Kılıçdaroğlu'dan, TBMM'de çok sert açıklamalar

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şu sıralarda Meclis'te konuşma yapıyor. Kılıçdaroğlu açıklamalarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çok sert eleştirilerle yüklendi.

TBMM Genel Kurulu, 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmeler için TBMM Başkanı İsmail Kahraman başkanlığında toplandı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Yunanistan'da yaşanan Lozan tartışmasına ilişkin ''Sayın Cumhurbaşkanı Yunanistan'a gitti dostluk ilişkilerinin gelişmesinde yarar vardır. Orada Lozan tartışma konusu yapıldı. Lozan'ı tartışmaya açmak için önce üniversite diplomanı bana göster. Benim sınırlarımı gidersin nasıl başka bir ülkede tartışma malzemesi yaparsın? Orada niye işgal altındaki 18 adadan söz etmedin?'' dedi.

Kılıçdaroğlu, ayrıca Rıza Sarraf'ın tanık olduğu ABD'deki Hakan Atilla davasına ilişkin ''Amerika'da görülen davadan rahatsızım. Türkiye'de işlenen bir olayı kirliliği Amerika'da temizlenmemeli bizler temizlemeliyiz. Binali Beye çağrımdır gel kardeşim bu dosyayı yeniden açalım'' dedi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinde İsrail’in başkenti bölümü boş. Bir dipnot var yazamamışsınız oraya “İsrail’in başkenti Tel Aviv’dir” diye.

O başkentin adı Tel Aviv’dir. Türkiye’nin saygınlığını 20 milyon dolara satan bir anlaşma geldi buraya.

Anlaşmada ne yazıyor biliyor musunuz Ankara ve Kudüs yazıyor. Sizler o anlaşmaya hangi gerekçeyle 'evet' dediniz.

Filistin olayı bu milletini onurudur. Kudüs hepimizin üzerine titrememiz gereken bir şehirdir. Orası birilerine asla ve asla terk edilemez. Bunu gayet açık ve net CHP grubu adına söylüyoruz.

"LOZAN'I KONUŞUYORSUN, 18 ADAYA SUSUYORSUN"

Yunanistan’a gidip Lozan’ı konuşuyorsun, işgal altındaki 18 adaya susuyorsun. İlk kez bu hükümetler döneminde Türkiye toprak kaybetmiştir. Tıpkı Süleymanşah Türbesi'ndeki gibi.

Bize de diyorlar ki neden eleştiriyorsunuz, Erdoğan’ı ne yapalım. 18 ada işgal edilecek biz de susacağız öyle mi?

Devlet ve hükümet ayrıdır. Devlet bakidir. Hükümet gelir devleti yönetir. Sonra seçim olur kazanırsa tekrar yönetir. Eğer bir kişi ben devletim diye ortaya çıkıyorsa onun adı siyaset kitaplarında diktatörlüktür. O nedenle devlet hükümet ayırmamız lazım.

İLGEZDİ TEPKİSİ

Devleti adaletle yönettiğiniz zaman bir sorun olmaz. Elbette denetlenecek. Denetlenmesi gereken kurumlardan birisi de yerel yönetimlerdir. Elbette denetlenecek.

Neden itiraz ettik bazı şeylere? Denetimde adaletli davranmıyorsunuz dedik. Bizim belediyelere her gün denetim elemanı gönderiyorsunuz diğerlerine göndermiyorsunuz dedik.

Daha önce havuz medyasında Ataşehir’le ilgili haberler çıktı. Ben de belediye başkanına açıp sordum “doğru değil” dedi. 'O zaman gidip suç duyurusunda bulunacaksın kendin için' dedim. Gitti kendi hakkında suç duyurusunda bulundu. Araştırma yapıldı hiçbir şey çıkmadı. Karar kesinleşti.

Havuz medyasının Buz Rezidans diye takdim ettiği yerle ilgili de iddia oldu. İncelendi. Soruşturma açılmasına gerek yoktur diye devletin denetim elemanı karar verdi.

Bakan da diyor soruşturmaya gerek yok diye. AKP’nin üyeleri Ataşehir’deki bu karara itiraz ediyor. Danıştay’a gidiyor. Danıştay da 'soruşturmaya gerek yoktur' diyor. Mahkemeye gidiyor yine aynı karar çıkıyor.

Şimdi siz kalkıp belediye başkanını açığa alıyorsunuz. Bunları görmeseydim ben de sizler gibi 'ne oluyor' derdim.

"O BELEDİYE BAŞKANINI YAŞATMAM"

Açık ve net söylüyorum bir belediye başkanını ağzından tek bir haram lokma girerse o belediye başkanını yaşatmam.

Benimle ilgili iddia ediyorlar… Kızlarımın evleri varmış… Benim, ailem, torunum, damadım hatta dünürüm. Hepsi için araştırma önergesi verin.
Hepsi araştırılsın…

Hiçbir tereddüdüm yok. Beş kuruş bulursanız gelip buradan özür dileyeceğiz. Ama ben Ankara’daki beylere soruyorum benim gösterdiğim cesareti gösterebilir misiniz? Kimse zalimin emrinde emir kulu yapmasın Allah. Zalimin emrinde en çok emir kulluğu yapanlar da döneklerdir.

"BU ŞARLATANA DEVLETİN SIRLARINI KİM VERDİ?"

Rıza Zarrab denilen bir sahtekar geldi rüşveti başlattı. O dönem en sert eleştirileri ben yaptım. Bana en çok dava açan kişilerden biri Zarrab’tır. Zarrab denen sahtekar rüşvetçi dönemin 3 bakanı ve banka genel müdürünü parayla satın almıştı.

A HABER'E ÇOK SERT YANIT

Ahlakımız adalet duygumuz varsa Binali Yıldırım’a açık ve net çağrı yapıyorum ge bu dosyayı yeniden açalım. Zarrab’ın dosyaları kapatıldı havuz medyasına çıkarıldı arkasına bu milletin namusu olan bayrak fon olarak kullanıldı A Haber’de.

Sizin boynunuza ne takacağımı ben çok iyi biliyorum dedim. “Bizi asacak mısın” diye ayaklandılar. “Ben sizi rezil edeceğim” dedim.

Onların patronlarına da geleceğim. Rahat uyuyamayacaklar. Sen kalkacaksın bir sahtekarın arkasına Türkiye’nin bayrağını fon olarak kullanacaksın. Bayrak sevgisi hepimizin ortak sevgisidir.

Başka bir şey daha yaptılar. Rıza Zarrab’a şeref madalyası takmalıydık diye tweet attılar. O sahtekar kanala A Haber’e söylüyorum. Şeref madalyası mı takacaksın. Ben senin boynuna ihanet madalyası takacağım.

MİT'İN KAPISINA ANAHTAR VURALIM

MİT dönemin başbakanı Erdoğan’ın önüne 3 sayfalık bilgi notu koydu. “Bu adam tehlikeli” diye… Eğer MİT bu notu koymadım diyorsa MİT’in kapısına bir anahtar vuralım kapatalım.

MİT “rapor vermedik” diyor. Ben de biliyorum rapor olmadığını. MİT’in verdiği bilgilendirme notudur. Bu şarlatana devletin sırlarını kim verdi? MİT’in devreye girmesi lazım.

"RÜŞVETE FAİZ ÖDÜYORUZ"

Dünyada rüşvete faiz ödeyen tek ülke biziz. Türkiye’nin bu ayıptan kurtulması lazım. O ayakkabı kutusunu verdik üzerine bir de faiz verdik. Üzerine bir de şeref madalyası taksaydık.

Bu adamı bir de Ziraat Bankası yönetimine seçtik. Aklımızı mı yedik ben anlamıyorum. Bizim hep birlikte sahtekarlardan, namussuzlardan hesap sormamız lazım. Hesap sormak bu parlamentonun namusudur. Eğer buna varsanız grubumuz hazırdır.

 
Bütün bunlar olurken Sayın Erdoğan’ın ağzından Reza Zarrab aleyhine çıkmış tek cümle yoktur. Neden? Bu şarlatanı bu rüşvetçi hangi, gerekçeyle özel korumaya alındı. Ben merak ediyorum, halen hayırsever iş adamı olarak mı görülüyor? 

"11 YILDIR VERGİ CENNETLERİ BELİRLENEMİYOR"

Faizleri önümüzdeki günlerde yükseltecekler. Hep birlikte göreceğiz. 11 yıldır vergi cennetleri Bakanlar Kurulu’nda. Bu vergi cennetlerinden para gelirse yüzde 30 vergi alınması kararlaştırılmıştı.

Ama 11 yıldır bu vergi cennetleri belirlenmiyor. Neden? Bu Man’cılar yüzünden belirlenmiyor. Bu parlamento karar aldı iradesini ortaya koydu. Bunun belirlenmesi lazım.

Masak’a gidin en geç 15 dakika içinde size listesini verir. Ama siz bunu çıkartmazsınız. Sarayın ipoteği altına alınmıştır çünkü. Elin oğlu vergi verecek. Man’cılar vermeyecek.

Elinde viski ayağında en pahalı şort liman liman yatıyla gezecek ona mazotu vergisiz vereceksiniz. Çiftçi traktörüne binecek ondan vergi alacaksın. Sonra da Kılıçdaroğlu konuşmasın…

Bu bütçe vatandaşın değil bu bütçe Man’cıların ve faizcilerin bütçesidir. Bu bütçe, bir avuç faizcinin tefecinin bütçesidir. “Faizi arttır artırmazsan doları çekeriz” diye teslim almışlar. Neyi teslim almışlar ciğerlerini teslim almışlar. Kurtarın Türkiye’yi bunların elinden her türlü desteği vereceğiz.

Sonraki Haber