MHP'den 2019 seçimleri açılımı
Tarihi 16 Nisan referandumunda AK Parti'yle birlikte "Evet" kampanyası yürüten MHP şimdi de 2019 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanıyor.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Edip Semih Yalçın, MHP'nin referandumda başarısız olduğu şeklinde bir algı kampanyası yürütüldüğünü belirterek, “Uyum yasalarının çıkarılmasında MHP yine başat rol üstlenecek. 2019’da ki cumhurbaşkanı seçiminde yine dengeleri değiştirecek partinin MHP olmasını engellemek için, partide çatlak oluşturmaya çalışıyorlar" dedi.
Yeni Şafak gazetesinden Nur Banu Aras'ın sorularını yanıtlayan Yalçın, hem MHP hakkındaki bu iddiaları hem de referandum sonuçları hakkında değerlendirmelerde bulundu.
"HALKIN İRFANINI YOK FARZ EDİYORLAR"
CHP, kendisine yakın kamuoyu araştırma şirketlerinin verilerine dayanarak halk oylamasında eğitim seviyesinin belirleyici rol oynadığını öne sürüyor. Siz buna katılıyor musunuz?
İnternet’te, bazı gazete ve televizyonlarda CHP’nin tezlerini haklı çıkarmak ve halk oylaması sonuçlarını çarpıtmak için verilen istatistiki bilgiler düzmece. Bunların; kaos yaratmak, manipülasyon ve saptırma amacıyla masa başında hazırlandığı belli. Halkın irfanını, ferasetini yok farz etmek CHP’nin geleneksel politikası. Tepeden inmeci dayatmacı CHP, halkı cahil bir güruh ve sürü, kendisini de bu sürüyü güdecek ehliyette çoban zanneden insanların partisi. Halk, kendisini sürü yerine koyan siyasete sandıkta veriyor ayarı. Asıl cehalet, halkı görmezden gelmek.
6 Nisan’da halk kararını 'evet'ten yana kullansa da sonuç beklentilerin altında kaldı. Bunu hangi etkenlere bağlamalı sizce?
AK Parti ve MHP’nin yeni yönetim projesi eğer ezici çoğunluğun desteğini alamamışsa bunun en önemli sebebi, kanaatimce anayasa değişikliğine neden evet denilmesi gerektiğinin, cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin neler getireceğinin ve ne amaçla hazırlandığının iyi anlatılamaması, bazı çevrelerce tetiklenen ve kaşınan korku ve endişelerin giderilememesi.
Başka hangi nedenler var?
AK Parti ve MHP’deki "gizli ve açık" küskünler, Anayasa değişikliğinin sonuçları iyi anlatılamayan, içlerindeki tereddütler giderilemeyen kesimlere ulaşıp kısmen de olsa 'hayır'a yönelmelerinde rol oynadılar. Diğer taraftan FETÖ ile mücadelede ortaya çıkan rakamlar da bundan etkilenen kesimlerin olumsuz oylarını sandığa yansıttı. Henüz önemli bir kısmı iş başında olan kripto FETÖ’cüler herkesten fazla ve canhıraş surette 'hayır'a çalıştı, hayır kampanyası yapan çevreleri destekleyip teşvik etti. “Hayır” oylarının beklenenden çok çıkmasının arka planında bu haletiruhiye var.
"Evet" oylarının beklenenden az çıktığı gerekçesiyle MHP yenik düşmüş hatta bitmiş gösteriliyor ve MHP Lideri Sayın Bahçeli hedefe konuyor. Sizce MHP halk oylaması kampanyasında mağlup mu oldu?
Bu; MHP’nin başarısını gölgelemek, örtmek isteyenlerin tezi… Sayın Devlet Bahçeli ve partimizin referandumda mağlup gösterilmesinin amacı, MHP’den referandum başarısının hıncını çıkarmak. Çünkü sürecin mimarı, hazırlayıcısı MHP oldu. MHP aleyhtarlığının bir başka sebebi de MHP’nin müstakbel rolünü engellemek.
Nasıl bir rolden bahsediyoruz?
Referandumun 'evet'le sonuçlanmasıyla iş bitmedi. TBMM’de uyum yasalarının çıkarılması ve ilk etapta 7 ayrı kanunda 144 maddenin değiştirilmesi gerekiyor. İktidar partisi, uyum yasalarını geniş bir mutabakatla çıkarma kararında. TBMM’nin sağlıklı işleyişi ve yasama görevini bihakkın yerine getirmesi açısından MHP yine başat rol üstlenecek. 2019’da yapılacak cumhurbaşkanı seçiminde yine dengeleri değiştirecek, tayin edecek olan partinin MHP olması, 'hayır'cı cepheyi kara kara düşündürüyor. Bu rolü engellemek için de MHP’de çatlak oluşturulmaya, çalışıyorlar. Ancak başarısız olmaya mahkumlar.
Muhalifler inatla düşmanlık yapıyor
MHP’den ihraç edilen ama hala kendilerini MHP’li olarak adlandıran muhalif kesim gerçek ülkücülerin “hayır” dediğini iddia ediyor. Bu muhalif kesimin amacı nedir?
Milliyetçi-Ülkücü Harekete sadık gerçek Ülkücülerin 16 Nisan’da “hayır” dediği iddiası tamamen uydurma. Kendilerini darı ambarında gören tavukların rüyası gibi, birileri Ülkücüleri MHP’den kopmuş görmeyi hayal ediyor. Sözde muhalif güruhun Ülkücü Hareket üzerinden kalkıştığı manipülasyonlar, hakikatlere değil, palavraya dayanıyor. Bugünkü sözde muhalifler güruhu, öteden beri MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığını inatla sürdürenlerden oluşuyor. MHP’ye sözde bağlılıkları da dünyevi çıkarlara ve koltuk planlarına dayanıyor. Bakmayın siz bu sözde muhaliflerin bağırıp çağırmalarına. Bunlarınki kuru gürültü. Kısacası; 16 Nisan’daki halk oylamasında “hayır”ın beklenenden fazla çıkmasını sözde muhaliflere bağlayanlar, Milliyetçi- Ülkücü Harekete sadakatini bozmamış, davasına ihanet etmemiş Ülkücülerin “hayır” dediğini söyleyenler yanılıyor.
Kürt karşıtlığı yakıştırması başarılı olmadı
Bazı çevreler MHP’nin Kürt karşıtlığının referandum sürecine olumsuz yansıyacağını iddia ettiler. Ortaya çıkan sonucun da bu yüzden beklenenin altında kaldığını öne sürüyorlar?
MHP’nin zayıf karnı sanılan Kürt karşıtlığı yakıştırması başarılı olmadı. Referandum sonucunda, MHP’nin Kürt oylarının kaçmasına yol açacağına dair tezler çürüdü. MHP-AK Parti birlikteliği, Kürt kökenli vatandaşlarımızın “evet” oyu vermesine engel olmadı. Bilakis Kürt kökenli vatandaşlarımız beklenenin üzerinde “evet” oyu vermek suretiyle yeni yönetim sistemi fikrini destekledi. Bu zaten yaratılmak istenen suni bir alerji, yapay bir karşıtlık, kurgulanmış bir senaryo idi, tutmadı. Kürt kökenli vatandaşlarımızın MHP ile bir problemlerinin olmadığı gibi MHP’nin de bir meselesi yok, olmayacak da. Partimizin saflarında ve teşkilatlarımızda görev alan ve yüz binleri bulan Kürt kökenli arkadaşlarımızın sayısı da günden güne artıyor.
Sonuçlar partilere göre değerlendirilmemeli
Referandum sonuçları genellikle siyasi partilerin aldıkları oylar üzerinden değerlendirildi. Bunu doğru buluyor musunuz?
Referandumda oylar, bir kişiye veya bir partiye değil, bir projeye yeni bir yönetim sistemine verildi. Sonuçlar tahlil edilirken bu hususun dikkate alınması önem arz ediyor. Halk oylamasının dinamikleriyle genel ve yerel seçimlerin dinamikleri birbirinden oldukça farklı. Bunları birbirinden ayrı değerlendirmek icap eder. Halk oylamasında siyasi parti bağlılıkları, ideolojik yönelimler ve aidiyetler; genellikle yerini gerçekçiliğe bırakır. Bununla birlikte konjonktüre ve zamana göre bazı korku ve kaygıların egemen olduğu görülür. Referandumda hayır propagandası yapan siyasi çevreler, bu yöndeki kaygı ve korkuları iyi kullanmış ve tetiklemişlerdir.