Şükrü Genç: Bu çatı altında ayrım olmadı, olmayacak
Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, 1 Nisan’da açılışı yapılacak olan yeni hizmet binasında belediye personeli ile bir araya gelerek önemli mesajlar verdi. Başkan Genç aynı zamanda referandum süreci hakkında da önemli açıklamalarda bulundu.
Sarıyer Belediyesi Yeni Hizmet Binası’nın açılışına kısa bir süre kaldı. Yoğun tempo içinde her gün farklı konukları ağırlayan merkezde Başkan Şükrü Genç, bugün de belediye personeli ile bir araya geldi. Yaptığı konuşmada ayrışmaya hiçbir zaman yer olmadığını ve halka en iyi hizmetin verilmesinin bilincinde olunması gerektiğini vurgulayan Başkan Genç’in belediye personeline yönelik sözlerinden önemli satır başları ise şöyle;
Kalite ve çağdaşlık için uğraşmalıyız
“Hizmet vermek için buradayız. Yaptığınız her iş kurumumuzun sorumluluğunda, bu sorumluluğu en iyi şekilde taşımanız gerekiyor. Alt yapımız çağdaşlık ve kalite üzerine kurulu, biz de bunun hayata geçebilmesi için çaba sarfetmeliyiz. Teknoloji arttıkça beraberinde riskleri de getiriyor. Bu risklerin gerçekleşmemesi sizlerin elinde. Hiçbir şekilde dışarıdan müdahale olmaması için kendinizi korumanız lazım. Kendinizi korumanız kurumu korumanız demektir.”
İnsanlar arasında ayrım yapılamaz
“Ben sizleri bugüne kadar, siyasi düşüncenize göre ayırmadım. Sizlerin de kimseyi kimliğiyle düşüncesiyle, siyasetiyle, memleketiyle hiçbir şekilde ayırmamanızı istiyorum. Bu önce kendiniz arasında, sonra kuruma gelen vatandaşlar arasında olmalı. Biz bütün mahallelerde hizmeti eşit alanlarda götürüyoruz. Elimizden ne gelirse yapıyoruz. 5 bin öğrencimize ihtiyaç sıralamasına göre fark gözetmeksizin burs veriyoruz. Mahallerimizde açılan SAGEM’ler ve kreşler de aynı şekilde topluma fayda ve bütünlük sağlıyor.”
17 Nisan sabahı birliği sağlayacağız
Konuşmasında yaklaşan referandum sürecine de değinen Şükrü Genç, şöyle devam etti;
“16 Nisan’da bir referandum yapılacak. Uzun zamandır bu referandumun ülkeye katkısı, ve doğruluğu tartışılıyor. Bizim üzerimize düşen görev ise 17 Nisan sabahı toplumumuzun parçalanmasının önüne geçmek için elimizden geleni yapmak. Bu zaten yurttaş olarak temel görevlerimizin başında geliyor. Kim olursa olsun sabırla insanlara bölünmüşlüğün ülkeye getireceği zararları anlatmalıyız. Sonuç ne olursa olsun ben bu vatanı çok seviyorum diyenden daha vatanseverim diyip, kanla sulanmış bu namuslu topraklara sahip çıkacak namuslu insanlar olmak zorundayız. Bu topraklar bizim. Kimsenin tek elinde değil. Hükümetler bugün olur, yarın olmaz. Uygarlıklar gelmiş geçmiştir. Şöyle bir bakarsanız kimler gelip kimler geçmiştir. Ama asıl olan bu vatandır. Bölünmüşlüğe, parçalanmaya karşı çıkıp insanları sonuna kadar bir arada tutmanın gayreti içinde olmalıyız. 17 Nisan sabahı sonuç ne olursa olsun bu işin gerçek sahiplerinin toplum olduğunu herkese göstermemiz lazım. Gerçekten vatanını seven ve inanan herkesin bu işi sahiplenmesi lazım. Türkiye 16 Nisan’a göre planlanmadı. Yaşam bir süreklilik gerektirir. Bunu ancak iyi insanlar sağlayabilir. Onun için kin ve dolduruşa gelmek yok.
Vatanımızın kıymetini bilelim
“Sarıyer’i yöneten insanlar olarak bu işe sahip çıkmak boynumuzun borcudur. Buna biz inanacağız sonra da sokaktaki insanları inandıracağız. Birliği, beraberliği, huzuru anlatacağız. Ne Atatürkçülük ‘ben Atatürkçüyüm’ diyip yukardan aşağıya maddeleri saymaktır ne de ben ‘falanım’ diyip diğerlerini saymaktır. En doğruyu yaşamda yapmaktır. Barışı yaşamda kural olarak işliyorsan ve insanlara saygılı davranıyorsan en büyük Atatürkçü sensindir. Eğer inanışından dolayı karşındaki insana saygı gösteriyorsan en büyük dindar sensindir. Yoksa dilin kemiği yok her şeyi söyleyebiliyor. Biz kimsenin gönlünü kırmadan burayı yönetmek zorundayız. Güzel bir yolculuğa çıkıyoruz. Çok güzel bir alanımız var, kıymetini bilelim. Çok güzel vatanımız var kıymetini bilelim. Bu nimetten faydalanamayanlara da destek olalım.”