Muharrem İnce: ''Meral Akşener'e destek verip yardımcısı olurum''

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Trabzon'da gazetecilerle buluşmasında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

CHP'nin Cumhurbaşkanı Muharrem İnce, Trabzon'da STK mensuplarıyla buluştu, ekonominin durumuna değindi, Kredi Garanti Fonu ve şişirilmiş inşaat yatırımları nedeniyle yüksek büyüme performansının yanı sıra, yükselen enflasyon, döviz kurları, cari açık ve bütçe açığına dikkat çekti, kriz uyarısı yaptı. "Yapılacak bir tane iş var, bu doktoru değiştireceğiz. Yoksa hasta ölecek" diyen İnce, reçetesini 6 maddede açıkladı. Endüstri 4.0.'a geçiş ve güneş enerjisi projesini anlatan İnce, "Çocuklarımızı kindar nesil değil, bilgisayar mühendisi yapacağız" dedi. İnce sloganını da açıkladı: "Her eve bir iş, her aileye bir ev."

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Trabzon'da Zorlu Grand Otel'de sivil toplum örgütleri, meslek odası ve yerel basın temsilcileriyle kahvaltıda bir araya geldi. İnce'nin buradaki konuşması satır başlarıyla şöyle: 

"81 milyonun aynı yürekte, aynı gönülde attırabilirsek işte o zaman Fransa ulusal birliğimize laf edemez. Güçsüz bir Türkiye olursan herkes gelir sana şamar atar. Bunu başarabiliriz. Edirne'den Hakkari'ye, Hakkari'den Rize'ye, Rize'den Trabzon'a Ankara'ya. Türkiye'nin her yerini kucaklayabiliriz. Öyle büyük bir heyecan var ki, bu iş oldu tamam.

Ekonomiyle ilgili açıklamaları Kemal Sunal filmine benzetti

'Ekonomi anlatacak mısın?' diyor. Anlatacağım daha 45 gün var. Bazılarına göre ekonomi iyiye gidiyor. İyiye gidiyor da döviz niye sürekli yükseliyor, borsa niye düşüyor. Gelişmekte olan ülkelerde enflasyon yüzde 3'te, Türkiye'de neden yüzde 11? Sadece nisan enflasyonu 1.87, işsizlik neden yüzde 11, gençlerde işsizlik oranı neden yüzde 20'nin üzerine çıktı. Birileri iyi diyor ama göstergelere baktığımızda işler çok kötü. Bunlar Kemal Sunal'ın filmlerini hatırlatıyor? Hastaneye gidiyor iki hastanın tahlil sonuçları birbirine karışmış, ölüm döşeğinde olana 'Yüzde 100' sağlamsın, yüzde 100 sağlam olana 'Ölüm döşeğindesin' diyor. Türkiye'nin de herhalde bu tahlil ve göstergeleri başka bir ülkeyle karışmış. Bu mümkün değil. Ülkeyi yönetenlerin söyledikleri doğru olsa bunlar olmaz.

'Yapılacak bir tane iş var, bu doktoru değiştireceğiz'

KOBİ'ler kan ağlıyor, büyük holdingler borçlarını yeniden yapılandırıyor. Bir hastada kolestrol, şeker, tansiyon tavan yapmış; ciğerlerinden ses geliyor, doktor diyor ki, 'Geçer geçer, canını sıkma'. Bu durumda şekeri, tansiyonu, kolestrolü yükselmiş bir ülkede doktor tedavi edemiyor. 16 senedir aynı doktor. Yapılacak bir tane iş var, bu doktoru değiştireceğiz. Yoksa hasta ölecek.

Neden böyle oldu?

Ekonomi düzgünse, işler iyiye gidiyorsa çocuklarımızın daha rahat iş bulması, insanlarımızın daha rahat geçinmesi gerekmez mi? Bunların hiçbiri olmuyor. Ama bir bakıyorsun 2017'de büyüme yüzde 7.4. 2012'de 2.1, 2013'te 4.2, 2014'de 2.9, 2015'te 4, 2016'da yüzde 2.9 büyümüşüz. Yani 2012'den bu yana yüzde 2-4 arasındaki büyüme ne oldu da 2017'de yüzde 7.4'e çıktı. Buna bakmamız lazım, neden böyle oldu?

Doping alıp kalbi duran sporcuya benzetti

Bir  tek sebebi var, ekonomiye doping yapıldı doping. Doping nedir? Doğal olmayan bir şeydir. Bir ata doping yaptığında o atın yarışı iptal edilir, bir futbolcu yaptığında şampiyon olsa bile iptal edilir. Doping doğal olmayandır, zararlıdır. Dopingin yan etkileri vardır. Bir an için sizi başarıya götürüyormuş gibi yapsa da sağlığınızı bozar. Hızlı koşalım diye bir ilaç alırsın, öbür yandan böbreklerini kaybedersin. Ağır yük kaybedeyim diye bir ilaç alırsın ama öbür yandan ciğerlerini kaybedersin.

Sebebi açıkladı: 'Kredi Garanti Fonu ve şişirilmiş inşaat yatırımları'

Türkiye ekonomisinde de doping nedir? Kredi Garanti Fonu'dur. Ne oldu burada? Bazı fonlarda ÖTV indirimi yaptılar ve yaptıkları bir başka şey de inşaat yatırımlarını pompaladılar. Ama dopingin yan etkisi ortaya çıkmaya başladı. Bir yandan büyüme yüzde 7.4 derken enflasyonazdı, döviz yükseldi, yüksek cari açık oluştu. Bozulan cari dengemizle birlikte artan bir bütçe açığı oldu. Yani ekonomide büyümeyi 7.4 gösterirken cari açığı, enflasyonu azdırdı. Doktor hastaya doping ilaçlarını verdi, hızlı koştu ama kalp krizi kapıda bekliyor. Ekonomimizi de kriz kapıda bekliyor. Böyle bir yönetim olmaz, bu ülkeyi çağdaş ülkelerde olduğu gibi hep birlikte yöneteceğiz.

6 maddede reçetesini açıkladı

Ana projemiz üretken ve adil bir ekonomik yapı. En büyük sorunumuz verimsiz üretim, büyük bir gelir adaletsizliği. Bunu çözeceğiz. 1- Hukuk devleti. Evrensel kuralların işlediği, mahkemelerinin bağımsız olduğu, yargısının tarafsız olduğu bir hukuk düzeni kuracağız. 2- Ön görülebilir ve güvenilir bir yatırım ortamı oluşturacağız. Yani yabancı sermaye bize güvenecek, 'Türkiye güvenilir bir ülkedir' diyecek. 3- Ekonomiye yön veren kurum ve kurulların bağımsızlığını sağlayacağız. 4- İdeolojik saplantılarımızdan uzak olacağız, liyakatı esas alacağız. Bankacılıkla, ekonomiyle ilgili bir bürokratı atarken, o CHP'li mi diye bakmayacağız, işinin ehli mi diye bakacağız. Yani sadakatı değil, liyakatı esas alacağız. 6- Üretim ekonomisini yeniden kuracağız, israfa, talana son vereceğiz. İsraf değil, insan diyeceğiz. Mazeret değil, marifet diyeceğiz ve hep birlikte bunu başaracağız.

'Batıyorsunuz ama hala vazgeçmiyorsunuz'

Trabzon milletvekili sayısı 8'di, 6'ya düştü. Milletvekili sayısı Türkiye'de 550'den 600'e çıktı, sizin milletvekili sayınız 6'ya düştü. Batıyorsunu beyler, batıyorsunuz. İran'a transit taşımacılık bitmiş, kamunun bölge müdürlükleri Trabzon'dan alınmış. Son 16 yılda AK Parti döneminde 400 bine yakın nüfus terk etmiş, gitmiş. Gemi batıyor, batıyor. Ama hala daha ampulden, Erdoğan'dan vazgeçmiyorsunuz. Bu doktor sizi hasta yaptı. Bu doktoru değiştirelim, hep birlikte değiştirelim. Pancar bitti, fındık bitti, çayı da bitiriyor, batıyoruz. Bunu görmemiz lazım. 

Endüstri 4.0. vaadi

Türkiye'de gençlere yeni ufuklar açacağız. 21. yüzyılın, yani biz 2050'lerin, 2070'lerin, 2090'ların Türkiyesi'ni hayal edeceğiz. Benim bu ülkeyle ilgili hayallerimi söyleyeyim size; bu ülkenin gençleriyle yapacağız bunu. Hayallerimden birisi 100 bin bilgisayar mühendisi yetiştirmek. 10 bin bilgisayar mühendisi var. O çocuklara 19 Mayıs'ta 'Gençlik', 29 Ekim'de 'Cumhuriyet' bursu vereceğiz 500'er lira. Nasıl ki emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramlarında biner lira veriyorsak, gençlerimize de bunu vereceğiz. Gençlerimize yeni ufuklar açacağız. Nasıl ki, Osmanlı matbaayı 250 sene geç aldı, 2011'de Almanya'da başlayan bir büyük devrim var: Endüstri 4.0.; Türkiye önümüzdeki dönemde yakalamak zorunda. Endüstri 4.0. internet nesneleri, akıllı fabrikalar, insan-nesne, nesne-nesne etkileşimi.

Güneş enerjisi vaadi: 'Çocuklarımızı bilgisayar mühendisi yapacağız, kindar nesil değil'

Bunların hepsinde bize enerji lazım. Nereden bulacağız? Ruslarla nükleer enerji mi? Hayır. Türkiye'deki güneş enerjisi, ihtiyacımız olan enerjinin yüzde 130'unu sağlıyor. Ne yapmamız lazım? Güneş tarlaları kurmamız lazım. Peki en büyük sorun ne? Depolamak, batarya. Ben bu ülkenin her yıl 10 bin gencini Atatürk'ün yaptığı gibi, yurt dışına göndereceğim. Bu batarya konusunda Türkiye, dünyanın lideri olmalıdır. Çocuklarımızı bilgisayar mühendisi yapacağız, kindar nesil değil. Bu depolama konusunda uzman nesil yetiştireceğiz. Enerjimizi doğamızdan, güneşimizden yararlanarak, yaratarak Türkiye'nin geleceğini temin edeceğiz. 

Sloganını açıkladı: 'Her eve bir iş, her aileye bir ev'

Hayal bile edilemeyecek cahilce uygulamalarımız var. Bordrolularda, ücretlilerde binde 79 Damga Vergisi var. Neye damga basıyorsun? Kaldıracağız. Böyle ilkel vergiler olmaz. Çocuk sınava giriyor, 300-400 lira sınav parası. 81 milyonluk Türkiye, öğrencilerinin sınavını parasız yapamıyorsa, yazıklar olsun. 'Her eve bir iş, her aileye bir ev'. Sloganımız bu. Bunu başarabiliriz. 3 buçuk tarafı denizlerle çevrili bu güzel ülkede ne yazık ki, soygunlar, hırsızlıklar yüzünden hepimiz fakirleşiyoruz.

Terör ve yolsuzlukla mücadele

Sadece iki konuyu açarsam, herkes nasıl bir Cumhurbaşkanı olacağımı anlayacak. Birinci kısmı; PKK, FETÖ, IŞİD hiç fark etmez, terör nereden gelirse gelsin amansız mücadele edeceğim. Asla taviz vermeden. Ve bunların dış bağlantılarıyla, Avrupa'daki uzantılarıyla, terörle, terör örgütleriyle amansız bir mücadele. İkinci kısmı, yolsuzluklar. Burada da çok sert çıkmalıyız.

'Siyasetçilere utanma duygusunu yeniden hatırlatacağız'

Dün Hakkari'den, Türkiye'nin en yoksul ilinden mal varlığımı açıkladım. 'Benim buyum var kardeşim'. Önce sen zenginleşeceksin, sonra ben. Senden önce zenginleşirsem hesap sor. Her yıl mal varlığımı açıklayacağım. Siyasetçi bunu yapmalı, yapacak. Hatırlatacağız. Siyasetçilere utanma duygusunu yeniden hatırlatacağız. 

'Hani milliydiniz, yerliydiniz?'

Türkiye'de 3.5 milyon fındık üreticisi, 3.5 milyar dolarlık fındık üretiyor ama Türkiye'de bir yabancı, Eskişehir'de 22 bin kişinin çalıştığı bir fabrika kuruyor, yaptığı iş bunu sadece kavanoza koymak. Sen 3.5 milyon kişi çalışıyorsun ürettiğin 3.5 milyar dolar, adam 22 bin kişi çalışıyor, senin fındığını senin ülkende kavanoza koyuyor, 11 milyar dolar. Niye soyduruyorsun benim vatandaşımı? Hani milliydiniz, hani yerliydiniz?

(Salondaki dinleyicilerden birinin bu sözleri üzerine yorumda bulunması üzerine, esprili bir şekilde) Ağabey bana gaz verme, bir sürü dava var başımda. Önceden Haluk Pekşen milletvekili değil avukattı, benim davalara bakıyordu, milletvekili olunca davalara da bakmıyor. Bana gaz vermeyin gözünüzü seveyim, zaten yeterince dert var başımda.

'1977'de Ecevit'in dönemindeki aynı rüzgar esiyor'

Bunların hepsini hep birlikte yapacağız. Moralinizi bozmayın. Hiçbirinizin şüphesi olmasın, tıpkı 1977'de rahmetli Ecevit'in döneminde esen rüzgar esiyor. Aynı rüzgar esiyor."

Soru: CHP'nin oyu yüzde 25. Meral Hanım'ın oyu belli değil. O çok iddialı ikinci tura dair. İkinci tura o kalırsa ne düşünürsünüz, Destek verir misiniz?

Beni yardımcısı yaparsa olurum. Öyle bir kompleksim yok benim. Hiç düşünmeden beni yardımcısı yaparsa otobüsün üstüne binerim. Onunla karış karış memleketi gezerim otobüsün üstüne çıkıp ona oy isterim. Bu iş koltuk değil memleket meselesi. Ama ben öyle bir ekiple yöneteceğim ki bu ülkeyi önce demokrasi gelecek.

"MÜSLÜMANLAR İÇİN TEHLİKELİDİR"

Soru: Erdoğan, “Bana oy verip AK Parti’ye oy vermeyenler münafık” demişti. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Münafıklık kafirlikten sonra ikinci sıradadır. Müslümanlar için tehlikelidir. O zaman benim yurttaşlara önerim şu. Münafık olacağınıza ona da oy vermeyin kurtulun.


"İNTİKAM MI ALACAĞIZ, YOK ÖYLE BİR ŞEY"

Soru: Cumhurbaşkanlığı sisteminde yardımcılar da var. Yardımcılarınız belli mi ne zaman açıklayacaksınız?

Kafamdan geçen isimler var tabii ki. Ama şunu söyleyeyim. Öyle bir devasa hak verilmiş ki Cumhurbaşkanı'na. Kullanamam onları korkarım. Tek adam tek başına 81 milyonun bütçesini yapabilir. Böyle bir düzen olur mu? Referandumda 'evet' diyerek bu düzen o kişiye bu yetkiyi verdi. 'Yapmayın, etmeyin' dedim. Ben olduğumda bütçe hakkını tek başına kullanamam. Günahtır, vebali vardır. Meclis ile birlikte yapacağım. 600 vekil ile birlikte. Tayyip Erdoğan da tek başına yapmamalı ben de yapmamalıyım bütçeyi tek başıma. Tarihimizde hep Kanuni hep Fatih Sultan Mehmet yok. Deli İbrahim de var tarihimizde. Böyle bir yetki verilmez. Allah'ın izniyle Cumhurbaşkanı olduğumda bu tür yetkileri millete anlatacağım. Toplumu kucaklayacak şekilde, kimseyi ayırmadan çalışacağım.

AK Partililer de bizim vatandaşımız. Onlardan intikam mı alacağız, yok öyle bir şey. Muhafazakar kardeşlerim, korkutuyorlar sizi. 'İnce seçilirse başörtüsüne el uzatır. Yahu benim kız kardeşim 40 yıldır başörtülü. İnsan kız kardeşinin başörtüsüne el uzatır mı?. İster sokakta tak, ister devlette, ister evinde tak. Nerede istersen tak. Siyasetin konusu değil bu artık.

"SARAYDA DEĞİL EVİMDE OTURACAĞIM"

Muharrem İnce, konuşmasının ardından, salondaki STK temsilcilerinden sorular almaya başladı. Saray'da kalıp kalmayacağına ilişkin soruya şu yanıtı verdi:

"Anam beni saraylarda değil tütün tarlalarında doğurdu. Sarayda değil evimde oturacağım. Orayı eğitim yuvası yapacağım..."

Osmanlı matbaayı 250 sene geç aldı. 2011'de Almanya'da başlayan 4.0 endüstri devrimi başladı. Önümüzdeki 5 yılda bunu kavrayamazsak gelecek 100 yıl köle olacağız. Önümüzdeki 5 yıl içinde Türkiye'nin gençleri barışmazsa, geleceği okuyamazsa, 100 yıl geri kalacağız.

Bu ülkenin gençlerini her yıl 10 bin gencini yurtdışına göndereceğim. Atatürk'ün yaptığı gibi. O yıllarda bin kişiydi. Her yıl 10 bin kişi yapacağım ben. Kindar nesil değil uzman gençler yetiştireceğiz. Enerjimizi nükleerden değil doğamızdan güneşimizden kullanarak Türkiye'nin geleceğini temin edeceğiz.

Damga vergisi var. Neye damga basıyorsunuz? Çocuk sınava giriyor 300-400 lira masraf ödüyor. Koca Türkiye bu sınavları bedava yapamıyorsa yazıklar olsun. Her eve iş, her aileye bir ev. Sloganımız bu.
Malvarlığımı açıkladım. Buyum var dedim. Önce sen zenginleşeceksin sonra ben sevgili vatandaş. Senden önce zenginleşirsem hesap sor. Her yıl açıklayacağım. Siyasetçi bunu yapmalı. Siyasetçilere utanma duygusunu yeniden hatırlatacağız.

Hukuk devleti kuracağız, 2 öngörülebilir ve güvenilir yatırım ortamı yaratacağız. 3. ekonomiye yön veren kurum ve kurulların bağımsızlığını sağlayacağız. 4. ideolojik saplantılarımızdan uzak olacağız. Liyakatı esas alacağız. Bankacılık, ekonomiyle ilgili bürokratı atarken CHP'li mi diye bakmayacağız. İşinin ehli mi değil mi ona bakacağız. Sadakati değil liyakatı esas alacağız. 5. üretim ekonomisini yaratacağız. İsraf değil insaf diyeceğiz. Mazeret değil marifet diyeceğiz. Gemi batıyor hala ampulden vazgeçmiyorsunuz. Bu doktor sizi hasta yaptı. Bu doktoru hep birlikte değiştirelim!

"ABİ BANA GAZ VERME"

Salondakilerden biri "Hırsızdan milli olur mu?" dedi. İnce de gülerek şöyle yanıt verdi:

Abi bana gaz verme. Zaten yeterince gaz var zaten başımda çok dava var. Rahmetli Ecevit'inki gibi, 70’lerdeki gibi bir rüzgar esiyor."

"MAALESEF HİÇBİRİ OLMUYOR"

"16 senedir aynı doktor var. Şekeri tansiyonu düzeltemedi. Bu doktoru değiştireceğiz yoksa hasta ölecek! Ekonomi düzgünse, işler iyiye gidiyorsa, çocuklarımızın iş bulması gerekmez mi? Daha rahat geçinmemiz gerekmez mi? Maalesef hiçbiri olmuyor. Büyüme 7.4 diye açıkladılar. 2012’den beri yüzde 2’lerde gezen büyüme nasıl oldu da büyüme 7’ye çıktı? Bir tek sebebi var. Ekonomiye doping yapıldı. Doping nedir? Doğal olmayan bir şeydir. Ata yaptığınızda atın yarışı iptal edilir. Futbolcuya yapılırsa o yarışı kazansa dahi yarış iptal edilir. Doping doğal olmayandır zaralıdır yan etkileri vardır. Bir an için başarıya götürüyor gibi olsa da sağlığınızı bozar. Kredi Garanti Fonu dopingin kendisi. Bazı mallarda öte indirimi yaptılar. İnşaat yatırımlarını pompaladılar. Ama dopingin yan etkileri başladı enflasyon, cari açık, kurlar bozuldu. Artan bütçe açığı oluştu. Büyümeyi 7 yapacağız diye doktor hastaya doping ilaçlarını verdi ama kalp krizi kapıda bekliyor. Hastayı kalp krizi, ekonomimizi de kriz kapıda bekliyor. Böyle yönetim olmaz. Çağdaş ülkeler gibi yöneteceğiz."

"BU İŞ OLDU, TAMAM"

"Gönül köprüsü kurmaya çalışıyoruz. Hakkari Meydanı'nda İzmir Marşı eşliğinde Türk bayraklarıyla miting yaptık. Gönül köprüsü işte bu. Yapmak istediğimiz şey 81 milyonu barıştırmak. Barışacağız, büyüyeceğiz, bölüşeceğiz. Ama bölünmeyeceğiz! Adil paylaşacağız. Köprü tünel yapmak güzel ama kolay şeydir, ama gönül köprüsünü kurmak kolay değil. Bizim derdimiz bu. Bunu başaracağız, kimseyi ayırt etmeden. Akşener’e, Karamollaoğlu’na, Demirtaş’a ve Erdoğan’a gittim. 'Hayırlı olsun' demek için. 81 milyonu aynı yürek yapabilirsek işte o zaman Fransa kutsal dinimize laf edemez. Güçsüz Türkiye olursak herkes gelir bize şamar atar. Önce içeride iri ve diri olacağız. Edirne’den Hakkari'ye, Trabzon'a bugün de Rizeye.. Öyle büyük bir heyecan ve değişim isteği var ki.. Bu iş oldu, tamam!"


 


 

Sonraki Haber