Kılıçdaroğlu'ndan Gara açıklaması: Fatura talimatı verene kesilmeli
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gara'da terör örgütü PKK tarafından 13 vatandaşımızın şehit edilmesiyle ilgili ''Bu başarısızlığın faturasını talimatı verene çıkarması lazım'' dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptığı ziyaret sonrası “Ziyaretimizin ana sebebi yeni anayasa konusu. CHP’nin yeni anayasa yapılacaksa içinde olması çok kıymetli ve değerlidir” dedi. Kılıçdaroğlu, Gara operasyonu hakkında “Sorumlu Erdoğan’dır” demesine gelen ağır ithamlar için “Ben kalkıp da ordumuzu mu, Genelkurmayı mı, silahlı kuvvetleri mi eleştireceğim? Onlar siyasetin emrindedir. Sorumlu siyasetçidir. Burada ciddi bir başarısızlık vardır. Dillendiren de Erdoğan’dır. Başarısızlığın faturasını talimatı çıkarana vermesi lazım. Ben beş soru sordum. Niye bu kadar alındılar bilmiyorum. Hala da cevabını almış değilim. Cevabını bekliyorum, hakarete gerek yok” dedi.
BBP Genel Başkanı Destici, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Kılıçdaroğlu ile Destici, ziyaretin ardından basın toplantısı düzenledi.
DESTİCİ: YENİ ANAYASA YAPILACAKSA, CHP’NİN OLMASI KIYMETLİ
Destici, şöyle konuştu:
“Ziyaretimizin ana sebebi yeni anayasa konusu. Sayın Cumhurbaşkanı’mız Türkiye’nin yeni anayasa yapma noktasında bir çağrıda bulundu. Biz bu çağrıyı olumlu ve samimi bulduğumuzu ifade ettik. Türkiye’nin 1980 darbecilerinin yaptığı anayasasından kurtulması gerektiğini ifade ettik. Bunu herkesin katılımıyla olması gerektiği noktasında hem Cumhurbaşkanı’nın hassasiyetini doğru buluyoruz hem fikir birliği içinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Türkiye pek çok kez anayasa yapmış ya da çalışmalarında bulunmuş ama maalesef Türkiye’yi uzun yıllar taşıyacak, milleti garanti altına alacak, toplumun her kesiminin ‘benim anayasam’ diyebileceği bir anayasa yapamamışız. Binde bir şans da olsa bunun denenmesinden yana olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Rahmetli Bülent Ecevit, 82 Anayasa’yı yapılırken, kendisi cezaevinde olmasına rağmen ‘anayasanın içinin demokratik olduğu kadar yapılış şeklinin de demokratik olması önemli’ demişti. Bizim de kırmızı çizgilerimiz var ama bu kırmızı çizgileri öne koymayı doğru bulmadığımı, önyargısız olmamız gerektiğini ve burada önemli olanın bir araya gelip konuşabilmek olduğunu ifade ediyorum. Meclis’te 360 referanduma, 400 kabul için sayı gerekiyor ama bu sayılara ulaşılsa dahi bunu milletimize götürmemiz gerektiğini ifade ediyorum. CHP, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk partisi, en eski ve köklü partisi ve CHP’nin yeni anayasa yapılacaksa içinde olması çok kıymetli ve değerlidir. Zaten yeni anayasa çalışmalarında önce herkes kendi çalışmasını hazırlar sonra uzlaşma komisyonu oluşturulur, burada ortak noktalardan hareketle kolaydan zora gidilir diye düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki günlerde siyasi partilerimizi ziyaretlerimiz devam edecek.”
KILIÇDAROĞLU: SARAYIN MEMURU MUHATABIM DEĞİL
Gara operasyonu hakkında “Sorumlu Erdoğan’dır” demesi üzerine açılan tazminat davası ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “PKK’yı aklamak” yorumu yapmasının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “Sarayın memurları benim muhatabım değil, ona cevap vermeyi doğru bulmuyorum” yanıtını verdi.
"SORUMLU SİYASETÇİDİR"
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti.
“Şehitler hepimizin şehidi. Bölücü terör örgütünü hep beraber kınamalıyız. Terör kimden nasıl gelirse gelsin, bütün yurttaşların ortak tavır takınmaları gerekir. Bölücü terör örgütüne karşı söylenmesi gereken her şey söylenmiştir CHP tarafından. Kullandığımız dil sarayın diline değil devletin diline uygun bir dildir. Milli Savunma Bakanlığı, ‘bölücü terör örgütü’ der. Aynı şeyi kullanıyoruz. Biz bir terör örgütünün reklamını yapmak zorunda değiliz. Bütün terör örgütlerine karşıyız. Türkiye’nin birliği ve bütünlüğünden yanayız. Sayın Erdoğan’ın beni eleştirmesi, onun açısından anlayışla karşılanır. Çünkü verilemeyecek hesabı var. Ben ne yaptım arkadaşlar? Soru sordum. Kimseye hakaret ettim mi, kötü söz söyledim mi? Sokaktaki vatandaşın sorulmasını istediği beş soruyu sordum. Başarısızlık var. Onu da ben söylemiyorum, Erdoğan söylüyor. Başarısız olduysanız, sorumlusu olması lazım. Kim bu işin sorumlusu’ diye sorduk. Erdoğan, Meksika’ya gidip konuşuyor, Amerika’da üç Müslüman öldürüldüğü zaman ‘siyasiler sorumludur’ diyor. Meksika’da ayrı Türkiye’de ayrı dil kullanamazsınız. Orada da siyasiler sorumluysa Türkiye’de siyasiler sorumludur. Ben kalkıp da ordumuzu mu, Genelkurmayı mı, silahlı kuvvetleri mi eleştireceğim? Onlar siyasetin emrindedir. Siyaset talimat vermiş, gereğini yapmışlardır. Sorumlu siyasetçidir. Erdoğan’ın kullandığı dili kullansaydım kim bilir ne olmuştu? 13 vatandaşımıza ‘esir’ diyor. Allah aşkına siz ne zamandan beri bir terör örgütünü meşru muhatap olarak görüyorsunuz. Terör örgütü mensupları bizim erlerimizi rehin alıyorlar. ‘Rehin’ lafını kullanmıyor, ‘esir’ lafını kullanıyor. Ben ‘esir’ deseydim, kim bilir neler olmuştu. Acaba Erdoğan’a destek verenler çıkıp ‘siz esir lafını kullanamazsınız’ dedi mi? Demedi. Çünkü onlar da saraydan talimat alıyorlar. Bunlar doğru değil. 17 Şubat Sayın Erdoğan açıklama yapıyor. ‘Bu operasyonun sorumlusu elbette cumhurbaşkanından bakanlarından tüm mensuplarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni beceriksizdir, başarısızdır’ diye suçlayan ikinci bir cumhurbaşkanı oldu mu? Ne demek ya? Sorumluluğu devlete atıyor. Devleti yöneten kim? Kemal Kılıçdaroğlu ise bu sorumluluğu alırım. ‘Ben görevimden ayrılıyorum.’ Kısır tartışmaların içine girmeye gerek yok. Burada ciddi bir başarısızlık vardır Dillendiren de Erdoğan’dır. Başarısızlığın faturasını talimatı çıkarana vermesi lazım. Rehineler kurtulmuyor. Siz bunu başarı diye yutturmaya çalışıyorsunuz. Ben beş soru sordum. Niye bu kadar alındılar bilmiyorum. Hala da cevabını almış değilim. Cevabını bekliyorum. Hakarete gerek yok. Ben kendi adıma sormuyorum. Bütün vatandaşlarımız, şehitlerimiz, gazilerimiz, şehit yakınlarımız için soruyorum.”
"CEVAP İSTİYORUM, HAKARET GELİYOR"
İki bakan bilgilendirmesinde ikna olup olmadığına ilişkin soru üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu beş sorunun yanıtını hala bekliyorum. Beş buçuk altı yıldır ne yaptınız? Ben bunları bilmiyorum. Bölücü terör örgütü elinde tutuyordu, ne yaptınız? Bize soruyorsa ne yaptınız, ben açıkladım. İstanbul seçimlerinde bölücü terör örgütü başından destek istediniz. Aynı kişiden niye 13 kişiyi serbest bırakın diye bir çağrı mektubuyla istemiyorsunuz? ‘Dostum Trump’ diyorsun. Papazı hemen bıraktın. ‘Sen de 13 arkadaşımızın iadesini sağla’ niye diyemedin? Bu işler daha önce oldu. Sivil toplum örgütü, uluslararası örgütler araya girdi, bu insanlar sağ geldi, niye aynı yolu denemedin? 13 evladımız şehit oldu, gel gör ki başarısız olduk. Sen başarısız olduk diyorsan sorumlusu olması lazım. Kim bu sorumlu. Sorularda hakaret yok. Suçlama yok. Ben bu soruların cevabını bilmek zorundayım. Cevabını istiyorum, hakaretler arka arkaya geliyor. Yağmur gibi… inandığım yoldan 16 şehidimizin hakkını ve hukukunu hayatımın son anına kadar savunacağım. Bu ülkede insanlar kolay yetişmiyor” yanıtı verdi.
DESTİCİ: HDP, KINAMAKTAN GERİ DURDU
Destici, “Öncelikle Gara şehitlerimizi anıyorum. Terörle mücadele hepimizin ortak meselesi ve bu meselede en önemli sorumluluğumuz bir ve beraber hareket edebilmektir. Asıl olan bu evlatlarımızı kaçıran ve kahpece kafalarına sıkan terör örgütüdür. Dolayısıyla asıl itham edilmesi gereken, kınanması gereken odur. Hala bütün bunlara rağmen PKK’nın alçak ve kahpe yüzünü gösteren bu üzüntülü hadisede bile Meclis’te gördük ki HDP açıkça kınamaktan geri durdu. Burada siyasi partilerimiz arasında güçlü bir mutabakatın sağlanması lazım. Siyasi gerilimlerin düşmesi lazım. Teröre karşı hepimizin ortak duruş sergilemesi lazım. Siyaset içindeyiz. Ağzımızdan sehven bazı kelimeler dökülebilir, bunların peşine düştüğümüz zaman, gün gelir bizim için de tersi kullanılabilir. Mesele vatanın savunulmasıysa daha hassas olmamız gerektiğini düşünüyorum. Teröre karşı ortak mücadeleyi nasıl verebiliriz bunu yapmamız lazım” dedi.
"HA KANDİL’DEKİ KARAYILAN HA MECLİS SIRALARINDA OTURAN KARAÇIYAN"
Gara operasyonu hakkında “Aklınızda soru işareti yok mu” sorusuna Destici, “Bazı sorular basın önünde sorulur, bazı sorular devletin ilgili kurumlarına kapalı şekilde sorulur. Terörle mücadele ediyorsunuz, iki bakanımız geldi, bilgilendirdiler. İki bakanımız PKK’nın uzantısı HDP’nin olduğu bir Meclis’te ne kadar bilgilendirecekler? Ha Kandil’deki Karayılan ha Meclis sıralarında oturan karaçıyan. Ha Duran kalkan ha Pervin Buldan. Hal böyle iken ne kadar bilgilendirecekler? Bu bilindiği için hem Sayın Genel Başkanı hem İYİ Parti’nin kıymetli Genel Başkanı’nı ziyaret ettiler, daha özel bilgileri paylaştılar. Biz meseleye devlet ciddiyeti ile yaklaşmamız gerektiğini biliyoruz. Sayın Genel Başkanı’nın devlet adamlığı, vatanseverliği konusunda bizim şüphemiz yok. Aynı şekilde bakıldığına inanıyoruz. Siyasi üslupta farklılıklar olabilir. Gerilimi artırmadan herkes düşüncesini dile getirebilir. Asıl meselemiz vatan, millet, ülkemizin bütünlüğü” karşılığını verdi.