Meclis'te 4 partiden ortak karar !
TBMM Genel Kurulu'nda 4 parti, Adana'da meydana gelen yangın faciasıyla ilgili ortak karar aldı.
TBMM Genel Kurulunda, AK Parti, CHP, HDP ve MHP'nin ortak önergeleriyle Adana'daki özel yurtta çıkan yangınla ilgili Araştırma Komisyonu kurulması kararlaştırıldı.
Genel Kurulda, Adana'nın Aladağ ilçesindeki özel öğrenci yurdunda çıkan, 12 kişinin hayatını kaybettiği, 24 kişinin yaralandığı yangınla ilgili Araştırma Komisyonu kurulması için AK Parti, CHP, HDP ve MHP'nin verdiği ortak önerge görüşüldü.
AK Parti Grubu adına konuşan Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, mevzuatta çocukları korumaya yönelik kanunlar ve yönetmelikler olduğunu ancak uygulamada bazı sorunlar yaşandığını gördüklerini söyledi.
Adana Aladağ'daki yurt yangınından sonra, "Acaba devlet öğrencilerinin barınması için yeterli sayıda yurt yapmıyor mu da öğrenciler bu özel yurtlara gitmek zorunda kalıyor?" sorusuna yanıt aranması gerektiğini belirten Tunç, 30 Kasım 2016 itibarıyla ortaöğretimde devlete bağlı hizmet veren yurt sayısının 2 bin 933 olduğunu kaydetti. Tunç, bu yurtların kapasitesinin 531 bin 934, yurtlarda barınan öğrenci sayısının 359 bin 181, boş kontenjan sayısının 172 bin 753 olduğunu, yani devlet yurtlarındaki doluluk oranının yüzde 67 olarak hesaplandığını bildirdi.
"Özel ortaöğretim yurtlarında yurt sayısı 2 bin 247, barınan öğrenci sayısı ise 53 bin 414." diyen Tunç, "Yani özel yurtlarda barınan öğrenci sayısının üç katından fazla devlet yurdunda boş kontenjan var." dedi.
Tunç, çeşitli sebeplerle öğrencilerin ve velilerinin özel yurtları tercih ettiğinin görüldüğünü belirterek 81 bin 500 öğrenci kapasiteli yeni 409 yurt inşaatı ve ihalesi projelerinin gerçekleştiğini ifade etti.
Yılmaz Tunç, Milli Eğitim Bakanlığının 122 milyar liralık bütçesinin 13,7 milyar lirasının derslik ve yeni yurt yapımıyla ilgili olduğunu bildirdi.
Adana'daki özel ortaöğretim yurt sayısının 69, kontenjanın 5 bin 364, barınanın ise bin 790 olduğunu vurgulayan Tunç, devletin Adana'daki ortaöğretim yurt sayısının 45, kontenjanın 7 bin 200, barınan öğrenci sayısının ise 5 bin olduğunu kaydetti.
Yılmaz Tunç, Adana'da devlet yurtlarındaki boş kontenjan sayısının, özel yurtlarda kalan öğrenci sayısından fazla olduğunu ifade etti.
Devlet yurtlarındaki doluluk oranı yüzde 67 olmasına rağmen, öğrenci ve velilerin bir bölümünün özel yurtlarda kalmayı tercih etmesi nedeniyle bu yurtların denetiminin de büyük bir önem taşıdığını vurgulayan Tunç, 2011'de ilgili kanunda yapılan değişiklikle her türlü yurt, pansiyon ve benzer kurumların açılmasını denetleme görevinin Milli Eğitim Bakanlığına devredildiğini bildirdi.
AK Parti'li Tunç, yurtların, mülki idare amirleri tarafından hazırlanan plan doğrultusunda yılda iki defa, gerekli görülürse de bakanlıkça belirli aralıklarla denetlendiğini söyledi.
Aladağ'daki yangına ilişkin denetim raporuna bakıldığı zaman birtakım eksikliklerin olduğunu gördüklerini belirten Tunç, "Yangınla ilgili maddeye baktığımız zaman binanın yangından korunmasına yönelik her katta yangın tüplerinin bulunduğu, yangın tüplerinin periyodik bakımının yapıldığı, sivil savunma ekiplerinin güncellendiği ancak yangın söndürme tatbikatının yapılmadığı görülüyor. Demek ki yangın söndürme tatbikatı yapılsa çocuklar merdivene ulaşabilecekler. Kapı kolu kırık deniliyor, bilirkişi raporu net olarak ortaya çıktığında göreceğiz. Denetimlerde yangın tatbikatının yapılmadığı ortaya çıkmışsa bu konuda müeyyidenin yapılması gerekiyor." diye konuştu.
Yılmaz Tunç, Mecliste daimi bir çocuk hakları komisyonun da artık daha net olarak düşünülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
- "Eğitimi bazı cemaatlere, tarikatlara havale etmeniz bu yaşananların nedenidir"
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, kurulacak komisyonun, kaybettikleri minik yavruları getirmeyeceğini belirterek komisyon üyelerinin, partilerinin anlayışına göre değil insan, çocuk ve eğitim haklarına saygılı bir yaklaşımla birlik içinde bu sorunun çözümünü rapor olarak TBMM Genel Kurul gündemine getirmesini temenni etti.
Altay, asıl işin bundan sonra başlayacağını, rapordan sonra hükümetin de gerekli önlemleri alması gerektiğini vurguladı. Altay, tarihi bir görev yapacağına inandığı komisyona başarılar diledi.
CHP'nin bu konuda hep yüksek bir duyarlılık gösterdiğini, Meclisin dikkatini çektiğini dile getiren Altay, CHP'li milletvekillerinin bu konularla ilgili Meclis araştırma önergesi vererek yeni faciaların olmaması için gayret gösterdiğini söyledi. Altay, ancak gözlerin kör, kulakların sağır olduğunu, çocukların ya cinsel istismara maruz kaldığını ya da çok küçük önlemlerle engellenecek kazalara kurban verildiğini kaydetti.
"Hepimizin sorumluluğu var" diyen Altay, siyasetin sorumluluk olduğunu ifade etti. Türkiye'de yaşanan olayların, Türkiye'yi dünyaya mahcup eden olaylar olduğunu savunan Altay, gelişmiş ülkelerde insanların tesadüfen ölürken Türkiye'de tesadüfen yaşadığını ileri sürdü. Altay, nereden bakılırsa bakılsın Taşköprü kebabı gibi dökülen bir hükümetle karşı karşıya olduklarını iddia etti.
Altay, "Ehliyet ve liyakat noksanlığı, denetimsizlik, bilinçli, sistematik olarak eğitimi bazı cemaatlere, tarikatlara havale etmeniz, öğrencilerimizin barınmasını, beslenmesini kimi cemaatlere, camialara havale etmeniz bu yaşananların nedenidir. Bu ölümler, bu havalenin sonucudur." diye konuştu.
-"Raf elması mı?"
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ın, 5. sınıf öğrencilerinin de mevzuata göre bu yurtlarda kalabileceğini söylediğini belirten Altay, "Bakan, Genel Kurula yanlış bilgi veriyorsa bu olmaz. Mevcut yönetmelik, sadece kapasite uygunsa 6,7,8. sınıfların bu yurtlarda kalmasına imkan veriyor. 4, 5. sınıfa giden çocuklar bu yurtlarda, evlerde kalıyor. O ilçenin kaymakamı, milli eğitim müdürü, cumhuriyet başsavcı raf elması mı?" diye sordu.
Altay, bunlara haddini bildirecek olanın hükümet olduğunu kaydetti.
Cemaatlerin inançlarını özgürce yaşamasına hiçbir itirazlarının olmadığını dile getiren Altay, "Ama siyasi kaygılarla bir siyasi partinin, Türk milli eğitim sistemini cemaatlere taşeron etmesi kabul edilemez. Bu tür meselelere, çocuklarımızın geleceğine, bir damla kanına siyaseti alet etmek, siyasi kaygılarla bu işe bakmak kabul edeceğimiz yaklaşım değil. Tavsiyem siz de bu yaklaşımla bakmayın. Cemaatler işini yapsın, inançlarını uygulasın, Allah kabul etsin ama bırakın artık şu eğitimden cemaatler elini çeksin. Yurtların dışında kaçak evler var. Bu Meclise bomba atanlar, o kaçak evlerde eğitiliyor. Bu evlerle ilgili de komisyona tarihi görev düşüyor." dedi.
- "Denetim konusunda şüphelerimiz var"
MHP adına söz alan Aydın Milletvekili Deniz Depboylu, köy okulları kapatılarak taşımalı eğitim sistemiyle çocukların derneklere, vakıflara ait yurtlara mahkum edildiğini belirtti.
Yurttaki yangında ihmallerin söz konusu olduğunu vurgulayan Depboylu, yangın merdiveninin kapısının neden kilitli ya da kapı kolunun neden sökülmüş olduğunu sordu.
Yurtların denetimlerinin nasıl yapıldığı konusunda şüphelerinin olduğunu dile getiren Depboylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vakıf ve derneklere ait yurtların kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise durum ve şartlarının yeni bir denetimden geçirilmesi gerekir. Önceki denetimlerde ihmal ve kusurlar ile sorumluların bulunarak gerekli işlemlerin yapılması gerekir. Çocuklarımızın barınacakları yurtların denetimlerini sağlayacak güçlü bir mevzuatın oluşturulması ve bugüne kadar gerçekleşmiş ihmal ve kusurların belirlenmesi amacıyla açılacak Meclis araştırmasının, gelecekte yaşanabilecek faciaları engelleyeceğine inanıyoruz."
-"Şu anda tehlike çok büyük"
HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Milli Eğitim Bakanlığı Yönetmeliğine göre, ilkokul ve ortaokul çağındaki çocukların özel yurtlarda kalamayacağını belirterek bu konuda sorumluluğun Milli Eğitim Bakanlığında olduğunu söyledi.
Yangınla ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda da yurda ilişkin eksikliklerin tespit edildiğini anımsatan Beştaş, gelecek günlerde bu rapora göre sorumluların cezalandırılıp cezalandırılmadığının takipçisi olacaklarını söyledi.
Beştaş, "Şu anda tehlike çok büyük. Yüzlerce yurtta, binlerce çocuğumuz o denetimsiz, yangın benzeri herhangi bir felakete yol açabilecek koşullarda tutuluyor. Bu ideolojik bir yaklaşımdır. Yurtları cemaatlere, tarikatlara, vakıflara, özel yurtlara terk etmek tesadüfi bir şey değildir. Bu bir hükümet politikasıdır." görüşünü ileri sürdü.
Görüşmelerin ardından yapılan oylama ile Adana'nın Aladağ ilçesinde faaliyet gösteren özel yurttaki yangınla ilgili Araştırma Komisyonu kurulmasına karar verildi. Kabul edilen ortak önergede şu ifadelere yer verildi:
"Adana'nın Aladağ ilçesinde faaliyet gösteren kız öğrenci yurdunda çıkan yangın sonucunda 11 öğrenci ve 1 eğitimci hayatını kaybetmiştir. Ülkemizde faaliyet gösteren öğrenci yurtlarında gerçekleşen çocuklarımıza yönelik istismar ve can kaybına neden olan olaylar, tüm Türkiye'yi derinden üzmüş, endişelendirmiştir. Benzer acıların bir kez daha yaşanmaması ve kamusal eğitim ve barınma haklarının tüm öğrencilerimiz için güvence altına alınıp yaygınlaştırılması için alınması, gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılması için gereğinin yapılmasını arz ederiz."