Meclis Başkanı Şentop'tan Montrö tartışmasına yanıt
TBMM Başkanı Mustafa Şentop Montrö tartışmaları üzerine açıklamalarda bulundu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, “Katıldığım televizyon programında uluslararası anlaşmalarla ilgili görüşlerimi zikrettim. Herhangi bir anlaşma adı vermedim. Birkaç tane kötü niyetli insanın yapmış olduğu çarpıtma üzerinden değerlendirme yapmalarından büyük bir üzüntü duyuyorum. Bu bir fikir haysiyetsizliğidir. Herkesi ciddiyete ve fikir haysiyetine sahip çıkmaya davet ediyorum" dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) 18'inci Olağan Genel Kurul Toplantısı'na katıldı. İstanbul'da yapılan toplantının açılış konuşmasını yapan Şentop, ardından gündemdeki konulara ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"KONUŞMAMDA HERHANGİ BİR ANLAŞMA ADI VERMEDİM"
Muhalefetin Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin tartışmaya açılacak söylemleri üzerine Şentop, “Bir televizyon programında konuşurken uluslararası sözleşmelerle anayasadaki ifadesiyle milletlerarası anlaşmalarla ilgili de görüşlerimi ifade ettim. Ben herhangi bir anlaşma, sözleşme ismi zikretmedim. Soruyu soran gazeteci arkadaşımızın iyi niyetle sorduğuna da eminim. Bazı anlaşmaların isimlerini zikrederek sordu. Ben yine herhangi bir sözleşmenin ismini telaffuz etmeksizin Anayasa'nın 90'ıncı maddesinde, uluslararası anlaşmalarla ilgili iç hukuktaki düzenlemelerden bahsettim. Programdan bir süre sonra bazı çevrelerin başta Montrö Boğazlar Sözleşmesi olmak üzere bazı anlaşmalarla ilgili bana yönelik bazı isnatlar, yani benim kullandığımı ifade ettikleri sözler olduğunu gördük. Gizli saklı bir beyanat, görüşme, konuşma değil bir televizyonda canlı yayınlanan bir program. Ben hiçbir anlaşma ile ilgili bir durumdan isim zikrederek an bahsetmiyorum. Bunun, Montrö dahil olmak üzere, bazı anlaşmaları tartışmaya taşımak gibi bir amaçla nasıl yorumlandığını anlamakta zorlanıyorum" diye konuştu.
"MONTRÖDEN ÇIKMAK MEVZU BAHİS DEĞİL"
Marmara Denizi örneği veren Şentop, “Şüphesiz siyasetçi olarak konuşurken ortalama bir zeka seviyesini hesap ederek konuşuyoruz. Bunun altında olan arkadaşlar varsa siyasetçi, bürokrat, gazeteci onlarla ilgili benim yapabileceğim pek bir şey yok. Konuşma metni açıktır konuşmam canlı olarak var. Şunu tekrar ifade etmek istiyorum; gerek Lozan gerek Montrö gibi antlaşmaların özel bir durumu vardır. Ben boşanma ile ilgili bir prosedür anlatsam insanları boşanmaya teşvik etmiş mi olurum? Bu kadar saçmalığı anlamakta zorlanıyorum. Şunu net olarak söyleyeyim uluslararası antlaşmaları hukuk tekniği bakımından konuştuk. Montrö, Lozan gibi anlaşmalar ile ilgili hususta çıkma gibi mevzu bahis olmayacağını çok çarpıcı akılda kalıcı bir ifade ile söyledim. 'Marmara Denizi'nden ne kadar ayran yapılabilirse bu anlaşmalardan da çıkmakta öyledir' dedim. Bunun imkansızlığını, ihtimal dışı olduğunu ifade etmek için bunu da kullandım" açıklamasında bulundu.
"BİR SÖZÜ ELEŞTİRİRKEN 'NE DEMİŞ' DİYE BAKMAK LAZIM"
TBMM Başkanı Şentop, “Başta Montrö olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu ve bizim İstiklal Harbi neticesinde kazanmış olduğumuz, elde etmiş olduğumuz mevzilerle ilgili hiçbir tartışma yoktur. Böyle bir tartışma bizim aklımızdan da geçmez, geçmemektedir. O konuşmada da böyle bir şey yoktur. Benim uluslararası anlaşmalarla ilgili genel hükümler çerçevesinde hukuki boyutu anlatmam söz konusudur. Türkiye'de siyaset yapan bazı mevkilere gelmiş insanlar bir sözü veya bir kişiyi eleştirirken en azından bunun ne dediğine bakması gerekir diye düşünüyorum. En azından ben öyle yapıyorum. Bir siyasetçi ne demiş önce kendim bir ona bakıyorum. Buna bakmadan birkaç tane kötü niyetli insanın yapmış olduğu çarpıtma üzerinden sanki benim böyle sözleri söylemişim gibi değerlendirme yapmalarından da büyük bir üzüntü duyuyorum. Bu bir fikir haysiyetsizliğidir, açık olarak söylüyorum. Herkesi ciddiyete ve fikir haysiyetine sahip çıkmaya davet ediyorum" dedi.
Anlaşmaların tek başına Türkiye'nin güvenliğini korumayacağını söyleyen Şentop, sözlerine şöyle devam etti:
“Son bir şey daha söylemem lazım bu tartışmalarda şunu gördüm buradaki konuşmamda da ifade ettim. Türkiye'nin güvenliğini, sınırlarını, kara vatanımızın ve deniz vatanımızın mavi vatanımızın sınırlarını koruyan anlaşmalar değildir. Bunu koruyan bizim devletimizin kudretidir, ordumuzun gücüdür, milletimizin istiklal sevdasıdır."
CUMHURİYET GAZETESİNİN BAŞYAZISINDAN ÖRNEK VERDİ
Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin 20 Temmuz 1936'da imzalandığını hatırlatan Şentop, “10 gün önce 10 Temmuz 1936 tarihli Cumhuriyet gazetesinin manşeti var. Manşette, 'Konferansta bedbin bir hava hakim' diyor. Bedbin 'karamsar' demek. Yani imzadan 10 gün önce Türkiye açısından bir karamsar hava var. Bu Cumhuriyet gazetesinde Yunus Nadi'nin imzasıyla yayınlanan başyazı. Bazı hatıratlarda başyazıyı bizzat Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kaleme aldığı söylenir. Yazının sonunda 'Türkiye'nin evinin kapısı olan boğazlardan isteyen istediğim gibi geçerim şeklindeki bir hakkı istihsal etmek isterse boğazlar konusunu kesin çözeriz' diyor. 1936'da Türkiye'nin özgüvenine ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin imzalanması aşamasındaki duruma bakınız. Bugün bazı bürokratlar asker, sivil, siyasetçiler Montrö olmazsa işte Sevr olur diyor. Arkadaşlar 1936'da antlaşma imzalanmadan 10 gün önce Türkiye'nin söylediği söz Lozan'daki boğazlar antlaşmasına bile alternatif olarak bakmıyor. Diyor ki Montrö olmazsa bu konuda biz karar veririz. İşte Türkiye'nin özgüveni, kararlılığı budur" ifadelerini kullandı.
Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
“1936'da budur bu özgüveni bu kararlılığı bugün bizler taşıyoruz ama içlerinde gizli mandacılık anlayışıyla özgüvensiz, aşağılık kompleksi içerisindeki bazı siyasetçilerin ve bürokratların Türkiye'nin devletimizin kudreti, ordumuzun gücü ve milletimizin kararlılığını yok sayarak sadece yazılı metinler üzerinden bizim istikbalimizi ve sınırlarımızın güvenliğini tartışmalarını da üzüntü ile karşıladığımızı ifade etmek isterim ve herkes kendine gelsin. Türkiye Cumhuriyeti, Sevr Anlaşması'nı başka anlaşmalar ile yok etmedi. İstiklal Harbi'nde verdiği canlar ile döktüğü kanlar ile yırtıp attı. Anlaşmaları var eden milletimizin, devletimizin gücüdür. Onları ayakta tutan budur, dolayısıyla anlaşmalar ile ilgili bir tartışma söz konusu değildir. Konuşanlar, bunu gündeme getirenler kendi içlerindeki o mandacı fikriyatları dile getirmektedir, onları buradan kınıyorum."
ATATÜRK BÜSTÜNE SALDIRI: PLANLI BİR PROVOKASYON OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM
Şentop, “Tekirdağ'ın Marmaraereğlisi ilçesinde gece saatlerinde 3 okulun bahçesindeki Atatürk büstlerine yönelik alçak bir saldırı girişimi olduğunu sabah saatlerinde öğrendik. Jandarma ve polis büstün altında kaide üzerine boyalarla bazı yazılar yazıldığını tespit ediyor. Bununla ilgili takibat devam ediyor. 3 okulda yapıldığı için planlı bir provokasyon olduğunu düşünüyorum. İyi niyetli veya aklı başında birisinin yapması mümkün değil. Planlı bir provokasyon, tahrik hareketi var. Güvenlik kameraları üzerinden yapılan bazı tespitler oldu. Çalışmalar devam ediyor, en kısa zamanda faillerin yakalanacağını ve gerekli şekilde cezalandırılacaklarını düşünüyorum" diye konuştu.
HDP'NİN KAPATILMASI
HDP'nin kapatılması konusu üzerine Şentop,"Bu konuda şu anda bir şey söyleyebilmemiz mümkün değil. Anayasa Mahkemesi safhasında bir iddianame var. Onun üzerinden önce röportör çalışacak sonra mahkeme görüşmeler yapacak, savunmalar alınacak. Bu bir süreçtir, somut veri elimizde yok. Yargı süreci devam ediyor" dedi.
MECLİSTE ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULDU
Kadına şiddetin önlenmesine yönelik kurulan komisyona ilişkin TBMM Başkanı Şentop, “Türkiye'de ve bütün dünyada bu konuda hakikaten ülkemizi üzüntüye boğan bazı olaylara şahit oluyoruz. Onun için araştırma komisyonu kuruldu şimdi komisyonla ilgili önce tabi komisyona üye partilerin üye vermesi lazım. Sonra komisyonda bir yönetim oluşturulacak ve en kısa zamanda başlayacaktır diye düşünüyorum. Gerek mevzuatlarla ilgili gerekse uygulamayla ilgili önümüzde ne sorunlar varsa onları tespit edeceğiz. Giderilmesi için de meclis başkanı olarak takipçisi olacağız. Sorunların giderilmesine yönelikte bir rapor da verilecektir. Ben bu çalışmada iyi bir gelişme çıkacağını düşünüyorum" diye konuştu.
İSRAİL'E MEKTUP
İsrail'e Filistinlilere aşı yapılması yönünde yazdığı mektuba ilişkin ise Şentop, “Bu konu ile ilgili biz tabi bir geri dönüş beklediğimiz bir mektup değildi. Bu İsrail'de tabi bir seçim süreci vardı, fakat Filistinli kardeşlerimizden arka arkaya iki kere bu şekilde bir talep geldiği için ben de bu ayrımcılığı bir insani mesele olan bu durumu vicdanen ifade eden konuya dikkat çeken bir mektup gönderdim. İnşallah konuyla ilgili beklenen, doğru olan hukukun gereği olan adımlar atılır diye ümit ediyorumö diyerek sözlerini sonlandırdı.