''Komünist başkan''dan yeni parti mesajı !

Tunceli Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu, Britanya’daki Oxford Üniversitesi’nde katıldığı panel sonrası konuştu. Maçoğlu, yeni parti kurmayla ilgili soruya "konuşuluyor, tartışmalar oluyor, görüşülüyor" dedi.

Tunceli Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu, içinde yer aldığı siyasi platform Sosyalist Meclisler Federasyonu’nda (SMF) siyasi bir parti kurma tartışmalarının yapıldığını söyledi.

Diken'den Kemal Göktaş'ın haberine göre, bu konuda alınmış bir karar olmadığını belirten, “En azından dillendirilmeye ve tartışılmaya başlandı” diyen Maçoğlu, ‘Ovacık ve Dersim modeli’ni tüm ülkeye hakim kılma amaçlarının stratejik olduğunu, bunu örgütlemeye çalıştıklarını söyledi.

Maçoğlu, bazı basın gruplarının ‘Dersim’ ismi etrafında yaşanan tartışmayı kullanarak halkın kendilerine olan sempatisini bitirmeye çalıştıklarını ifade etti.

Yeni parti ‘tartışılıyor’

Britanya’daki Oxford Üniversitesi’nde katıldığı panelden sonra Diken’e konuşan Maçoğlu, SMF üyesi olduğunu; TKP, Türkiye Komünist Hareketi (TKH), Emek Özgürlük Cephesi ve SMF’nin bir araya geldiği Halk Dayanışması’nın adayı olarak seçildiğini söyledi.

Maçoğlu, “Bundan sonraki hedefiniz ne? Ülke siyasetine dair bir hamleniz, girişiminiz olacak mı?” sorusuna verdiği yanıtta, 35 yıldır Sosyalist Meclisler Federasyonu’nun bir parçası olduğunu ve hiçbir zaman bu siyasetin dışında bireyselci tarzla hareket etmediğini vurguladı.

Maçoğlu “İçinde bulunduğunuz siyasetin bir parti kurma, ülke siyasetinde kendinizi gösterme planı var mı?” sorusuna ise “Konuşuluyor, tartışmalar oluyor, görüşülüyor. Hani şöyle bir durum değil… ‘Oldu’, ‘Bu süreçte olsun’ değil. En azından dillendirilmeye ve tartışılmaya başlandı” karşılığını verdi. 

 Türkiye’ye ‘Ovacık-Dersim modeli’

Maçoğlu, “Ovacık ve Dersim modelini Türkiye’ye hakim kılma amacınız var yani” denmesi üzerine de şu ifadeleri kullandı: “O bizim stratejimiz. O değişmez bir durum. Biz ülkede yaşayan bütün insanların eşit, adalet içerisinde, rahat yaşam sürdürdüğü, özgür olduğu, kadın-erkek hiç ayrılmaksızın, istihdamdan tutun da üretimden yönetime kadar söz sahibi olduğu bir ideolojiyi örgütlüyoruz. Hedefimiz de bu zaten.”

 ‘Kime sorsan ‘Dersimliyim’ der’

‘Komünist başkan’, Tunceli belediyesinin isminin değiştirilerek Dersim yapılmasına ilişkin belediye meclisi kararından sonra yapılan eleştirilere de şöyle yanıt verdi: “Dersim ismi belediye meclisinde bir önerge ile gündeme geldi. Önerge sonrasında çoğunluk sağlandı ve kabul edildi, biz de destek verdik. Halkın köklerine sarılarak geçmişteki durumu sahiplenen çok kabul edilir bir durumu var. O şehirde yaşayanların çoğu ‘Nerelisin?’ diye sorulduğunda ‘Dersimliyiz’ der. Bu konuyla ilgili gelen müfettiş de aynı şeyi gözlemledi.”   

‘Dersim tartışmasını kullanmak istediler’

Maçoğlu, Dersim tartışması nedeniyle, kendisine sempati ile bakan ulusalcı-sosyal demokrat kesimin de yoğun eleştirilerine maruz kalması ile ilgili olarak da şöyle konuştu: 

“Dersim’i ziyaret eden birçok insan da eleştirdi bizi. ‘Ben sizi seviyordum’ diye başladılar eleştirilerine. Ama kendilerine anlatınca anlamaya başladılar. Bu meseleyi kullanmaya çalışan bazı basın grupları, toplumun algısını değiştirmeye çalıştılar. Halkla olan ilişkimizi farklı bir şekilde göstermek ve bu sempatiyi bitirmek için bir çabaydı aslında. Sonuçta bu şehirdeki insanlar, özellikle gençler ulusalcı da olsa muhafazakar da olsa sorulunca ‘Dersim’ diyor.”

Komünist başkanın ‘aşk anlayışı’

‘Komünist başkan’, komünizm anlayışına ilişkin şunları söyledi: “Komünizm hayatın kendisidir. Haksızlığın, hukuksuzluğun reddedildiği, insanların eşit bireyler olduğu bir sistemdir. Ben sosyalistim daha çok. Sosyalist bir süreci örgütlemeye çaba harcayan biriyim ama hayalimiz ütopyamız komünizm.”

Mevcut aşk anlayışını eleştiren Maçoğlu, şunları dile getirdi: “Aşkı özel mülk olarak doğru bulmayan biriyim. Bireylerin birbirlerine sevgi saygı doğrultusunda, birbirlerini özel mülkleri haline getirmeden karşılıklı heyecanı sürdürmeleri olarak görüyorum. Halen birinin diğerini kendisine ait bir mal olarak gördüğü, kendisi dışındaki yaşamını reddettiği, sadece kendisinin istediği bir yaşamı dayattığı bir aşk anlayışı var. Bu her ülkede farklı biçimlerde oluyor ama  bizim gibi ülkelerde bu daha sert yaşanıyor.”

Sonraki Haber