Asiltürk’ün ardından bu kez de partinin Genel İdare Kurulu Üyesi Abdullah Sevim’den ‘CHP rahatsızlığı’ ve ‘üçüncü ittifak’ çıkışı gelmişti. Genel Başkan Temel Karamollaoğlu bugün yaptığı açıklamada Millet İttifakı ile devam konusundaki kararlılığının altını bir kez daha çizerek, “Bir daha 28 Şubat’lar yaşanmasın, demokrasiye karşı kimse vesayet kurma hevesinde bulunmasın diye hazırlamış olduğumuz “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” toplantımızı icra edeceğiz” dedi.

 Oğuzhan Asiltürk’ün Saadet Partisi’ni, AKP ile aynı ittifakta görme isteği, yaşamını yitirmesi nedeniyle hayata geçmemiş ve gündemden düşmüştü. Millet İttifakı çatısı altında 6 parti tarafından sürdürülen iş birliği çabalarının hız kazanması ve 28 Şubat’ta Güçlendirmiş Parlamenter Sistem’in detaylarının açıklanacağı toplantı öncesinde partiden yine farklı bir ses yükseldi.

GİK ÜYESİ SEVİM CHP’DEN RAHATSIZ
CHP, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi liderlerinin 12 Şubat’ta Ankara Ahlatlıbel’de düzenledikleri zirvenin ardından bir TV programına katılan SP Genel İdare Kurulu Üyesi Dr. Abdullah Sevim, parti tabanının CHP ile birlikte görünmekten rahatsız olduğunu söyledi, 'Saadet Partisi yöneticileri olarak bizim bunu görmemiz gerek' dedi.

Konya'da yayın yapan Kanal 42 televizyonuna konuşan Sevim, şu ifadeleri kullandı: 'Üçüncü bir ittifakı bizim oluşturmamız lazım. Bizim oluşturacağımız bu üçüncü ittifakın Türkiye'nin normalleşmesine büyük oranda hizmet edeceğini düşünüyorum. Saadet Partisi'nin geleceği açısından da bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bizim tabanımız CHP ile HDP ile bir algılamamızdan, görünmemizden hoşnut değil. Bunu bizim Saadet Partisi yönetici olarak görmemiz ve bundan sonra Saadet Partisi'nin nerede durması gerektiğiyle ilgili hem ülkemizin menfaatini hem de partimizin geleceğini düşünerek karar vermemiz gerekir.'

Bu sözlerini içeren videoyu sosyal medya hesabından paylaşan Sevim burada da, “Saadet Partisi olarak eğer illa ki bir ittifakın içerisinde olacaksak bunun 3. ittifak olması gerek! Bu hem ülkemiz hem de partimiz açısından en doğru karar olacaktır...” değerlendirmesi yaptı.

 3. İTTİFAK SP İÇİN SEÇENEK Mİ?
Bu çıkışla, parti içinde önce Asiltürk’ün ‘AKP ile ittifak’ planı ile mücadele eden Genel Başkan Temel Karamollaoğlu, bu kez de Cumhur ve Millet ittifaklarının karşısında üçüncü ittifak önermesi ile karşı karşıya kalmış oldu.

Oğuzhan Asiltürk’ün eleştirileri ve girişimleri konusunda, “Farklı fikirlerin gündeme gelmiş olmasını ben prensip itibariyle bir zenginlik olarak görürüm. Ama haddinden fazla ısrar, yani bunsuz olmaz gibi bir yaklaşımı da isabetli bulmam. Bunu bütün arkadaşlarımı da bilirler” yorumu yapıp, kesin tavrını koyan Karamollaoğlu bugünkü açıklamasıyla Sevim’in dile getirdiği 3. İttifak modeline de kapıyı kapattı.

KARAMOLLAOĞLU: KÖTÜ GİDİŞE BİRLİKTE DUR DEME KARARLILIĞINDAYIZ
Karamollaoğlu bugün yaptığı haftalık değerlendirme konuşmasında ittifak tartışmalarına değinmeden partisinin Millet İttifakı’nda kalmak konusundaki kararlılığının altını çizdi. Türkiye’nin rövanş cumhuriyeti olmasını istemediklerini söyleyen Karamollaoğlu, “Türkiye’nin geçmişiyle kapatamadığı hesaplaşmaları yüzünden bir türlü geleceğe dönemeyişinin çaresini bulmak zorundayız!” dedi.

Karamollaoğlu, şu açıklamayı yaptı:
“28 Şubat Pazartesi Günü, Ankara'da bir daha 28 Şubat’lar yaşanmasın, demokrasiye karşı kimse vesayet kurma hevesinde bulunmasın diye hazırlamış olduğumuz “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” toplantımızı icra edeceğiz.

 Tabiri caizse; 28 Şubat'ın defterini yine bir 28 Şubat günü hep birlikte düreceğiz! AK Parti darbe anayasasına karşı 2010 Referandumunu 12 Eylül’de gerçekleştirmekle 12 Eylül Darbesinden yana olmuyorsa; biz de bu toplantıyı 28 Şubat’ta gerçekleştirerek vesayet özlemi içinde bulunmuş olmuyoruz. Bıraksınlar artık bu zırvaları!

28 Şubat sürecinde utanç verici duruşları ortada olanların, 28 Şubat ile birlikte önü açılanların, ülkemizin problemlerini çözmek adına bir araya gelen partilere ve özellikle de Saadet Partimize laf etmek; hakkı ve haddi değildir!

Bizler, Türkiye’nin "rövanş cumhuriyeti" olmasını istemiyoruz. Türkiye’nin geçmişiyle kapatamadığı hesaplaşmaları yüzünden bir türlü geleceğe dönemeyişinin çaresini bulmak zorundayız!

İstişarenin, liyakatin, ortak aklın, adalete güvenin ve refahın kalmadığı, torpilin, sadakatin, tek tip düşünce yapısının, hukuksuzluğun ve huzursuzluğun hakim olduğu gidişata son vermekte kararlıyız!

Bu kötü gidişe dur demek istiyoruz ve bunu birlikte yapmakta kararlıyız! Başka bir Türkiye’nin ve "İnsanca Yaşam"ın mümkün olduğunu en kısa zamanda gösterecek; ülkemize nefes aldıracak, insanımızın yüzünün gülmesine vesile olacak adımları tek tek atacağız!”

Sonraki Haber