Kılıçdaroğlu'ndan Canan Kaftancıoğlu açıklaması
CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun istifası hakkında açıklamalarda bulundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun istifası ile ilgili de ilk kez konuştu. Kılıçdaroğlu “Seçimlere kadar devam edecek, sonrasına bakarız" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayları Tunç Soyer'e yönelik eleştirilere ilişkin, "Babasının açtığı bir davadan ötürü hele hele aradan bu kadar yıl geçmiş oğlu kalkıp suçlayalım, bu nedir biliyor musunuz? Demokrasi kültürünün olmaması demektir, Ortaçağ zihniyetidir bu." dedi.
Kılıçdaroğlu, Fox Tv'nin canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Seçime iki ay kaldığını hatırlatan ve heyecanlı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Büyük kentlerde söz sahibi olacağız. Ankara'yı, İstanbul'u, Antalya'yı, Mersin'i, Bursa'yı, İzmir'i Allah'ın izni ile alacağız. Adaylarımız sahaya hakim çalışıyorlar." dedi.
Adaylar konusunda aldığı eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, her seçim dönemi bu eleştirileri yaşadıklarını söyledi.
Eleştirilerden haklılık payı verdikleri olduğunu da belirten Kılıçdaroğlu, oralarda düzeltme yaptıklarını bildirdi. "Aday belirlemede geç kalındı" eleştirilerine katılmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, daha önceki seçimlere nazaran daha çok adayı daha erken açıkladıklarını dile getirdi.
Son yapılan PM ve yaşanan tartışmalar hatırlatılarak, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun sosyal medya üzerinden istifa açıklamasının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, parti içindeki tartışmaları, partinin özel hayatı olarak gördüğünü ve kamuoyu önünde tartışmayı doğru bulmadığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Canan Hanım'ın bir duygusal nedenle böyle bir tweet attığını biliyorum, sonra da bu tweetten vazgeçtiğini biliyorum." dedi.
"Böyle bir hakkı var mı?" denmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Etmemeli. Kendisine söyledim. Halka şunu söyleyeyim; atılan tweettin doğru olmadığını ifade ettim zaten. Çünkü bir il başkanının duygusal nedenlerle tweet atması, sosyal medyada düşüncelerini paylaşmasının doğru olmadığını ifade ettim o da kabul etti tabii bunu." değerlendirmesini yaptı.
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine "Kaftancıoğlu'nun istifasını kendisinin istediği" bölümlere girmek istemediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Neden o bölümlere girmek istemem. Dediğim gibi bu bir partinin kendi iç sorunudur. Kendi iç sorunuyla ilgili alanı tartışmak istemem." diye konuştu.
"Canan Hanım seçime kadar devam edecek mi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Devam edecek, sonrasına bakarız." dedi.
İZMİR TARTIŞMASI
Bir soru üzerine, partisinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer ile ilgili değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, Soyer'in Seferihisar'da başarılı bir belediye başkanlığı yaptığını ve küçük bir beldeyi tüm Avrupa'ya tanıttığını söyledi.
Soyer'in yetenekli ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapacak kapasitede biri olduğunu ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Aziz Bey de başarılı bir belediye başkanlığı yaptı, hakkını yemek doğru değil, ama 'Artık yoruldum kenara çekiliyorum' demişti, dolayısıyla bu arkadaş geldi. Tunç Soyer'e yönelik eleştirilerin tamamı haksız eleştiriler. Bir belediye başkan adayının bu kadar haksız, hukuksuz, adaletsiz eleştiriye muhatap olmasının özünde yatan şu; bu kişi çok çok değerli, İzmir'de yüksek oy alacak, dolayısıyla bunu bugünden başlayarak yıpratmak için kampanya açtılar. İzmir halkı gerçekleri bilen, demokrasiyi özümsemiş, ruhuna indirgemiş bir halktır. İzmirliler Türkiye'nin yaşadığı süreçten rahatsızlar, hukuksuzluklardan rahatsızlar ama İzmir'de demokrasiyi hukuku yerleştirmek istiyorlar dolayısıyla Tunç Soyer'i bağırlarına basacaklardır."
Tunç Soyer'in babasıyla ilgili tartışmaların ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Babasından ötürü çocuklar niye yargılanır? Ya da çocuğundan ötürü baba niye yargılanır? Şimdi Erdoğan hemen hemen her ortamda 'Ben Müslüman'ım demiyor mu? Hemen hemen her ortamda inancı siyasete alet eden birisi değil mi? Böyle birisi. Bakın Sevgili Peygamberimizin Veda Hutbesi. Dünyanın en önemli insan hakları bildirgelerinden birisi olarak tanımlanıyor. Bakın ne diyor, 'Baba oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.' Eğer bir insan gerçek anlamda inançlı ise babadan ötürü oğlu, oğuldan ötürü babayı suçlamaz. Suç bireyseldir. Kaldı ki babasının hiçbir suçu yok ki. Babası bir kamu görevlisi. Davayı açmış, kişiler beraat eder, beraat etmez. Sayın Yaşar Okuyan bana geldi, dedi ki 'O davada ölümle yargılananlardan birisi benim ama gideceğim oyumu vereceğim.' Babasının açtığı bir davadan ötürü hele hele aradan bu kadar yıl geçmiş, oğlu kalkıp suçlayalım, bu nedir biliyor musunuz? Demokrasi kültürünün olmaması demektir, Ortaçağ zihniyetidir bu. Ortaçağ'da olur bunlar, biz 21. yüzyıldayız. Tunç Soyer orada belediye başkanlığı yapmış bu dönemle ilgili suçlama yapamıyorlar. Benim için de 7 göbek geriye gittiler. Yok kardeşim, ne yapalım. Tunç Soyer için de yok. Babası savcı, kararı veren savcı değil."
Bir kişinin "babasının yaptıklarından dolayı suçlanamayacağını ya da ödüllendirilemeyeceğini" belirten Kılıçdaroğlu, "Tunç Soyer çalışkan birisi. İzmir'i gayet iyi yönetecek, hep birlikte göreceğiz." diye konuştu.
Soyer'den İzmir'i en önemli kültür merkezi haline getirmesini istediğini aktaran Kılıçdaroğlu, İzmir'in ilçelerindeki adaylarla ilgili de değerlendirmede bulundu.
"İzmir'in ilçelerinde çok sayıda aday değişti, neden?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Değişim olmak zorundadır. Yeni insanların siyasete gelmesi, yol alması gerekiyor. Gençlere de siyasette yer açmamız gerekiyor." ifadesini kullandı.
"BİR ADAYI BELİRLEMEK KOLAY DEĞİL"
Belediye başkan adayı belirlenmesine yönelik bir soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, 3-4 ay önce milletvekillerini illerde görevlendirdiklerini ve o milletvekillerinin kendilerine raporlar gönderdiğini anlattı.
Ayrıca o bölgede yapılan anketleri ele aldıklarını ve örgütün görüşleri doğrultusunda aday belirlediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, adayların bu aşamalar sonucunda belirlendiğini söyledi.
İYİ Parti ile müzakereler, Saadet Partisi ile de dirsek temasları olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, bütün bu görüşmelerin de bu ilçelerdeki gecikmenin ana nedeni olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine İYİ Parti ile yapılan "iş birliği"nden memnun olduğunu bildirdi.
"Bir adayı belirlemek kolay değil. Bizim bütün aday adaylarımız, belediye başkanlarımız değerlidir." diyen Kılıçdaroğlu, "Aziz Kocaoğlu başarılı bir belediye başkanıydı hakkını yemeyelim. 400 kusur yıl hapisle yargılandı. 'Artık yoruldum' demişti, 'Yapmak istemiyorum' demişti, o sözü dolayısıyla Tunç Soyer'in ismi öne çıkmıştı. Artık geri dönmenin çok doğru olmadığını düşündük zaten o çerçevede bir tanımlama yaptık." değerlendirmesinde bulundu.
"İMAMOĞLU ÇALIŞKAN BİRİSİ"
Partisinin adaylarını PM'de, MYK'de tartışarak belirlediklerini aktaran Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Belediye Başkanlığı adaylığına ilişkin de açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, "Ekrem İmamoğlu çalışkan birisi, gerçekten hiçbir ayrım yapmıyor, kullandığı dil kapsayıcı bir dil. Gerçekten fakir fukaranın yanında olan biri. Çalışmalarını öteden beri izliyordum, göreceksiniz İstanbul'u alacak." dedi.
Ekrem İmamoğlu'nun siyasi duruşunu "halkçı" olarak niteleyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Ekrem İmamoğlu solda oturan birisidir, kaynakları halk için harcamak isteyen bir kişidir." diye konuştu.
“EKREM BEY'İN KENDİ BELDESİNE YAPTIĞI HİZMETLER VAR”
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adaylarının çok bilinen değil ama yeni bir yüz olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun ilçesinde verdiği hizmetleri herkesin bildiğini ve gördüğünü de söyledi. Kılıçdaroğlu, "Bütün İstanbul yani o yakanın büyük bir kısmı onun açtığı bir milyon metrekarenin üzerindeki parkta eğleniyor. Ekrem Bey'in kendi beldesine yaptığı hizmetler var. Binali Bey hangi hizmetleri yaptı?" diye konuştu.
TBMM Başkanı ve AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım'ın otoyollar, köprüler yaptığının belirtilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"O devletin yaptığı iş. Belediye ne yaptı? Belediyenin yaptığı işi soruyorum. Göreceksiniz İstanbul'un sorunlarını en iyi bilen ve bunlara en sağlıklı ve en tutarlı çözümleri getiren kişi İmamoğlu olacak. Çünkü yaşamış olayı. Belediyeyi nasıl ve hangi anlayışla yöneteceğini gayet iyi biliyor. Bir halk adamı. Kimseye kızmıyor, bağırmıyor, sempatik birisi ve derdini anlattığında rahatlıkla dinliyor. Daha da önemlisi herkesin değerlerine saygılı. Hiçbir ayrım yapmıyor vatandaşların arasında. Ama öbür taraf yapıyor."
Yıldırım'ın "Benim için Meclis Başkanlığı meselesi 18 Şubat tarihi itibarıyla tamamdır, orada görevimi tamamlamış olacağım." açıklamasını işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Binali Bey Meclis Başkanlığını kaybedecek büyük bir ihtimalle istifa ettikten sonra. İstifasını çok fazla tartışmadım. Neden? Bu konularda doğrudan siyasetçinin değil, sivil toplum örgütlerinin, vatandaşın duyarlılığının dışa yansıması lazım. O yansırsa daha etkili olur. Öbür türlü bir siyasi çekişme olacak. Sayın Binali Yıldırım'ın eğer istifa etmeden Meclisin makam arabasıyla gidip, seçim propagandası yapacaksa bundan en çok rahatsız olacak olan vatandaş, barolar, sivil toplum kuruluşları, sendikalar olmalıdır. 'Bu haksızlıktır, adaletsizliktir. Böyle bir şey olmamalıdır.' demelidir. Ama biz atlayıp, onların önünü kesersek, bu doğru değil."
"KADIN ARKADAŞLAR DA ERKEK ADAY ÖNERİYOR"
Kadın aday sayısının az olmasına yönelik eleştiri üzerine Kılıçdaroğlu, "Zaman zaman arkadaşlarıma da söylüyorum kadın aday istiyoruz. Kadın arkadaşlar da erkek aday öneriyor." dedi.
Binlerce adayı birebir tanıma şansları olmadığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Çoğuyla muhatap olamıyorsunuz zaten. Kim bilir? İl başkanı, oradaki milletvekili, belde halkı bilir. Anketlerde çıkar ve biz onlara göre bir değerlendirme yapmak zorundayız. Birden fazla parametrenin bir araya gelmesiyle biz aday belirliyoruz. Kadın aday ben de istiyorum. Elbette ki kadın aday olmalı. Yapacağız da zaten kadın aday ama yeterli değil." diye konuştu.
TAZMİNAT DAVALARI
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açtığı tazminat davalarına ilişkin bir soru üzerine, iktidar partisinin yanlış yapması halinde bunu en sert ifadelerle kamuoyuna sunmanın anayasal görevi olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Eleştirdiğim zaman yaptığım eleştiriler dolayısıyla tazminat davaları açıldı. Elbette açılabilir. Şimdi Man Adası dolayısıyla yüksek tazminatlar geldi. Man Adası'nda söylediğim her şey belgeye bağlı. Bankanın dekontuysa dekontu... Her şey belgeye bağlı. Üstelik bu Ankara Savcılığına da gitti. Savcılık da araştırdı, sordu, belgelerin doğru olduğunu o da kabul etti. Dava açıldı. Davanın düştüğü 3 mahkemenin başkanları davadan önce değiştirildi." açıklamasını yaptı.
"Niye değiştiriliyor?" sorusuna Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
"Dava açılıyor, görüşülecek. Oradaki hakim değiştiriliyor görüşmeye başlamadan. AK Parti militanı hakim getiriliyor. Cumhuriyet tarihinde örneği olmayan yüksek miktarlarda tazminata mahkum ediliyor. Avukat, 'Delilleri topla' diyor. Delilleri toplamaya gerek bile duymuyor. Tabii bu birinci derece daha sonra diğer mahkemelere de gidecek. Ben bunları AİHM'ye kadar götüreceğim. Benim hakkımda açılan tazminat davalarından son kertede kaybettiğim bir dava var. O da zamanında Anayasa Mahkemesine başvurmadığım gerekçesiyle. Biz o gerekçeyi de haklı bulmadık ve onu AİHM'ye taşıdık. Davaların tamamında haklıyım."
AK Parti'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki'nin kendi aleyhine açtığı davaların tamamını Yargıtay aşamasında kazandığını belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi alt mahkemede, gene aleyhime sonuçlanabilir. Alt mahkemelerin verdiği kararları biz gayet iyi biliyoruz. Hangi baskılarla karşı karşıya geldiklerini, hakimlerin nasıl değiştirildiğini de gayet iyi biliyorum. Oradaki hakimlere ben hakim demiyorum zaten. Hakim vicdanıyla, hukukun üstünlüğüne göre karar verir. Sen bir bankanın dekontuna, bir swift kaydına nasıl yok dersin? Ne demek paralar gitmemiş?"
Yüksek tazminatlar dolayısıyla evini sattığını ve bu para tazminatı karşılamadığı için 200 bin lira civarında bir borç alarak tazminatı ödediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Ama davaları kazanacağım ben." dedi.
"O paraları geri alırsınız." ifadesine Kılıçdaroğlu, "Elbette geri alacağız." karşılığını verdi.
CHP milletvekillerinin tazminatları ödemeye yönelik oluşturduğu fona değinen Kılıçdaroğlu, fona katkıda bulunmak isteyen çok sayıda vatandaş olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Mektupların içerisine para koyup gönderen vatandaşlar vardı. Sağ olsunlar. Biz vatandaşlardan para istemedik. Ama bir fon kurduk ve adı Demokrasi Fonu. Özgürce konuşacağız, düşüncelerimizi aktaracağız. Yüksek para cezaları vererek susturmaya çalışıyorlar. Daha önce de söyledim, feriştahın gelse beni susturamaz. 81 milyonun uğradığı haksızlığı, hukuksuzluğu dile getirmek zorundayım. Aksi halde benim vicdanım rahat etmez." dedi.
"HER ADAYIMIZ GÜÇLÜ"
"Şişli'de Mustafa Sarıgül'ün karşısında kiminle yarışacaksınız?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, bunu söylemenin doğru olmayacağını, son kararı Parti Meclisinin (PM) vereceğini söyledi. "Yarın PM'ye götüreceğiz, orada adayımızı belirleyeceğiz." diye konuştu.
"Güçlü bir isimle mi çıkacaksınız?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Her adayımız güçlü, iddialı, bilinen, sevilen. Bunların hepsine saygı duyuyoruz." karşılığını verdi.