''Sözcü'ye operasyon 16 Nisan'dan önce olsaydı AK Parti kaybederdi''
Referandum sonucunu en yakın bilen SONAR Başkanı Hakan Bayrakçı, Sözcü gazetesi çalışanlarına yönelik düzenlenen operasyonla ilgili çok çarpıcı bir açıklama yaptı.
Sözcü gazetesinden Nil Soysal'ın sorularını yanıtlayan SONAR'ın patronu Hakan Bayrakçı çok konuşulacak bir açıklamaya imzasını attı.
“Bu iş kafa kafaya biter” diyerek referandum sonucunu 16 Nisan'dan önce bilen isim olan Hakan Bayrakçı ile, bundan sonrasını konuşmak için buluştum. Çok çarpıcı tespitleri ve iddiaları var. Dikkate almak lazım…
SÖZCÜ'ye 19 Mayıs Bayramı'nda yapılan operasyonu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çok büyük bir yanlıştır. Mesela, AKP'ye oy vermeyen seçmenlerin, “Ülke tek adam yönetimine mi gidiyor” şeklindeki endişelerini iyice körüklemesi bakımından yanlıştır. Türkiye'nin dünyaya kötü bir imaj vermesi bakımından yanlıştır. Basın özgürlüğü bakımından yanlıştır. Hatta AKP'ye oy veren seçmenlerin bir kısmının da partilerine tepki duymaları bakımından yanlıştır. Yani aslında soruyu “Bu hamlenin neresi doğrudur?” diye sorsanız, tek cümleyle özetlenebilir. SÖZCÜ'ye yapılan operasyon denemesinin doğru yanı yoktur. Bu “algı operasyonu”, SÖZCÜ Gazetesi aleyhine hiçbir algı oluşturamayacağı gibi tam tersi lehine büyük bir sempati oluşturmuştur. Ülkemiz için yanlıştır. Hukuk adına yanlıştır. AKP için yanlıştır.
Sözcü'ye yapılan bu algı operasyonu referandumdan bir gün önce yani 15 Nisan günü yapılsaydı ne olurdu? Sandıktan ne çıkardı?
Hayır oylarını birkaç puan artırabilir yani referandumu AKP'ye kaybettirebilirdi. Çünkü az önce de dediğim gibi, kendi seçmeninin bir kısmı da, muhalefetin bu kadar sıkboğaz edileceği bir ortam istemez. Düşünsenize; Cumhurbaşkanı'nı veya AKP'yi, kamuoyu nezdinde biraz sesi duyulan hangi kişi veya kurum eleştirse, şu veya bu şekilde üzerine gidilip sesinin kesileceği bir Türkiye… Bunu büyük çoğunluk istemez. Evet SÖZCÜ tek muhalif gazete değil ama iktidara muhalif basının en fazla satan ve adeta muhalif seçmenlerin medya simgesi olmuş bir gazete. AKP'ye karşı olan insanların 15 senedir tuttukları partinin seçim kazanamadığı bir ülkede, seslerini duyuran 1 numaralı gazetesi… E bu kadar özel anlamı olan bir gazeteye operasyon yapılması nasıl algılanır? Cevap basit ve net.
"KEŞKE ERDOĞAN KASIM'DA SEÇİME GİDİYORUM DESE.."
Kasımda baskın bir erken seçim olursa ne olur? Seçmen buna nasıl bakar? Millet ha bire sandığa gitmekten yorulmuş olabilir mi?
Tam tersi… İlk seçimde özellikle muhalif seçmen çok daha hevesli gidecektir sandığa… Çünkü ilk defa “Yüklenirsem sonuç alabiliyormuşum” dediler. Bu çok önemli. Hatta referandumda “Hayır” diyecek olup da, çeşitli sebeplerden sandığa gitmeyenler büyük bir pişmanlık içerisindeler. Keşke Erdoğan dese ki; “Kasım da yapıyorum seçimi!” Bu defa katılım yüzde 90'ları geçer.
"CHP YSK'YA KARŞI TEPKİSİNDE HAKLI"
Referandum yapılmadan önce “Bu iş kafa kafaya biter” demiştiniz. Çıkan sonucu da en yakın bilenlerden biri oldunuz. Peki size göre bu sonuç meşru mudur?
Mühürsüz oy pusulalarıyla ilgili YSK'nın kararı ya da uygulaması çok tartışılacak bir şey. CHP bu konuda kıyamet koparmakta haklı ama geçerli değil. Çünkü kanun “Son karar mercii YSK'dır” diyor. Dolayısıyla yapacak bir şey yok. Bir de şu var; Türkiye'de seçimlerde hile en fazla 1 puan boyutunda yapılabiliyor. Yani sonuç her koşulda başa baştı. Sadece yüzde 51 değil yüzde 50,5 bitseydi, o zaman oylar yeniden sayılabilirdi.
“MERAL AKŞENER, ERDOĞAN'IN KARŞISINDA ÇOK GÜÇLÜ BİR ADAY”
Tayyip Erdoğan'ın karşısında Meral Akşener güçlü bir aday mıdır?
Çok güçlü! Muazzam bir oyu var. Meral Hanım şimdi parti kursa yüzde 11-12'yle başlar ve artırır oyunu. Çünkü her şeyden önce şahsi oyu var. Türkiye'nin kadın siyasetçilere ihtiyacı var. Tansu Çiller bir rüzgardı, esti gitti. Devamı yok. Kadının 27'nci planda olduğu bir siyaset olabilir mi?