Kişisel Verilerin Korunması Tasarısı

Adalet Bakanı Bozdağ:- "Bu yasa, bir fişleme yasası değildir. Bu yasa, fişlemelere son verme, fişlemenin panzehiri bir yasa"- "Bu yasa, ilk defa vatandaşlarımıza yakasını tutacağı, hesabını soracağı, kapısını çalacağı bir kişisel veri sorumlusu getirmekte

TBMM (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kişisel Verilerin Koruması Tasarısı ile ilgili "Bu yasa, bir fişleme yasası değildir. Bu yasa, fişlemelere son verme, fişlemenin panzehiri bir yasa" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen Kişisel Verilerin Koruması Tasarısı hakkında bilgi veren Bakan Bozdağ, sözlerine Ankara'daki terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralılara da acil şifalar temenni ederek başladı.

Bozdağ, Meclis'in bu terör saldırısı karşısında ortaya koyduğu ortak tavrın çok yerinde ve doğru olduğunu belirterek bu tavra katılan bütün siyasi partileri kutladığını ifade etti.

Türkiye'de bugüne kadar böylesi bir yasanın olmadığını dile getiren Bozdağ, "Kişisel veriler, Türkiye'de işlenmiyor mu? İşleniyor. Bazı özel yasalarda düzenlemeler var, o çerçevede işleniyor ama kişisel verileri koruyan, korumanın esaslarını, usullerini belirleyen, yetkileri, sorumluları tayin eden ve bu konuda vatandaşımıza yol gösteren bir mekanizma ülkemizde yoktu. Bunun da sıkıntılarını çok çektik" dedi.

Bu alanı denetleyecek ve düzenleyecek bir kurumsal yapının da bugüne kadar olmadığını hatırlatan Bozdağ, tasarı ile buna ilişkin kurumsal yapının ihdas edildiğini ve ayrıca kişisel verilerin hukuka uygunluk hallerinin de düzenlendiğini anlattı.

Dışişleri Bakanlığının yabancı ülkelerden Türkiye vatandaşlarıyla ilgili istediği bilgiler ile o ülkenin vatandaşlarıyla ilgili bilgilerin paylaşımında sorunlar yaşandığını aktaran Bozdağ, yine Türk işadamlarının yurtdışında yaptığı yatırımlar ve yabancı işadamlarının Türkiye'deki yatırımları nedeniyle kişisel veri paylaşımına ihtiyaç duyulması halinde kanun olmaması nedeniyle veri paylaşımı yapılamadığını vurguladı.

Bu kanun tasarısının yola çıkış tarihinin 1989 olduğunu ifade eden Bozdağ, aradan 27 yıl geçtikten sonra bu tasarının Genel Kurul'un huzuruna getirildiğine işaret etti. Bozdağ, "Bu kanun, belki de bu çatı altında görüşülen kanunlar içerisinde en uzun süre konuşulan, tartışılan, istişaresi yapılan, sivil toplumla, AB ile, pek çok kesimle bir arayış, müzakere neticesinde ortaya çıkan bir kanun tasarısıdır" diye konuştu.

Tasarının, kamu ve özel sektörde kişisel verileri işleyenlerle ilgili kuralları ortaya koyduğunu dile getiren Bozdağ, tasarı ile kişisel verileri işleyen, aktaran gerçek ve tüzel kişilerin uyacakları usül ve esasların belirlendiği, bunların hangi kurallara tabi olarak ve hangi şartlara göre işleneceğinin ifade edildiğini anlattı.

Söz konusu tasarı ile kişisel verilerin işlenmesinin, AB çerçevesinde bir standarda kavuşturulduğunu bildiren Bozdağ, şöyle devam etti:

"Çok net olarak ifade ediyorum. Kişisel Verileri Koruma Kurumu veya Kişisel Verileri Koruma Kurulu, herhangi bir kişisel veri asla işlemeyecek. Kişisel verileri işleyecekler başkaları. Bu kurum ve kurul, bunun denetimiyle ilgili ve bu konuyla alakalı şikayet ve başvuruları denetlemek, ilke ve esasları belirlemekle ilgili bir koruma, denetim, düzenleme kurumu ve kuruludur. Ayrıca kişisel verilerin, Kişisel Verileri Koruma Kurulu nezdinde veya onların uygun göreceği yerde veya Kişisel Verileri Koruma Kurumunda bir havuzda toplanması diye bir şey de söz konusu değildir. Böyle bir havuz yoktur. Böyle bir havuzda toplanma, kesinlikle söz konusu değildir çünkü bu kurumun kanunda görevleri açıktır, bunların arasında böyle bir şey yok. Her kurum, her gerçek, her tüzel kişi, işlediği veriyi koruyacak, yasaların öngördüğü süre içerisinde saklayacak mekanizmaları kurmakla mükelleftir. Böylesi bir veri deposu, asla söz konusu değildir."

Tasarı ile kişisel veri sorumlusunun belirlendiğini aktaran Bozdağ, kişisel verileri işlenen kişileri aydınlatma yükümlülüğünün bu kişisel veri sorumlusunda olacağını söyledi.

Bozdağ, "Bu yasa, ilk defa vatandaşlarımıza yakasını tutacağı, hesabını soracağı, kapısını çalacağı bir kişisel veri sorumlusu getirmektedir. Bu kişisel veri sorumlusu, hesap verecek, vatandaşın sorduğu sorulara cevap verecek, vatandaşımızın taleplerini değerlendirecektir, son derece önemli bir görevi ifa etmektedir" ifadesini kullandı.

Kişisel verilerin ne kadar süre muhafaza edileceğinin kanunda yazmadığını aktaran Bozdağ, her veri için ayrı şeylerin söz konusu olabileceğini, bu nedenle söz konusu süreyi Kişisel Verileri Koruma Kurulunun tayin edeceğini belirtti.

Bu tasarı ile güçlü bir Kişisel Verileri Koruma Kurumu ve Kişisel Verileri Koruma Kurulunun kurulduğunu dile getiren Bozdağ, Kişisel Verileri Koruma Kurumunun idari ve mali özerkliğinin bulunacağını, önemli bir güce sahip olacağını, kurumun başkan ve üyelerinin bağımsız çalışacağını vurguladı.

Yasa tasarısında yer verilen istisnaların ise sınırlı sayıda olduğuna işaret eden Bozdağ, istisnalara tabi kuruluşlardan birinin de Milli İstihbarat Teşkilatı olduğunu ifade etti. Dünyanın hiçbir ülkesinde istihbarat teşkilatlarının kişisel veri işlemesi konusunda sınır konulmadığını anlatan Bozdağ, "Şimdi istihbarat teşkilatını düşünün veriye ulaşamıyor. Böyle bir istihbarat teşkilatı olabilir mi? Vazifesini yapabilir mi? Onun için bu bir zaruretten, ülkenin güvenliği için, hepimizin huzur ve güvenliği için istihbarat teşkilatımızın görevini rahat yapabilmesi için konulmuş istisnadır" dedi.

Bozdağ, gazetelerin özgürce faaliyette bulunması, üniversitelerin araştırma yapması, TÜİK ve benzeri anket yapan yerlerin anketlerini rahatlıkla yapabilmesi için de istisnalar getirildiğini dile getirdi.

Bozdağ, şunları söyledi:

"Bu yasa, bir fişleme yasası değildir. Bu yasa, fişlemelere son verme, fişlemenin panzehiri bir yasa. Kim derse ki bu yasaya 'Fişleme yasasıdır', insafsızlık yapar. Bu yasaya karşı haksızlık yapıyor, bu düzenlemeye haksızlık yapıyor. Fişlemelere son vermek, insanların kişisel verilerinin haksız, hukuksuz bir şekilde işlenmesini ortadan kaldırmak ve kişisel verilerin yasal düzeyde, Anayasa'da olduğu gibi korunmasını sağlamak için bir düzen kurulmaktadır."

- Orwell'in 1984 romanı üzerinden tartışma

CHP Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel ise "Bu kanun, George Orwell'in ünlü 1984 romanına rahmet okutacak bir kanundur. Orwell haklı çıktı. Tarihte 1984 romanı yayınlanmadan önce de sonra da pek çok kişi, pek çok iktidar Orwell'in tarif ettiğine benzer yönetimler kurmaya teşebbüs etti ama bildiğim kadarıyla bu konudaki hiçbir teşebbüs AKP iktidarı kadar yüksek performans sergilemedi" dedi.

CHP'li Yüksel'in konuşması sırasında bazı AK Parti milletvekillerinin kürsüye arkalarını dönerek koltuklarına oturdukları görüldü.

AK Parti Grup Başkanvekili Coşkun Çakır ise Orwell'in söz konusu romanı sosyalizme karşı kaleme aldığını ifade ederek "Bunu, sosyalist, sol olduğunu, solda yer aldığını iddia eden bir arkadaşımızın, bir vekilin anlatması ironik bir durum" değerlendirmesinde bulundu.

MHP Bursa Milletvekili Kadir Koçdemir de bu tür kanunların alelacele Meclis'ten geçirilmemesi gerektiğini dile getirdi. Bazı kamu kurumlarındaki verilerin, birilerinin eline geçtiğini savunan Koçdemir, "Bırakın kişisel verileri, biz devletin kamusal verilerini bile koruyamayan bir yönetim tarzıyla karşı karşıyayız" iddiasında bulundu.

Sonraki Haber