Kılıçdaroğlu'ndan AK Parti'ye: 2 trilyon dolar nereye gitti ?

CHP lideri Kılıçdaroğlu, 79 yılda görev yapan hükümetlerin 713 milyar dolar haracağını, 14 yıllık AK Parti hükümetinin 2 trilyon 94 milyar dolar harcadığını belirterek ''2 trilyon dolar nereye gitti ?'' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin göreve gelmesi halinde ilk iş olarak YÖK'ü kaldıracaklarını ve 2 yıl içerisinde yurt sorununu çözeceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, 79 yılda görev yapan bütün Cumhuriyet hükümetlerinin toplam 713 milyar dolar harcadığını, AK Parti hükümetinin ise 14 yılda 2 trilyon 94 milyar dolar harcadığını belirtip "2 trilyon dolar nereye gitti?" diye sordu.

Adana'da bir otelde düzenlenen toplantıda çiftçi, sulama birlikleri, esnaf ve meslek odaları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya gelen Kemal Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada YÖK'ü kaldıracaklarını belirtti. Kılıçdaroğlu, "Sayın Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanı olduğu parlamentoda millet ittifakının çoğunluğu olduğu bir iktidarda YÖK belasını kaldıracağız" dedi.

Öğrencilere vaatlerde bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, "Üniversitede söz sahibi olacaklar. 18 yaşında milletvekili olabiliyor. Bunların kimisi vali, kaymakam olacak. Hayatın her alanında görev yapacak. Niye yönetmesin, yönetimde niye söz sahibi olmasın bizim gençlerimiz? 2 yıl içerisinde yurt sorununu çözeceğiz. Ayrıca hiçbir gencimize niye böyle düşünüyorsun demeyeceğiz. Gençler özgürce tartışacaklar. Şiddet olmamak kaydıyla her türlü düşünceye saygı göstereceğiz. Gençler rahatlıkla düşünecekler. İşsizlik temel bir sorun. Türkiye'nin en temel sorunlarından biri. Çözümü buldular. 16 yılın sonunda milyonlarca işsizimiz var, kıraathane yapacaklar. Niçin kıraathane yapacaklar? Orada gidip kahvede oyun oynasınlar? İşsizlikle mücadele, kıraathane açmakla olmaz. İşsizlikle mücadele, üretimle olur. Fabrikada, tarlada üreteceksin, üniversitede bilgi üreteceksin. Hayatın her tarafında üreteceksin ki işsizlikle mücadele edesin. 'Kıraathane kuracağım' demek, işsizlikle mücadelede havlu atmak demektir. Artık bu işi çözemiyorum demektir. Gençlerin bunu bilmesi ve sandığa giderken bunu düşünerek oy kullanması lazım. Türkiye'nin geleceğinden biz sorumluyuz, gençlerimiz de sorumlu" diye konuştu.

'ESNAF BAKANLIĞI KURACAĞIZ'
Esnaf ve emeklilerin sorunlarına da değinen Kemal Kılıçdaroğlu, Esnaf Bakanlığı kuracaklarını belirterek, "Esnaf, emekli olduğunda hiçbir şey alamaz. İşini kapatıp veya iflas etti, işi kapandı, alacak bir kıdem tazminatı bile yoktur. Yanında çalıştığı işçinin hakkı var ama, Bağkur çalışanının, yani esnafın kıdem tazminatı hakkı yoktur. Sizin gelecek güvencenizin olması lazım. Memurun gelecek güvencesi var. İşçinin de bir şekilde var ama, Bağkur çalışanının bu bağlamda hakkı yoktur. Bildirgemizde var. Esnaf Bakanlığı kuracağız. Esnaf bir bakanlıkla muhatap olacak ve o bakanlığın temel görevi esnafın sorunlarını çözmek. Mevcut hükümet şöyle bakıyor, esnaflar ölüyor, AVM'ler var, esnafa gerek yok. Esnafın sorunlarıyla ilgilenmeyelim zaten, istifa edip gidecekler, ama şu gerçeği unutuyorlar. Hangi gelişmiş ülke olursa olsun, ister Amerika, ister Japonya. Dünyanın her tarafında esnaf var ve esnaflar desteklenir. Bizim esnafın desteklenmesini öngören en temel hukuki metin anayasada yer alır. 'Devlet esnaf ve sanatkarları koruyacak tedbirleri alır' der. Hangi tedbir alındı? Dükkan kapatan, iflas eden binlerce esnaf biliyorum" dedi. 

'65 YAŞINDA EMEKLİ EDECEKSİN, 840 LİRA MAAŞ VERECEKSİN'
Kanaatkar olmanın, kendi sonunu getiren partiye oy vermek anlamına gelmediğini kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, "Kira stopajını kaldıracağız. Her kesimin sorunlarını bire bir biliyoruz. Nasıl çözüleceğini de biliyoruz. Akılla, mantıkla çözeceğiz, bilgiyle çözeceğiz. Hamaset ve kavgayla, gerilimle değil. Diyelim ki Bağkur'lu kardeşim bakkal dükkanı var. Yaşı doldu, emekli olacak. Dilekçeyi verdi, 'ben emekli olmak istiyorum' dedi. Pazartesi günü gidip, emeklilik dilekçesini verip emekli olduğunda en düşük prim ödedi, emekli olmak istediğinde 840 lira emekli aylığı alacak. 1 ekim 2008 öncesinde dilekçe verseydi 1800 TL aylık bağlanacaktı. Esnaf bu gerçeği dilekçe verip aylık bağlanınca fark ediyor. Sonra gidip 2008'den önce emekli olana soruyor, kaç lira alıyorsun, 1800 lira. Aradan geçti 10 yıl, sen kaç lira alıyorsun? 840 lira. 9 yıl prim ödüyorsunuz 65 yaşında emekli oluyorsunuz 840 TL. Vicdanınız bunu kabul ediyorsa bir şey söylemeyeceğim. Ama böyle bir haksızlık olmasın diyorsanız, 24 Haziran'da sandığa gidip, elinizi vicdanınıza koyup, oy kullanıyorsunuz. 'Sen benim hakkımı yiyorsan, kusura bakma benden sana oy yok' demeniz lazım. İşin özü budur. 65 yaşında emekli ediyorsun, 840 lira para vereceksin. Ben bu parayla nasıl geçineceğim" diye konuştu.

'ÇİFTÇİNİN GERÇEĞİ GÖRMESİ LAZIM'
Çeşitli ürünlerin ithal edilmesine tepki gösteren, Türkiye'de tarım alanında sağlıklı bir planlamanın olmadığını belirten Kemal  Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hollanda, Konya'dan küçük. Hollanda'nın yıllık tarım ürünü ihracatı 180 milyar dolar. Lalenin kaynağı burası, Osmanlı döneminde lale gönderdik, şimdi onlardan lale tohumu alıyoruz. 17 milyar dolar Türkiye'nin tarım ihracatı. Onlarda çiftçinin yüzü güler, bizde 'ektik biçtik, kaça satacağız' onun derdinde. Çiftçi kardeşlerim iyi duysunlar Türk tarımı üzerinde egemen güçlerin büyük oyunu var. Nasıl bir oyun? Şu, Türkiye tarımdan çekilsin istiyorlar. Türkiye'nin ekmesine gerek yok, biz size daha ucuza vereceğiz diyorlar. Hayvancılığa gerek yok, daha ucuza vereceğiz diyorlar. Sanki Türkiye'de hiç toprak kalmadı, çiftçi kalmadı Sudan'dan getirip binlerce dönüm arazi kiraladılar. Orada ürünü ekecekler, Türkiye'ye daha ucuza getirecekler kargolayıp. Türkiye'de yer mi kalmadı? Bir hükümet, kendi çiftçisiyle rekabet edebilir mi? Orada işçilik ve tarla ucuzmuş, kira ödemişler, daha ucuza mal edeceklermiş. Sudan'dan Türkiye'ye getirip piyasada daha ucuza satacaklar. Bizim çiftçi, ikinci sınıf. Çiftçinin gerçeği görmesi lazım. Senin çıkarlarını düşünmeyen partiye oy vermemen lazım. Seracılıkta fide kullanıyorsunuz. Tohum vermiyor. Nereden geliyor bunlar? İsrail'den geliyor. Tohumculuk bitti. Aşama aşama çekiliyor tarımdan. Bundan 30, 40 yıl önce biz dışarıdan saman mı alıyorduk, et mi alıyorduk. Ne oldu da hem Türkiye büyüdü diyorsun, hem tarım iflas ediyor. Bütün çiftçi kardeşlerim ayın 24'ünde sandığa giderken ellerini vicdanına koyup oraya gitmeleri lazım. Tarım teknoloji liseleri kurmak zorundayız. İlk kez biz seslendiriyoruz. Tarımı desteklemeyen hiçbir ülke yoktur, her ülke destekler. Dünyanın en pahalı ilacını siz kullanıyorsunuz. Dünyanın en pahalı mazotunu bizim çiftçimiz kullanıyor. Dünyanın en pahalı elektriğini siz kullanıyorsunuz. Gübre öyle, ilaç öyle. Dolar yükseliyor, aldığınız tüm girdiler yükseliyor, çünkü dışarıdan geliyor. Türkiye'de kullanılan yemin yüzde 50'si dışarıdan geliyor. Biz üretemiyor muyuz? Eğer Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin tarım bakanı Fransa'ya gittiğinde Fransa hükümeti tarafından Fransa tarımına yaptığı katkılar nedeniyle şövalye nişanı alıyorsa, oturup düşünmesi lazım. Bu ülkenin tarımının, çiftçisinin Türk tarımına yaptığı katkı için değil, Fransa tarımına yaptığı katkı için alıyor."

Türkiye’nin en yüksek faizle borçlanan ülke olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Emekli maaşı bin 500 liranın altında olmayacak dediğimiz zaman parayı nereden bulacaksınız diyorlardı. Dışarıya 151 milyar 34 milyon dolar, içeriye ise 687 milyar lira faiz ödüyoruz. Esnafa, çiftçiye, emekliye gelince parayı nereden bulacaksın diye soruyorlar. Bize emir verenlerin emirlerini yırtıp çöp sepetine atacağız. 1953-2002 yılları arasındaki bütün hükümetlerin harcadığı para; 713 milyar dolar. Son 14 yılda devletin harcadığı para ise 2 trilyon 94 milyar dolar. En hayati soru da ‘2 trilyon dolar nereye gitti?’ Çiftçinin sorması gereken esnafın sorması gereken soru bu. Siyasetçinin asıl görevi topladığı her kuruş verginin hesabını millete vermektir. Siyaset yolsuzluk yapma, vatandaşı perişan etme aracı değildir. Sandığa gideceksiniz, elinizi vicdanınıza koyacaksınız oyu öyle kullanacaksınız."

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından basına kapalı olarak toplantıya katılanların sorunlarını dinledi.

Sonraki Haber