PİAR: ''İstanbul'da sonuç 'farklı' olabilir''
23 Haziran'da yenilenecek olan İBB Başkanlığı seçimleri için PİAR Araştırma şirketi iki adayın da avantaj ve dezavantajlarını açıkladı. Avantajlarda Binali Yıldırım'ın elindeki medya gücü dikkat çekiyor.
23 Haziran'da yenilenecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri için bir değerlendirme yapan PİAR Araştırma'dan, seçimin son aşamasında hangi adayın kazanacağı fikri ağır basarsa o aday fark atabileceği yorumu geldi.
PİAR’ın Twitter'dan yaptığı seçim değerlendirmesinde şu ifadeler yer aldı:
Seçmen kitlesinin ölçümü için seçmenler ve ortam aşırı derecede politizedir. Bu sebeple birkaç gün geçmeden saha çalışması yapmak sağlıklı olmayacaktır. PİAR Araştırma olarak cuma günü sahaya çıkıp ilk sonuçlarımızı önümüzdeki hafta içi açıklamayı hedefliyoruz. Bu değerlendirmemiz herhangi bir saha sonucuna dayanmamakla birlikte PİAR analiz uzmanlarının öngörülerinin derlenmesiyle oluşturulmuştur.
Araştırmalarımızın sahadan gelişiyle birlikte net veriler üzerinden de değerlendirme yapılacaktır. Yenileme seçimlerinde CHP adayı Ekrem İmamoğlu ve AKP adayı Binali Yıldırım'ın avantajlarını/dezavantajlarını/yapmaları gerekenleri beşer başlıkta şöyle sıralıyoruz:
BİNALİ YILDIRIM
Binali Yıldırım'ın avantajları/dezavantajları/yapması gerekenler:
1- AK Parti seçmenlerine seçimin neden iptal edildiğini anlatması ve ikna etmesi gerekecek ki en zor olanı da ilçe seçimlerinin neden yenilenmediğini anlatmak olacaktır.
2- Kaybeden aday olarak, kazanma umudunu yaygınlaştırmanın zorlukları büyük dezavantaj olacaktır.
3- CHP ve İmamoğlu'nun mağduriyet söylemleriyle baş edebilme zorluğu oluşacaktır. (Bu üç madde dezavantajlı olunan konular)
4- İktidar gücünün partisinde olması
5- Medya gücü (Binali Yıldırım'ın avantajlı olduğu iki konu ise budur)
EKREM İMAMOĞLU
1- Ekrem İmamoğlu'nun avantaj/dezavantaj ve yapması gerekenler:
2- Ekrem İmamoğlu sade bir vatandaş imajı ile seçimi kazanmıştır bu imajı sürdürmesi gereklidir ancak yıldızlaşan bir aday olarak hata yapma riskleri yükselmiştir.
3- 31 Mart'ta kazanacağına ihtimal verilmediği için kampanyasına müdahil olmak isteyen ortak/paydaş/rant beklentisi içinde olan kimse olmamıştır, bu tip kişiler çoğalacağı için kampanya kontrolünü kaybetme riski büyüktür.
4- Yenileme kararına verilen toplum tepkisinden pay almak isteyen bazı partili/partisiz kişilerin aşırı ve abartılı söylemler içine girebileceği ve medyanın bu söylemeleri İmamoğlu'na mal etmesi sonucu kişisel imajın zedelenmesi büyük risktir.
5- Yenilemeye olan tepkinin İmamoğlu'nu sahiplenme boyutuna getirilmesi ve partililikten sıyrılması, çok daha büyük kitlelerin onun hakkını teslim etmek motivasyonu ile sandığa gidecek olması büyük bir avantajdır.
Apolitikler ve Cumhur İttifakı’nın bazı seçmenlerinin yenileme kararından sonra kötüleşen ve daha da kötüleşme ihtimali yüksek olan ekonomik gelişmelerden sonra İmamoğlu için sandığa gitme ihtimali yüksektir.
SONUCA DAİR...
Yenileme seçimleri her iki taraf içinde riskler barındırmakla birlikte her iki tarafın da kazanma ihtimali vardır. Ancak kitle psikolojisinin Ekrem İmamoğlu lehine olduğunu söylemekte fayda görüyoruz.
Her iki tarafında kazanma ihtimali seçimlerin başa baş biteceği anlamını taşımıyor. Seçmen psikolojisini doğru yönlendiren taraf bu kez farklı kazanabilecektir. Seçimlerin sonuna doğru hangi adayın kazanacağı fikri ağır basarsa o aday 31 Mart’a oranla çok daha büyük fark yapabilir.