Kılıçdaroğlu'ndan yüksek yargıya eleştiri yağmuru
CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte ziyaretlere katılan yargı başkanlarına sert eleştirilerde bulundu.
İşte açıklamalarından satır başları:
Hiç kimsenin şunu unutmaması lazım. 2002'de sıfır terörle devraldılar! Kim Nusaybin'e silahlar yığdırdı, kim gözyumdurdu. Kim valilere talimat verdirdi. Bunun hesabını hepimiz sormak zorundayız. Kim terör örgütlerine yardım ve yataklık yapıyorsa her şehidin kanı onların elindedir, kanındadır. Suç duyurusunda bulunduk! Vicdanlı bir savcı arıyorum. Elin yanmaz savcı yeter ki vicdanın yanmasın. Dün açıklama yapıyor FETÖ terör örgütü diye. Bunu da hükümte gönderiyoruz diye. Hakim ve savcılar bu dosyalar önünüze gelirse Erdoğan'ı davet edeceksiniz! Siz ne istediniz de vermedik diyen Erdoğan'a sorun bundan büyük yardım ve yataklık mı olur! Nasıl bir terör örgütü ki devleti bile teslim ettin! Bunu ve yandaşlarını mahkemeye çağıracaklar biz de bu mahkemede taraf olacağız.
Bakın seçim yok oy da yok ama biz sanki seçimdeymişiz gibi çalışıyoruz. Bir önceki hafta Rize'ye gittik, çay üreticilerinin dertlerini dinledik! Geçen hafta Ordu'da fıntık üreticileriyle görüştük. Dünyanın bir numaralı fındık üreticisiyiz ama fındık üreticileri perişan. Tüm para aracılara gidiyor. Kimse kazanmasa bile üretici kazanmalı. Üretimde, fındığı tüketim maddesi olarak kullanan çikolata üreticileri de teşvik edilmeli. Hedefimiz özel bir teşvikiği çikolata ve şeker üreticilerine de getirmek.
Fındık şu anda giderek yabancıların tekeline bırakılıyor. Türkiye'nin önemli bir adım atarak bunu önlemesi gerekiyor. Onlar batıracak ama biz yücelteceğiz FİSKOBİRLİK'i. Biz 14 yıl istemiyoruz. 4 yıl verin biz Türkiye'yi Avrupa'nın bölgenin lideri yapacağız.
KILIÇDAROĞLU'NDAN GEZİ AÇIKLAMASI
Ve Gezi'nin 3. yıldönümü. İstanbul'da yerel yönetimler fuarımız vardı. Kadıköy'de miting yapacaktık. Taksim'e çıkan binlerce çocuğumuz bize dediler ki o mitingi yapmayın bize Taksim'i açın dediler. Ben de mitingi iptal ettim ve kimse eline CHP bayrağı almadan Taksim'e gidecek dedim. Bunu yaptık. Ben Taksim meydanında zekasını aklını sesini bilgisini kullanan bütün gençlere şükran duyuyorum. Onlar kimsenin vermediği dersi verdiler ve bir diktatöre diz çöktürdüler! Olay 2 ağaç değil binlerce ağaç!
2 BÜYÜK YALAN SÖYLEDİLER
Hiç merak etmeyin yeri geldiğinde direnme hakkımızı da kullanacağız. İki büyük yalan söylediler. Birincisi camide içki içtiler yalanıydı. Kim söylüyor bunu dönemin diktatörü söylüyor. Cuma günü göstereceğim bunları diyor. Araştırdılar taradılar herkesi seferber ettiler, görüntü yok! İçki, içki de yok! Bir ibadet yeri üzerinden gençlere seslendiler. İmam'ı yakaladılar imam dedi ki 'Vallahi de billahi de içmediler'. Sen misin yalan söylemeyen onu da sürdüler. Gençlerin eylemini bitirmek için toplumun en hassas noktasından saldırdılar. 35-40 kişi pusette çocuğunu tutan kadına saldırıyor ve herkes seyrediyor. Böyle bir şey olabilir mi? Adam mı öldürdüler? Güçlü mizah duygusunu bütün dünyaya yaydılar. Farklılık zenginliğimizdir diye niye bakmadınız.
İstanbul'u, İstanbul'un ağaçlarını kutladılar. Bunlar kalkmış Fetih kutlaması yapıyor. Tek bir kare Fatih Sultan Mehmet fotoğrafı yok. Haliç'in sırtında koyun bile otlatmazdı! Fatih çağ açıp çağ kapattı! Bütün dünyanın en önemli liderlerindedir. Gemileri karadan yürütenlerle yürüttükleri malları gemilerle götürenler aynı insanlar değillerdir.
Bugün parlamentoda bir kanun görüşülecek. Enerji ile ilgili elektrikle ilgili. 1 kilovatsaat elektrik faturaya 41 lira 17 kuruş olarak yansıyor. 52 TL'lik bir elektrik faturasının toplamı 105 TL'dir. Namuslu vatandaş saati doğru gidip fatura ödüyor. Devlet diyor ki dürüst adamda bunu tahsil edeceğim. Birisi kaçırmışsa gider yakalarsın ama namuslu adama bunu niye kesiyorsun! Olay yargıtaya kadar gitti yargıtay da hayır vatandaşatan kayıp kaçak bedelini alamazsın dedi. Şimdi kanunla alacaklar. Her evden küçük küçük alacaklar bu parayı! Kaçak elektriğin bedelini namuslu vatandaşlardan almanın nedeni nedir? Bugün görüşülecek. Arkadaşlarıma söyledim aynı sertlikte Meclis'te muhalefet edeceksiniz! Nereye döndük biliyor musunuz taa antik çağlara! Bütün anneler size sesleniyorum, elektriği siz kullanıyorsunuz! Ama size sözüm söz, bu kanunu Anayasa Mahkemesi'ne kadar götüreceğiz.
Bir hükümet darbesi yapıldı saray darbesiyle yeni bir hükümet kuruldu. Hükümet programı açıldıktan sonra Davutoğlu'nun gidiş şifrelerini öğrenmeye çalıştık. Bulduk. 5 tane temel şifre var.
1-Davutoğlu çıktı dedi ki artık şeffaflık yasası getireceğiz. Aman dedik, teşekkür ederiz dedik, çıkarırsan gelip kutlayacağız. Saray'dan gelen zat mal bildiriminin il ve ilçe bazına indirirseniz bu görevi yapacak adam bulamazsınız dedi. Yolsuzluğu bu kadar açıkça ifade eden başka açıklama yok! Yani hep beraber malı götürüyoruz. Doğru diyorsun namuslu adam bulamazsın. Kamu ihalelerindeki yolsuzluğu kaldıracağım dedi ama elinden dilekçeleri aldılar.
2- Davutoğlu çıktı ve 'Halk bize anayasa değişikliği için yetki vermedi' dedi. Bu sistemi çalıştırmaya çalışacağız dedi. Gel buraya gel dediler, eline verdiler dilekçeyi!
3- Düşünce özgürlüğü konusunda şunu söylüyordu: Ben düşünce özgürlüğünden yanayım. tutuklu yarglamaya karşıyım dedi. Doğru biz de kabul ediyoruz. Akademisyenlerin bildirisinden sonra söyledi. Abisi dedi ki bu akademisyenlerin tutuklanması lazım dedi. 4'ünü yakaladılar hapse koydular. Sen misin bunu söyleyen dediler elindeki dilekçeyi aldılar.
4- Davutoğlu Başbakan olarak gelen hediyeleri devletin envanterine kaydetti. Erdoğan, sen misin hediyeleri devletin arşivine kaydeden. Ben Başbakan olarak 250 bin dolarlık parayı aldım Kaddafi'den ve bir yere kaydettirmedim yarın bunun hesabını sormazlar mı? Kaddafi'den aldığın 250 bin doları ne yaptın çık açıkla! Eşinin kurduğu bir vakıf var. TOGEMDER galiba. Rıza Zarrab Amerika'da bir dilekçe verdi. Ben hayırseverim diyor. O kadar hayırsever ki 7 trilyon para bağışlamış.
5. Şifre ise örtülü ödenek! Bu para Başbakanın namusuna teslim edilen paradır. Davutoğlu geldi örtülü ödeneğin başından aldı eski öğrencisini görevin başına getirdi. Abisi ne yaptı geldi o adamı görevden aldı!
Yargıtay, Sayıştay ve Danıştay başkanları Erdoğan'ın davetiyle çay içmeye gittiler. Erdoğan'ın tabiriyle, 'Rize'de çay tahlil etmeye' gittiler. Sonra da Kırşehir'e gittiler. Neden dedik? Protokol dediler. Sizin ne işiniz var orada? Bunnlar gazete de mi okumuyorlar? Yargı benim için ayak bağı dedi. Senin ne işin var orada. 'Anayasa mahkemesi kararına uymuyorum, saygı da duymuyorum' dedi. Senin ne işin var orada? Önünde el pençe divan duruyorsun.
Namus ve şeref kavramı hadi onun için önemli değil, sizin için de mi değerli değil? Yargıya yazılı talimat veriyorr. Anayasa açıkça ihlal ediliyor. Fiili durumu yasal hale getirin diyor. Bunu söyleyen adamın yanında sizin ne işiniz var. Sıkılmadan bizi davet ettiler gittik. Ben de sizi önümüzdeki İzmir ve Adana toplantılarıma davet ediyorum. Kendi söylemlerine meşruiyet tanımak için bunları yanında çanta gibi taşıyor.
Kırşehir'deki toplantıda terini siliyor. Kendisi dışında terini silen yok. Bizi eleştirenleri mahkemeye vereceğim diyor. Vermezsen namertsin.
Bağımsız yargıya güveniriz. Birilerinin çömezi olan yargıya güvenmeyiz. Bu tür insanlar yargıda olmamalı. Gitsinler kaçak sarayda her gün el pençe divan dursunlar. Cübbelerini çıkarıp AK Parti'ye kayıtlarını yaptırsınlar.
Yargının saygısını artıracak olan sizsiniz, ben değilim. Böyle yaparsanız yargıya duyulan güveni sıfırlarsınız. Eleştireni mahkemeye veririm diyerek... ne yaparsan yap. O koltuğu bırak.