Kurtulmuş'tan IŞİD açıklaması
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, IŞİD ile mücadele hakkında açıklamalarda bulundu.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gündeme dair yaptığı açıklamalarda Suriye'deki ateşkes sürecine de değinerek, 'Şunu gördük ki sahada IŞİD'le mücadele bir maymuncuk gibi kullanılan siyasi anahtar haline getirildi' yorumunda bulundu.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Habertürk televizyonunda katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
ANKARA SALDIRISI SONRASI YAPILAN İSTİHBARAT ELEŞTİRİLERİ
Terör saldırılarının gerçekleştiği ülkelerin mükemmel istihbarat ağlarını bulunduğunu, Türkiye'nin de çok iyi istihbarat ağına sahip olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Yani karşınızdaki terör örgütü, sadece bombayı patlatan, arabayı getiren, onların arkasındaki o zincir içerisindeki gözaltına alınan 12-15 kişiden ibaret bir terör hücresi değil. Bunun arkasında siyasi, malzeme, lojistik destek var, belki bu anlamda birtakım ekonomik destekler var. 'Belki'yi de teyit anlamında söylüyorum" dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, istihbarat birimlerinden her gün onlarca istihbarat alındığını ve bunların bir kısmının vaktinde önlendiğini belirterek, Ankara garının önündeki saldırıdan önce alınan istihbaratlar olduğunu ve canlı bombaların yakalandığını, çok sayıda canlı bomba yeleklerinin yakalandığı dönemler olduğunu söyledi.
İstihbarat alındığını ancak noktasal olarak, bombayı patlatacak kişi bulunamadığı sürece engellemenin zor olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Bu, bütün dünyanın başına bela olmuş bir meseledir. Hem ülkeler arasında ortak dayanışmaya ihtiyaç var hem bütün istihbarat birimlerinin ellerindeki bilgileri, belgeleri paylaşmaya ihtiyaçları var. Türkiye'deki istihbarat birimleri de elinden geleni yapıyor. Sonuç itibarıyla arkasında planlanmış olan bir harekat zinciri içinde ölümü göze almış bir adamı eğer noktasal olarak bulamıyorsanız onu yakalamak son derece zor" diye konuştu.
'TERÖRİSTİN İSMİNİN ŞU YA DA BU OLMASI GERÇEĞİ DEĞİŞTİRMİYOR'
Kurtulmuş, "Salih Neccar isminin sonradan Abdülbaki Sömer çıkması istihbari bir hata mıydı?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Hayır. Orada patlama yerinde bulunan bir parmak, bir de el var. Buradaki parmak izlerinden hareket ederek çok doğal olarak emniyet birimlerinin yapmış oldukları bir arama süreci içine girildi ve bu kişinin kendi kimlik bilgilerini Salih Neccar olarak ibraz ettiği anlaşılmış oldu. Emniyet bunun üzerinden hareket etti ve bütün zincirin halkalarını çözdü. İzmir'de arabayı kiralayan, İstanbul'a getiren, oradan Diyarbakır'a getiren, Diyarbakır'dan Ankara'ya getiren şebekenin bütün zincirlerini çözmüş oldu. İşte efendim bunun ismi Salih Neccar mıydı ya da başka bir şey miydi, bu olayın mahiyetini değiştirmiyor. Nihayetinde ortada 29 kişinin, sonradan hastanede vefat eden birisiyle birlikte 29 kişinin ölümüne neden olan bir terörist var. Teröristin isminin şu ya da bu olması gerçeği değiştirmiyor."
'3 MİLYONLUK BİR KİTLEDEN BAHSEDİYORUZ'
Mültecilerin girişleri konusunda bir güvenlik açığından bahsedilemeyeceğini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti: "İlk anda Suriye'den gelen insanlar Türkiye'ye girdiler. Ama özellikle Kobani'de 2-3 gün içerisinde 197 bin kişinin alınmasından sonra çok kısa bir süre içerisinde Türkiye'deki bütün Suriyelilere biyometrik kayıtları yapılarak, her birisine geçici barınma belgesi verildi. Nihayetinde 3 milyonluk bir kitleden bahsediyoruz. Bu kitlenin içerisinde herkesin tek tek kim olduğunu bilmek, herkesten tek tek emin olmak da mümkün değil. İstihbarat birimlerimiz bu anlamda, özellikle son saldırılar sonrasında şöyle bir karar aldı: Risk grupları üzerinde -Suriyelilerle ilgili söylüyorum- özel çalışmalar, takipler yapılıyor. Bu sayede de zaten daha fazla önleyici tedbirler alınıyor."