Mehmet Şimşek'ten net mesaj: ''İzin vermeyeceğiz''
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, enflasyonun çift haneye çıkması hakkında açıklamalarda bulundu.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, enflasyonun son dönemde yeniden çift haneye çıkmasına ilişkin, "Buradan piyasaya çok net bir mesaj vermek istiyorum; biz bu sorunu önemsiyoruz, kayıtsız değiliz. Mutlaka ve mutlaka gerekeni yaptık, yapacağız. Merkez Banka`mız bu duruma kayıtsız kalmadı, kalmayacaktır. Mutlaka gerekeni yapacağız. Çünkü biz enflasyonun tekrar 1990`lı yıllardaki gibi çift haneye çıkıp burada kalıcı hale gelmesine izin veremeyiz." dedi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortaklığında "İnsani Finans" temasıyla düzenlenen Küresel Katılım Finans Zirvesi'nin (Global Participation Finance Summit-GPAS İSTANBUL) açılışında yaptığı konuşmada, küresel ekonominin toparlandığını, öncü göstergelerin toparlanmanın devam edeceğini gösterdiğini, bunun Avro Bölgesi'nde güçlü olacağını söyledi.
Küresel ticarette yaşanan büyümenin olumlu olduğunu, gelişmekte olan ülkelere yönelik son 2 yıldır olumsuz olan fon akışının olumluya döneceğini ifade eden Şimşek, küresel merkez bankalarının 10 trilyon dolardan daha fazla açıktan para bastığını, bu likidite sayesinde küresel varlıkların değerinin hızlı bir şekilde arttığını kaydetti.
Bu durumun yol açabileceği risklere değinen Şimşek, "Küresel parasal genişleme eninde sonunda duracak. Parasal sıkılaşma veya normalleşmeye gidildiğinde bunun dünya ekonomisi için sonuçları başlı başına bir risk." dedi.
DEAŞ terör örgütünün çökertiliyor olmasının bölge için çok önemli olduğunu vurgulayan Şimşek, terörle mücadelede şu anda çok güçlü bir çaba içerisinde olduklarını aktardı. Şimşek, "Şu anda kısmi de olsa Irak'ta, belki zamanla Suriye'de normalleşmeye doğru gidilmesi Türkiye'nin risk primini azaltacak." ifadesini kullandı.
"DÜNYANIN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİR TANESİ AŞIRI BORÇLULUK"
Mehmet Şimşek, küresel korumacılığın olumsuz yönlerine işaret ederek, G20'de dahi küresel korumacılık alanında tedbirler alındığını, Türkiye'nin asla içe kapanmadığını, kapanmayacağını, dışa açık bir modelle birlikte müreffeh olma çabasını sürdüreceğini kaydetti.
Gelişmiş ülkelerde yatırımların düşüklüğüne dikkati çeken Şimşek, gelişmekte olan ülkelerde yatırımların güçlü bir şekilde seyrettiğini ancak son dönemde bir yavaşlamanın söz konusu olduğunu vurguladı.
Dünyanın karşı karşıya olduğu önemli sorunlardan bir tanesinin "aşırı borçluluk" olduğuna işaret eden Şimşek, gelişmiş ülkelerin borcunun milli gelirlerinin yüzde 387'sine ulaştığını, bu rakamın 1996'da yüzde 280 olduğunu, gelişmekte olan ülkelerde ciddi artış olduğunu ve bu rakamın yüzde 220'ye yaklaştığını bildirdi.
Şimşek, nüfusun yaşlandığını, yaşlı nüfusun getireceği sağlık harcamaları ve sosyal güvenlik açıklarının da bir sorun olarak karşılarına çıkacağını söyledi.
Katılım finansın adil paylaşım için önemine dikkati çeken Şimşek, gelir dağılımının bozulmasının artık gelişmekte olan ülkeler için de bir sıkıntı olduğunu vurguladı. Şimşek, "Dünyada kısa vadede durumlar iyi gözüküyor ancak orta ve uzun vadede sorunlarımız var. Bu sorunları çözmek için iş birliğine ihtiyacımız var." dedi.
"TÜRKİYE HIZLI VE GÜÇLÜ TOPARLANIYOR"
Başbakan Yardımcısı Şimşek, Türkiye'nin, küresel nüfus, küresel ihracat, küresel doğrudan yatırımlar ve küresel milli gelirden yüzde 1 ila yüzde 1,7 arasında pay aldığını belirterek, Türkiye'nin satın alma gücü paritesiyle bu yıl IMF'ye göre 2,1 trilyon dolarlık bir ekonomi olacağını, böylece dünyanın en büyük 13. ekonomisi olunacağını söyledi.
Satın alma gücü paritesiyle kişi başına düşen milli gelirin bu yıl muhtemelen 26 bin doları aşacağını kaydeden Şimşek, cari dolar kuru ile bakıldığında, 850 milyar dolarlık ve dünyanın 17. büyük ekonomisinden bahsedildiğini ifade etti.
Şimşek, Türkiye'de çok güçlü bir ivme olduğunu, FETÖ'nün darbe girişiminden sonra ortaya koydukları doğru politikalarla hızlı bir toparlanma yaşandığını vurguladı.
Türkiye'nin son dönemde Batı ile sorun yaşama ihtimali üzerine çıkartılan dedikoduların doğru olmadığını belirten Şimşek, Türkiye'de uzun süredir yatırımların düşük seviyede olduğunu, makine ve teçhizat alanındaki yatırımların daha yüksek olması gerektiğini kaydetti.
Bu kapsamda ihracat ve imalat sanayisine yönelik verecekleri desteklere değinen Şimşek, "son birkaç yılda başına gelmeyen felaket kalmayan" Türkiye'nin hayata geçirdiği reformlara değindi.
"MUTLAKA GEREKENİ YAPACAĞIZ"
Mehmet Şimşek, Türkiye'nin enflasyonla 2000'li yılların başında çok güçlü şekilde mücadele ederek enflasyonu tek hanelere düşürdüğünü ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yaşadığımız şokların etkisiyle, özellikle kur şoku nedeniyle, son birkaç aydır petrol fiyatlarının artması, gıda fiyatları üzerinden enflasyon çift haneye çıkmış durumda. Buradan piyasaya çok net bir mesaj vermek istiyorum; biz bu sorunu önemsiyoruz, kayıtsız değiliz. Mutlaka ve mutlaka gerekeni yaptık, yapacağız. Gıda Komitesi'nde çok ciddi çalışmalar var. İnşallah sonuçlarını alacağız. Merkez Banka'mız bu duruma kayıtsız kalmadı, kalmayacaktır. Mutlaka gerekeni yapacağız. Çünkü biz enflasyonun tekrar 1990'lı yıllardaki gibi çift haneye çıkıp burada kalıcı hale gelmesine izin veremeyiz. Yüksek ve sürdürülebilir büyümenin ön koşulu fiyat istikrarıdır, makro finansal istikrardır."
"AB ile ilişkilerin dondurulacağı, ilişkilerin kesileceği" yönünde iddialar olduğunu ancak AB'nin Türkiye'den, Türkiye'nin AB'den vazgeçmediğini, vazgeçmeyeceğini ifade eden Şimşek, Türk bankalarına yönelik yaptırım iddialarının ortaya çıktığını, bunun doğru olmadığını söyledi.
Şimşek, Almanya ile ilişkileri rayına koyduklarında 3 ay önceki hikayelerin pişirilerek ortaya sürüldüğünü, bu negatif hikayelerin hızlı bir şekilde satın alındığını, bunların doğru olup olmadığının sorgulanmadığını kaydetti. Türkiye'nin Batı'dan kopmadığını belirten Şimşek, Orta Doğu'da da işlerin daha kötüye gitmediğini, Türkiye ile ilgili risklerin azaldığını vurguladı.
Şimşek, Türkiye'nin kamu maliyesinin sağlam ve bütçe açığının düşük olduğunu ifade ederek, bu açığı da düşüreceklerini belirtti.
"EĞİTİM SAYESİNDE TÜRKİYE SINIF ATLAYACAK"
Başbakan Yardımcısı Şimşek, yapısal reformlar sayesinde sınıf atladıklarını ve tekrar sınıf atlamanın eşiğinde olduklarını ifade ederek, eğitim reformuna değindi. Bu reform sayesinde sınıf atlayacaklarını belirten Şimşek, bugüne kadar yaptıklarını yeterli bulmadıklarını, okul öncesi ve mesleki eğitime daha çok önem vereceklerini kaydetti.
Yabancı dil eğitiminden okul öncesi eğitime kadar çok ciddi çalışmalar yaptıklarını dile getiren Şimşek, fırsat eşitliğini dikkate aldıklarını, fakir öğrencilere destek verdiklerini, üniversite öğrencilerine de her türlü desteği sağladıklarını anlattı. Şimşek, "Eğitim sayesinde Türkiye sınıf atlayacak. Eğitimde güçlü bir çaba içerisindeyiz ve sonuç alacağız." dedi.
Yatırım ikliminin iyileştirilmesi konusundaki çalışmalara değinen Şimşek, doğru işler yaptıklarını, bu kapsamda son 15 yılda doğrudan yatırımın 190 milyar dolara dayandığını, şirket sayısının 5 binden 56 bine çıktığını bildirdi.
Patent ve Ar-Ge konusunda yaptıkları reformlara işaret eden Şimşek, iş gücü piyasasında yaptıkları çalışmaların sektöre olumlu yansıyacağını kaydetti.
İş davalarının sonuçlanma süresinin hızlandırılması için istinaf mahkemeleri kurduklarını, bilirkişi modelini ortaya koyduklarını belirten Şimşek, dolaylı vergilere bağımlılığı azaltacaklarını söyledi.
4. Sanayi Devrimi'ni pas geçmeyeceklerini, özel sektörle çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Şimşek, "Türkiye olarak bu konuyu yakından takip ediyoruz. Eğitim sisteminden sanayi politikalarımıza kadar tüm konularda özel sektörle çalışacağız." dedi.
"TÜRKİYE, 2050 YILINDA 5 TRİLYON DOLARIN ÜZERİNDE BİR EKONOMİ OLACAK"
Mehmet Şimşek, Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusunun büyük bir değer olduğunu belirterek, istihdam oranının düşük olduğunu ancak arttığını söyledi.
Şimşek, küresel girişimcilik ekosisteminde Türkiye'nin 137 ülke arasında 36. sırada olduğunu, finansa erişim problemini çözerek ilk 25'lere gireceklerini bildirdi.
Avrupa pazarı ile bağlarını daha da güçlendireceklerini, Avrupa'nın kendilerinin çekirdek pazarı olduğunu, bu nedenle AB'ye "gelin Gümrük Birliği'ni güncelleyelim" dediklerini anlatan Şimşek, şunları kaydetti:
"AB ile Türkiye arasında yıllık 300 milyar dolarlık potansiyel ticaret hacmi olabilir. Bu herkes için kazanımdır. Türkiye, muhtemelen 2050 yılında 5 trilyon doların üzerinde bir ekonomi olacak. En büyük ekonomilerden birisi olmaya devam edecek. Biz de 'bu hikayeyi daha da ileriye taşımak için katılım finans büyük bir rol oynayabilir' diyoruz. Aslında bu rolü oynarsa Türkiye, bu hedeflere daha hızlı ulaşabilir. Biz sizin önünüzü açmak için buradayız. Ancak sektörden de biraz çaba bekliyoruz. Hangi alanlarda çaba beklediğimizi net bir şekilde ortaya koyduk. Hep birlikte başaracağız."