Önce Bahçeli, şimdi de Destici... Erdoğan'a bir ret daha
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "50 + 1 şartı değişsin" çağrısına Cumhur İttifakı ortaklarından ret yanıtları gelmeye devam ediyor. MHP lideri Bahçeli'nin ardından BBP lideri Destici de Erdoğan'ın talebini reddetti.
BBP lideri Mustafa Destici, Kızılcahamam’da bir otelde partisinin Başkanlık Divanı Çalışma Kampı sonrasında açıklamalarda bulundu. Destici, siyasetteki 50+1 tartışmalarına ilişkin şunları söyledi;
2016 yılında gerçekleştirilen hain darbe girişiminden sonra Türkiye yönetimde de istikrarı sağlamak adına bir anayasa değişikliği sürecini başlattı. Ve bizler bu sürece destek verdik. Cumhur İttifakı’nın temelleri 15 Temmuz hain darbe girişiminde sokakta atılmıştı ama o anayasa değişikliği sürecinde ve referandumda da adeta hayat buldu.
Yani AK Parti, MHP ve BBP’nin desteği ile referandum halkımız tarafından kabul edildi ve Türkiye’de sistem değişti. Türkiye, parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçti. Her ne kadar adı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olsa da fiiliyatta başkanlık sistemi.
Başkanlık sisteminin ve 2017 yılında yapılan referandumla hayata geçirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin en temel özelliklerinden bir tanesi, adeta temel taşı 50+1dir.
Yani milletin çoğunluğunun, yarıdan bir fazlası seçmenin desteğini almaktır. Bu eğer kaybolursa o zaman o sistemin ruhu çöker. Yani temel taşı temelden alınırsa temel çöker. Dolayısıyla da sistem ayakta duramaz.
Bunun için biz BBP olarak başkanlık sisteminin hem devamından yanayız hem de 50+1’in de devamından yanayız. Çünkü ne yapacaksınız yani; 40’a mı düşüreceksiniz? Ya da en çok oyu alan kimse o mu başkan seçilecek?
Düşünün ki 10 tane başkan adayı çıktı. En yüksek alanı da yüzde 20 oy aldı. O zaman yüzde 20 ya da 25 alan mı başkanlık sisteminde Türkiye’yi yönetecek? Bu yeni bir istikrarsızlığa, karmaşıklığa sebep olur ve 50+1 yani seçmenin yarısından bir fazlasının oyunu almadan bu sistemde seçilen bir cumhurbaşkanı ya da devlet başkanı her zaman tartışılır hale gelir ve sistem de çöker.
Bunun için biz başkanlık sisteminin de devamından yanayız, 50+1’i de bu sistemin olmazsa olmazı olarak görüyoruz.
“İMAMOĞLU, KAYBEDERSE GENEL BAŞKANLIĞI DEVRALACAK”
Destici, CHP’deki genel başkanlık değişikliği ile ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi;
Aslında kongrede Özgür Özel gözüken adaydı. Fiili olarak o yarıştı. Ama esas seçim sayın Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu arasında geçti. Özgür Özel de Ekrem İmamoğlunun ekibinden birisi olarak orada genel başkan adayı olarak seçildi.
Benim öngörüm ve duyumlarım şu ki, İstanbul Belediye Başkanlığı seçimini Ekrem İmamoğlu tekrar aday olup kazandığında devam edecek. Özgür Özel de genel başkanlığa devam edecek.
Fakat 2028 yılı veya daha önce yapılacak bir Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olacak. Belediye başkanlığını kazanamazsa da hemen yapılacak bir olağanüstü kongrede Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanlığını Özgür Özelden devralacak.
“İYİ PARTİ’DE SULARIN DURULACAĞINI ÖNGÖRMÜYORUM”
Destici, İYİ Partiden istifa eden ve etmesi beklenen bazı milletvekillerinin BBPye geçeceği iddialarının sorulması üzerine şunları söyledi:
Biz devletin varlığının, ülkenin bütünlüğünün, milletin birliğinin yanında duran özellikle de geçmiş dönemde aynı partide birlikte siyaset yaptığımız, aynı ocaklarda görev yaptığımız ve bugün İYİ Partinin içinde bulunduğu durumdan rahatsız olan arkadaşlarımızdan elbette ki BBP’ye katılmak isteyen olursa kapımız sonuna kadar açıktır.
Bu konuda tabi ki arkadaşlarımız, eski dostlukları olan özellikle benim de görüştüğüm arkadaşlarım var İYİ Parti içerisinde. İstifa edenlerden de var. İstifa edecek olanlardan da var. Tam tersine her şartta genel başkanlarının yanında olan ya da İYİ Partide kalacaklarını ifade eden şahıslar da var.
Benim de görüştüklerim var. Bunların hepsiyle görüşüyoruz. Ben kolay kolay İYİ Partide suların durulacağını görmüyorum. Orada artık bir kopuş daha doğrusu bir çöküş başlamıştır. Bu devam edecektir.
“ASGARİ ÜCRETİN 20 BİNLERE YAKLAŞACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Destici, 1 Aralık itibariyle başlayacak olan asgari ücret görüşmelerine ve asgari ücretin ne kadar olacağının sorulması üzerine şunları söyledi;
Asgari ücretle ilgili olarak biz bugüne kadar yaptığımız bütün değerlendirmelerde sağlıklı bir değerlendirme yaptığımız için yaklaşık tespit edilecek rakamları öngörebildik.
Bugün de öngörümüz ve aldığımız duyumlar asgari ücretle ilgili enflasyon oranında belki enflasyonun yüzde 10 üzerinde bir refah payıyla bir sonuca gidileceği şeklinde. Tabi ki burada işçi kesimiyle de görüşüyoruz, işveren kesimi ile de görüşüyoruz.
Yani şu anda 11 bin 400 lira olan asgari ücretin çok rahatlıkla 20 binlere yaklaşacağını; 17-18 binlerin alt taban rakam olacağını düşünüyorum. Yani 17 bin ile 20 bin arasında bir rakamın gerçekleşeceğini düşünüyorum.