TBMM Başkanı Şentop: ''Türkiye'de böyle bir ortama müsaade edilmez''

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, ''siyasi cinayetler'' iddialarına ilişkin ''Doğru bilgi varsa, somut bilgi varsa bunun intikal ettirileceği yerler emniyet, güvenlik güçleri ve savcılıklardır. Onlar gerekeni yaparlar. Böyle bir ortam yok Türkiye'de ve böyle bir ortama müsaade edilmez'' diye konuştu.

Çankırı'da basın mensuplarıyla bir araya gelen Şentop, İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un Çankırı'ya gelişinin 101'inci yıl dönümü olduğunu hatırlattı.

Mehmet Akif Ersoy'un, 15 Ekim 1920 Cuma günü Ulu Cami'de verdiği vaazın 101'inci yıl dönümünde camiyi ziyaret ederek cuma namazı kıldıklarını aktaran Şentop; hatırayı anmak, anlamak ve hatırlatmak için Çankırı'da olduğunu aktardı.

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Şentop, "siyasi cinayetler işlenebileceği" iddialarıyla ilgili soruyu, "Siyasi cinayetler konusuyla ilgili bir bilgi, bir duyum varsa bunun intikal ettirileceği makamlar belli. Savcılıklara bildirilir. Eğer gerçekten savcılıklara bildirilecek düzeyde bir duyum varsa oraya bildirilir ama bunu kamuoyu önünde bir dedikodu kabilinden konuşmak, siyaset malzemesi olarak konuşmak çok tehlikelidir ve çok yanlıştır." şeklinde yanıtladı.

"TÜRKİYE'DE BÖYLE BİR ORTAMA MÜSAADE EDİLMEZ"

Şentop, bir güvensizlik ortamı, bir kargaşa ortamı oluşturmanın, terör örgütlerinin çok arzu ettiği işler olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı, bakanlar, siyasi parti genel başkanları ve meclis başkanının devlet ve güvenlik güçleri tarafından korunduğunu vurgulayan Şentop, şöyle devam etti:

"Koruma sadece görüntüde bazı güvenlik mensuplarımızın, polislerimizin etrafımızda görülmesi şeklinde değil. Bu koruma aynı zamanda istihbari boyutları da olan, bu tür birtakım bilgiler geldiği takdirde bunları da değerlendiren ve ona göre gerekli tedbirleri alan bir çalışma içinde hepimizle ilgili bu tür şeyler bazen, bazı günler geliyor ama bunlar genelde bile bize intikali gerek olmayan hususlardır. Güvenlik güçleri bununla ilgili yapılması gerekenleri mutlaka yapıp değerlendirip sonuca ulaştırıyorlar. Dolayısıyla böyle şeyleri her gün küçük büyük bizim de şahit olduğumuz hususları kamuoyuna taşıyıp kamuoyunun gündemi içinde bir siyasi dedikodu kabilinde bir konuşmayı yanlış buluyorum. Türkiye'de bir güvensizlik, bir tedirginlik havası oluşturmaya sebebiyet verecek bir durumdur. Herkesi sorumluluk içinde hareket etmeye davet ediyorum. Doğru bilgi varsa, somut bilgi varsa bunun intikal ettirileceği yerler emniyet, güvenlik güçleri ve savcılıklardır. Onlar gerekeni yaparlar. Böyle bir ortam yok Türkiye'de ve böyle bir ortama müsaade edilmez. Böyle bir havanın oluşmasına katkı sunacak adımlar atmaktan çekinmemiz lazım. Sorumluluk bunu gerektirir."

Türkiye'nin uzun zamandır terörle mücadele ettiğine işaret eden Şentop, "Terörün en önemli kaynağı coğrafi olarak sınırları tam kontrol edemeyen komşularımızın bulunduğu topraklar. Suriye bu bakımdan çok önemli bir merkez haline geldi. Suriye, Irak'ın kuzeyinde konuşlanan terör örgütü mensupları sınırı geçerek Türkiye'ye gelip terör eylemleri gerçekleştiriyordu. Bununla ilgili uzun yıllardır mücadele ediyoruz. Türkiye bir konsept değişikliğine gitti. Terör örgütlerinin sınırı geçip gelip eylem yapmasını beklemek yerine terör örgütlerinin bulunduğu yerlerde onları yok etmek, imha etmek, etkisiz hale getirmek, yeni konsept bu. Bununla ilgili bilgi alındığı, gerek görüldüğü zaman her türlü operasyonu Türkiye yapıyor, yapmaya devam edecek." diye konuştu.

Şentop Meclis'in yeni yasama yılıyla ilgili ise şunları aktardı:

"Yaz döneminde, tatil döneminde hazırlanan bazı kanun çalışmaları vardı onlar geldi. Birisi vergiyle ilgili düzenlemeleri içeren kanun bu hafta tamamlandı, Meclis'imizden geçti. İhracatçı birliklerimizi ilgilendiren bir çalışma vardı, başka bazı maddeler de vardı. Bugün itibariyle o geldi. Bu anlamda rutini devam edecek Meclis'imizin ama tabii esas bugün yine bütçe geldi bütçeyle ilgili bir takvim yavaş yavaş oluşuyor. Sanıyorum komisyon Ekimin 20'sinde toplanacak. O tarihten itibaren Plan ve Bütçe Komisyonumuzda bütçe görüşülmeye başlanacak. Daha sonra da Genel Kurulda görüşülecek. Bu önümüzdeki ayların en yoğun gündemi bütçe üzerinde görüşmeler olacak. Başka gündemlerde var tabii."

Bir basın mensubunun Erken Seçim iddialarına ilişkin sorusu üzerine Şentop, şunları kaydetti:

"Erken seçimle ilgili tartışmalar Türkiye'nin eski bir hastalığı, 16 Nisan 2017 öncesine dair bir hastalık. Parlamenter sistem döneminde parlamentoda alelade bir çoğunlukla seçim kararı almak mümkündü. Hukuken bu mümkündü ve kolaydı. Siyaseten de çoğu zaman hükümet kurma ve sürdürme konusunda sıkıntılar yaşandığı için seçim kararı alma yönünde bir siyasi zeminde ortaya çıkıyordu. Nitekim 1961'den 2002'ye kadar Türkiye'de hükümetlerin ortalama ömrü bir buçuk yıl. Dolayısıyla hem siyasi hem hukuki bakımdan parlamenter sistem dönemi erken seçim tartışmalarının olduğu, gündeme geldiği, konuşulduğu bir dönemdi. Zaten bundan rahatsızlık sebebiyle yeni anayasa değişikliği yapılırken, yeni hükümet sistemine geçilirken erken seçim kararını çok zaruri bir durum olduğu takdirde alabilecek şekilde bir düzenleme yapıldı."

"ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI PARLAMENTER SİSTEM DÖNEMİNDE KALMIŞ BİR ALGININ MESELESİDİR"

Seçim kararı almanın zorlaştığını ifade eden Şentop, "Meclis'te nitelikli çoğunlukla yani parlamentonun tam sayısının 5'te 3'ü ile 360 oyla ancak bir seçim kararı alınabiliyor Meclis'te veya Cumhurbaşkanı tarafından alınabiliyor. Ama biz sık sık seçim olmasın diye sistem değişikliğine gittik. Bir buçuk yıl ömrü olan hükümetler hiçbir zaman seçim dönemini tamamlayamayan bir parlamento yasama organı tablosundan kurtulmak için Türkiye anayasa değişikliğini yaptı ve kabul etti. Erken seçim tartışmaları tamamen parlamenter sistem döneminde kalmış bir algının bir zihin dünyasının meselesidir. Bu yeni sistem döneminde erken seçim mevzu bahis değil gerek hukuken gerek siyasi şartlar bakımından bunun bir mantığı da yok." değerlendirmesinde bulundu.

Sonraki Haber