Özel, Erdoğan'ı kendi sözüyle eleştirdi: 3 öğün 11 bin 250 TL
CHP lideri Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan'ın sık sık kullandığı "çay/simit hesabını" yaparak "En düşük emekli maaşı 10 bin lira. Günde 3 öğünden 11 bin 250 TL" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu.
Cumhur İttifakı ortaklarını eleştiren Özel, "Bu Meclis'te iki kişi promter kullanıyor. Birini bahçeli, diğerini Erdoğan kullanıyor. İkisinin kablosu da saraydaki bir odaya çıkıyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçmişte yaptığı simit-çay hesabını hatırlatan Özgür Özel, şöyle devam etti:
"Ankara'da bir simit 10 lira, çay 15 lira. Toplam 25 lira. Aile 5 kişilik. 3 çocuk istenmişti. Günde üç öğünden bir ayda 11 bin 250 lira. En düşük emekli maaşı 10 bin lira. Ey Tayyip Erdoğan, sen zamanında Ecevit'e söylemiştin, ben de sana soruyorum. Sende hiç utanma yok mu?"
DEM PARTİ İLE GÖRÜŞME AÇIKLAMASI
"Her parti ile ne kadar ilişkimiz varsa DEM Parti ile de o kadar ilişkimiz var. Dem dem diyorlar, en fazla birer tane demli çay içtik. Özgür Özel ve CHP'nin DEM ile olan ilişkisi kamera önünde neyse arkada da odur. Arkada can ciğer olup önde farklı davrananlara karşı bu tavrımızı ortaya koyuyoruz. Dana etine zamn yüzde 343'e, patlıcan zammı yüzde 121'e dayanmış. Milletin derdi dem değil zam, zam, zam."
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Birileri bir yandan siyaseti kutuplaştırmanın, bize hakjaret ederek siyasetin gerginleşmesinin ve esas meselelerin konuşulmasını engellemeye çalışıyor.
Bunu Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından Devlet Bahçeli'nin bugünkü konuşmasından görüyorsunuz. Bu kadar hakaret olunca o hakaretlerin bir vazife olarak yerine getirildiği çok belli. Bu Meclis'te iki tane promter kullanılıyor. İkisinin kablosunu takip edin saraydaki bir odaya çıkıyor. Biz onların seviyesine inecek değiliz.
Bizim derdimiz emeklinin aylığı, yoksulların mutfağındaki tencere, pazardaki marketteki mutfaktaki yangın, asgari ücretlinin geçim seviyesi. TÜİK'in rakamları doğru değil ama o rakamlarla bile durumun ne kadar içler acısı olduğu görmek gerekiyor.
"DOĞRULARDAN YANA EL KALDIRMAYA DEVAM EDİN"
Geçtiğimiz hafta bir talebimizi söylemiştik. Emeklilerimizin en düşük maaşı en az asgari ücret kadar olsun demiştik. Emekliye 17 bin lira olsun, ilerleyen dönemde 25 bin lira olsun diyen vekillerimize helal olsun. Onlara oy kaldıranlara da yazıklar olsun. İnançla gayretle devam edin. Doğrulardan yana el kaldırmaya devam edin. Emekçiden düşük gelirlilerden yana el kaldırmaya destek vermeye devam edin. Bu halk her şeyi görüyor. Sizin bu gayretiniz önünde sonunda sandığa gidince karşılığını bulacak.
"YAZIKLAR OLSUN"
En zengin yüzde 20 toplamın yarısını alıyor kalan yüzde 80 diğer oranı paylaşıyor. Yoksuldan almış zengine vermişler. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinde en düşük emekli maaşı bugünkü asgari ücretti. Milletimiz görüyor. Emeklilerden oy alıp 10 bin liraya el kaldıranlara yazıklar olsun. Ama bu millet kendisini yoksul bırakanlardan hesap soracak. Ona sırtına dönenlerden hesap soracaktır.
Bir emekliye verdikleri 10 bin lirayı Saray'da 27 saniyede harcıyorlar. Bir dakikada harcadıkları para da 23 bin lira. Bir buçuk asgari ücret neredeyse. CHP servete zengine düşman değildir ama gelir adaletini gözetir.
Erdoğan yola çıkarken 'Benim hesabım simit çay hesabı başkasına bakmam' dedi. O güne baktığında verilen maaş simit çay hesabına göre 5 kişilik ailenin gelirinin yarısıydı. Bugün, Ankara'da bir tane simit 10 lira. Hafta içi 15 yaptılar, 'Seçime kadar yakarsın beni' demiş. 10 liraya geri aldılar. Tayyip beyin sinirli telefonu ile geri çektiler. Çay 15 lira toplam 25 lira. 5 kişilik bir ailenin 30 gün 3 öğünden 11 bin 250 lira oluyor. Tayyip bey hesap yaparken maaşın yarısını tutuyor diye 'Yazıklar olsun' diyordu. Şimdi en düşük emekli maaşı 10 bin lira.
"DEM DİYEREK SEÇİMİ KAZANMANIN HESABINI YAPIYORLAR"
Seçimden bu yana benzin 40 TL'ye çıktı, mazot 18'den 42 TL'ye çıktı. Yetkiyi verin kardeşinize diyen Recep Tayyip Erdoğan aldığı yetkiyle bunu yaptı. Bu sabah Devlet Bahçeli dün akşam Erdoğan... 1 cümleleri var DEM, DEM, DEM. Dem diyerek enflasyonu unutturmanın, zamları gizlemenin, seçimi kazanmanın hesabını yapıyorlar.
Her siyasi partiyle ne kadar ilişkimiz varda DEM Parti ile de o kadar ilişkimiz var. İçtiğimiz bir bardak demli çay. Mecliste oturup aynı masada yemek yerler, şakalaşırlar kamera önüne çıkınca sahtekarlığa başlarlar.
Bahçeli DEM diyor, Tayyip Bey zam yapıyor. Sayın Bahçeli milletin derdi DEM değil, zam.
"DEPREM BÖLGESİNDE OLACAĞIZ"
Bu saatlerde biz burada yokuz. Haftaya 6 Şubat. Büyük depremin yıldönümü. Biz haftaya 50.783 resmi kayıtlara göre vatandaşımızın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi etkileyen büyük depremin yıldönümünde önceki CHP grubu olarak, bütün parti yöneticilerimizle deprem bölgesinde olacağız.
Bu deprem 3 trilyon dolar vergi toplayan bir iktidarın 21 yılında yaşandı. Ülkeyi tek başına yöneten yani mazereti olmayan imkanları tam olan bir iktidar döneminde yaşandı. Kendisinden önceki dönemi depreme hazırlık yapmadılar diye eleştiren 8 kere imar affı çıkarıp 26 milyar gelir elde eden ama depreme dayanıklı kentler yaratmak için değil kendi iktidarı için kullanan bir iktidar döneminde yaşandı.
Ben depremden sonra hemen yola çıktık. Akşam vakti deprem bölgesine vardık. Malatya Doğanşehir'e sonra da Kahramanmaraş'a gittim. Ömrüm boyunca rüyalarımdan çıkmayacak manzaralar gördüm.
"EN AĞIR BEDELİNİ YOKSULLAR ÖDEDİ"
Bunun bir daha yaşanacağını biliyoruz ama afete karşı dirençli kentler yaratmak iktidar partisinin görevidir. Biz o süreçte depreme hiç hazırlık olmadığını gördük. İlk 1 hafta içinde inanılmaz bir koordinasyonsuzluk gördük. İlk 1 saat içinde inanılmaz bir kibir ve korku gördük. Belediyelerden gelen yardımlarda muhalefet partilerinin engellendiğini, dışarıda bekletildiğini gördük. Darbe paranoyasıyla koca orduyu içeride tutup 10 binlerce canın enkaz altında öldürüldüğünü gördük. Bunları hatırlatmakta fayda var. Ecevit hükümetine 3 gün oldu çadır dağıtmıyorsun diyenlerin Hatay'da 35. gün çadır dağıtamadığını gördük. Kendi imtihanlarıyla sınandılar ama en ağır bedelini yoksullar ödedi.
Millet yardım beklerken milletin telefonuna İBAN gönderdiler. Çadır yok derken Kızılay'ın çadır sattığını öğrendik. Asrın felaketi dediler ama asrın ihmali ile milleti baş başa bıraktılar.
8-9-10 Şubat'ta yaptığı açıklamalarda Erdoğan 'Yıkılan tüm konutları 1 yıl içinde teslim edeceğiz' dedi. 650 bin konut ihtiyacı var 1 yıl içinde 319 bin konut inşa edeceğiz dedi. 1 yıl haftaya doluyor. 1 yılda temeli atılan konut sayısı 250, teslim edilen 47 köy evi var. Ama haftaya konut teslim edeceğini söylüyor. Gelecek hafta 46 bin teslim edecekmiş. Gerçekleşme oranı yüzde 7. Bu sözleri takip etmek bizim boynumuzun borcudur.
Bu evler yapılmayınca ne oluyor? 1,5 yaşında Doğa, İsacan ölüyor orada. Çadırda kimse kalmadı diyorlar, ölen şehidin bayrağını ailenin çadırına asıyorlar.
"BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ NAMUSLUCA YÖNETİYORLAR"
Yerel seçimlere gidiyoruz. 25 yıl şehirlerimizi kötü yönettiler. Buna karşı 2019 yılında artık canına tak edenler İstanbullular dur dedi. Ankara'yı parsel parsel satan dinozor ticaretinden yolunu bulan anlayışa Ankara dur dedi. 11 şehirde israfa kent suçlarına dur dediler. O günden beri CHP ve Millet İttifakı hatta Türkiye ittifakı tarafından seçilmiş belediye başkanlarımız namusluca yönetiyorlar.
İstanbul'u Erdoğan belediyeciliği yönetirse 2 kat fazla parayla yarı yarıya iş yapıyor Arada 4 kat fark var. Meydan okuyoruz. Eskiden yağmur yağar Üsküdar göl olurdu. Pandemide İstanbul'da görülmemiş altyapı çalışması yapıyoruz dediler. Şimdi o kentlere geri dönmek istiyorlar. Haramilerin saltanatını yıktık ya şimdi haramiler geri dönelim mi diyorlar. Bütün elimizdeki büyük şehirlere söylüyoruz elinizdekine çalışkan belediye başkanlarına sahip çıkın."