Kutü’l Amare Zaferi 100 yıl sonra masaya yatırıldı

Irak’taki petrol yataklarını ele geçirmek için Kut şehrinde savaş başlatan İngilizler,  100 yıl önce ağır bir hezimete uğratıldı. Türkiye’nin NATO’ya giriş sürecinde İngilizlerin talebi üzerine kutlanmaktan vazgeçilen ve tarih kitaplarından da kaldırılarak saklanan bu zafer, Mardin’de düzenlenen Kutü'l Amare Zaferi'nin 100. Yılı Uluslararası Sempozyumu ile tekrar gün yüzüne çıkarılıyor. Kutü'l Amare'nin Türkiye ve dünya siyasetine etkilerinin masaya yatırılacağı sempozyum bugün de devam edecek.

Sempozyumda konuşan Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Beyhan, Kutü’l-Amare Zaferi’nin Çanakkale gibi yakın tarihimizin bir parçası olduğunu belirterek; “Ama Çanakkale Zaferi, hatta Sarıkamış hezimeti kadar şanslı olmamıştır. Tarih kitaplarımız Kutü’l Amare Zaferi’ne cömert davranmamıştır. Fakat Kutü’l Amare Zaferi artık ülkemizin gündemine oturmuştur. Eminim ki, bundan sonra tarih metinlerimizde yerini alacaktır.” dedi.

Bağcılar Belediye Başkanı Çağırıcı; Çanakkale’ye nasıl sahip çıkıyorsak Kutü’l Amare’ye de sahip çıkacağız. Geçmişi geleceğe taşımak o günleri unutturmamak, şehitlerinden aldığı emaneti layıkıyla taşımak gibi bir görevimiz var. 1950'lere kadar kutlanan bu zaferin tarih sayfalarından çıkarılmasının sebepleri bu sempozyumda ortaya çıkacaktır” diye konuştu.  

Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça; “Türkiye’nin 1954'te NATO'ya kabul edileceği için İngilizlerin baskısıyla tarih kitaplarından çıkarıldı. Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla birlikte yaşamaya devam edeceğiz.” 

Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Örs,  Zaferin 100. yılında anılması için gerekli çalışmaların geçen yıldan başlandığını kaydederek, zaferle ilgili sempozyum, belgesel film ve hatta sinema filminin yapılması için çalışmaların devam ettiğini kaydetti.

Osmanlı Ordusu'nun Irak'ın Kut Bölgesi'nde İngilizlere karşı kazandığı büyük zafer 100. yılında tarihin tozlu raflarından gün yüzüne çıkarılıyor.

Tarih kitaplarında pek yer almayan Osmanlı Ordusu'nun bu büyük başarısı, Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı, Mardin Artuklu Üniversitesi ve Bağcılar Belediyesi'nin ortaklaşa düzenlediği Kutü'l Amare Zaferi'nin 100. Yılı Uluslararası Sempozyumu’nda her yönüyle ele alınacak. 5 ülkeden akademisyen ve tarihçilerin katıldığı ve Kutü'l Amare'nin Türkiye ve dünya siyasetine etkilerinin masaya yatırılacağı sempozyum 2 gün sürecek.

"HER ŞEY PETROL İÇİN" 

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Atatürk Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan, “Osmanlı Devleti’nde Balkan Savaşı ve Trablusgarp yenilgilerinin acı hatıraları henüz yeniyken, İttihatçı kadroların yenilmez olduklarına inandıkları Almanların yanında savaşa girmek zorunda bırakıldığımızı söyledi.

İngiltere için Irak coğrafyasının petrol açısından çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Beyhan, “Basra Körfezi, Arap Yarımadası dünya petrol rezervinin yüzde 50’sine sahipti. Osmanlı idari taksimatında bulunan Bağdat, Basra, Kerkük ve Musul’un yer aldığı bölge ise dünya rezervinin yüzde 20’sini elinde tutuyordu. Bu topraklar rakipsiz Britanya hayali için hayati önem taşıyordu” dedi. Irak’ın hem Hindistan yolu için hem de Bağdat açısından önem taşıdığını aktaran Prof. Dr. Beyhan, “Böylesine bir yerin İngiltere tarafından işgali tüm İslam coğrafyasını etkileyecekti. Savaş, dünyayı yönetmek üzere yaratıldıklarına inanan İngilizler için acı bir yenilgi oldu” diye konuştu. 

TARİH KİTAPLARINDA HAK ETTİĞİ YERİNİ ALACAKTIR

Beyhan, Kutü’l-Amare Zaferi’nin Çanakkale gibi yakın tarihimizin bir parçası olduğunu ifade ederek şöyle devam etti; “Ama Çanakkale Zaferi, hatta Sarıkamış hezimeti kadar şanslı olmamıştır. Tarih kitaplarımız Kutü’l Amare Zaferi’ne cömert davranmamıştır. Hak ettiği ilgiyi göstermemiştir. Fakat Kutü’l Amare Zaferi artık ülkemizin gündemine oturmuştur. Bu elbette sevindiricidir ve eminim ki, bundan sonra tarih metinlerimizde de olması gereken yerde yerini alacaktır.”

GEÇMİŞİ UNUTTURMAYACAĞIZ

Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, tarihin; geçmişteki başarıların yüceltildiği;
yenilgilerin yok sayıldığı bir bilim olmaması gerektiğini öne sürerek, “Aksine, Tarih; milletlerin ve toplulukların bugünlerini anlamalarını sağlayan ve geleceklerini inşa etmelerine katkı sağlayacak önemli bir miras olmalıdır” dedi.

“Çanakkale’ye nasıl sahip çıkıyorsak Kutü’l Amare’ye de sahip çıkacağız” diyen Başkan Çağırıcı, “Geçmişi geleceğe taşımak o günleri unutturmamak, şehitlerinden aldığı emaneti layıkıyla taşımak gibi bir görevimiz var. 1950'lere kadar kutlanan bu zaferin tarih sayfalarından çıkarılmasının sebepleri bu sempozyumda ortaya çıkacaktır” diye konuştu.  

Çağırıcı, “Irak’ın siyasi durumu nedeniyle Kut şehri yerine en yakın ilimiz Mardin’de bu zaferi kutladıklarını kaydederek, “İnşallah gelecekte Kut şehrinde de kutlamak kısmet olur” dedi.

BUGÜN DE AYNI TİYATRO

Osmanlı tarihinin şanlı zaferlerle dolu olduğunu anlatan Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça ise, emperyalistlerin Osmanlı’yı hasta adam olarak lanse ettiğini hatırlatarak, “Osmanlı I. Dünya Savaşı’nın hiçbir cephesinde savaş kaybetmedi. Sultan Abdülaziz’in kurduğu donanma dünyanın en iyi donanmasıydı. Devletimizi hasta olarak gösterip, onun mirasını yemek istediler. Bugün de aynı şeyi yaparak Türkiye’nin önünü kesmek istiyorlar” diye konuştu. 

NATO’YA GİRERKEN TARİHİ SİLDİLER

İslam dünyasının zapt edilemez olduğunu vurgulayan Ağırakça, “Son 50 yıldır, çeşitli hilelerle İslam medeniyetini durdurmaya çalışıyorlar. Fakat artık emperyalistlerin ne yaptığının farkında olan bir nesil var. Bu nesil kendi medeniyetine dinine tarihine sahip çıkacaktır. Türkiye’nin 1954'te NATO'ya kabul edileceği için İngilizlerin baskısıyla tarih kitaplarından çıkarıldı. Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla birlikte yaşamaya devam edeceğiz” dedi.

PROF. DR. ÖRS: FİLM VE BELGESELLERİ ÇEKİLECEK

Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Örs,  Zaferin 100. yılında anılması için gerekli çalışmaların geçen yıldan başlandığını kaydederek, zaferle ilgili sempozyum, belgesel film ve hatta sinema filminin yapılması için çalışmaların devam ettiğini kaydetti.

Kamuoyunda neden şimdi gündeme geldiği yönde farklı kesimlerden farklı seslerin yükseldiğini ifade eden Örs, öncelikle o zaferde şehit olanları yat etmenin milli bir görev olduğunu söyledi.

Diğer önemli bir hususun ise Cumhuriyet tarihi ile cumhuriyetten önceki dönemi tümüyle ayrı gören, bunları birbirlerinden ayrıştırmaya çalışan ve ikisi arasında uzlaşmaz bir kavga çıkarmaya çalışan bazı zihniyetleri de ortadan kaldırmayı istediklerini belirtti.

Örs, şunları kaydetti:

"Türk tarihi bir bütündür. Evet Osmanlı cihan devleti yıkılmıştır. Yerine Türkiye Cumhuriyeti  kurulmuştur. Ama Türkiye Cumhuriyetini kuran iradenin tamamı Osmanlı paşalarıdır. Dolayısıyla aslında Osmanlı paşalarının kuruduğu Türkiye Cumhuriyeti devleti de bir anlamda aynı mirasın aynı iradenin aynı kurumların  başka bir rejimle başka bir yönetim şekli ile devamıdır. Kurulduğu dönemde o günkü ihtiyaçlardan kaynaklanan  bir takım hususlardan geliştirmiş olduğu siyasetler, anlayışlar makul karşılanabilir. Ancak bu yıl itibari ile Türkiye'nin dünyada küresel bir güç haline gelmeye başladığı bir çağda Osmanlı Cihan Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arsında bir kavga çıkarılması bu mirasın görmezden gelinmesi asla kabul edilemez bir durumdur ve tutumdur. Bu bakımdan bizim Devlet kurumları olarak yaptığımız bütün faaliyetlerin altında hiçbir kavga, hiçbir yeni kişiyi parlatma, birini diğerine mukabil ve muhalifine koyma arzusu ve düşüncesi yoktur." 

KUTÜ’L-AMARE ZAFERİ

29 Nisan 1916 tarihinde Osmanlı Ordusunun Irak’ın Kut bölgesinde İngilizlere karşı kazandığı büyük bir zaferdir. 13 bin 300 İngiliz askeri ile 13 general ve 481 subayın esir alındığı Kutü'l Amare'de 40 bini aşkın İngiliz askeri öldürülmüştü. Türk birlikleri de 25 bin askerini kaybetti.