Kılıçdaroğlu'ndan ''darbe'' çıkışı
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Almanya'da yaptığı konuşmada Türkiye'de darbe dönemlerinden beter bir dönemin yaşandığını söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de darbe dönemlerinden beter bir dönemin yaşandığını söyledi.
Almanya'da Avrupalı Türklere seslenen Kalıçdaroğlu, "Bağımlı ve taraflı yargı Nazileri aratmayacak bir bağlılık içinde bir partinin çıkarları için çalışıyor. Hukuk yok. İnsanlar keyfi olarak hapsediliyor. İntikam duygusuyla insanların mal varlığına el konuluyor. Basın kuruluşlarına kayyım atanıyor" dedi.
Essen'de Nazım Hikmet Kültür Etkinliği'ne CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra, tutuklu gazeteci Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar ve çok sayıda kişi katıldı. Etkinliğe katılan Zülfü Livaneli, Tarık Akan, Rutkay Aziz, Ataol Berhamoğlu, Nebil Özgentürk, Sunay Akın ve Kardeş Türküler ekibi canlı performans sergiledi.
Çeşitli temaslarda bulunmak için Almanya'ya gelen Kılıçdaroğlu, Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir'le basına kapalı bir görüşme yaptı. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Essen Başkonsolosu Mustafa Kemal Basa'nın onuruna verdiği yemeğe katıldı, Türk sivil toplum kuruluşları, inanç ve kanaat önderleriyle buluştu.
'NAZIM HİKMET ADALESİZLİĞE KARŞI ÇIKTIĞI İÇİN KALPLERDE HALA CANLI'
Sanatçı Levent Üzümcü'nün moderatörlüğünü yaptığı Nazım Hikmet Kültür Etkinliği'nde konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, programı düzenleyen Nazım Hikmet Vakfı ve CHP Köln Derneği'ne teşekkür etti. Nazım Hikmet'in "Yaşamak, bir ağaç gibi tek ve hür. Ve bir orman gibi kardeşçe" dizeleriyle farklı bir dünyanın hayalini kurduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, onun kavgasının insanın insana kulluğunu bitirmek, bütün insanların kardeşçe yaşayacağı bir dünya için olduğunu vurguladı. Günümüzde 85 zengin kişinin servetinin 3 milyar yoksul insanın toplam servetine eşit olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Bir yandan böyle korkunç bir zenginlik varken, öte yandan 750 milyon insan temiz su kaynaklarından yoksun, 800 milyon insan yiyecek yemek bulamıyor. UNİCEF'e göre, her gün 22 bin çocuk yoksulluk yüzünden ölüyor. Nazım Hikmet bu gerçeği çok önceden dizelerine yansıtmıştı. "Dünya adaletsiz çocuk, dünya zorba" diyordu. Milyonlarca insan açlık ve sefalet içinde yaşamaya mahkum bırakılmışken dünyada hiç kimse barış, huzur ve istikrardan söz edemez. Nazım Hikmet'i bugün hala canlı bir şekilde yaşatan, milyonlarca insanın kalbinde yer etmesini sağlayan işte bu adaletsizliğe, haksızlığa karşı haykıran bir ses olmasıydı" ifadelerini kullandı.
'VATAN AYAKKABI KUTULARI VE KUPON ARSALAR DEĞİLDİR'
Nazım Hikmet'in vatanseverlik üzerinde de durduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Vatanseverlik ucuz nutuklar atmak, meydan meydan dolaşıp bağırmak değildir. Vatan birilerinin çiftliklerini korumak, vatan kasalar ve çek defterleri, vatan ayakkabı kutuları ve kupon arsalar da değildir. Vatan ne polis jopudur, ne biber gazıdır, ne de insanları tutsak tutan silivri zindanlarıdır. Vatanseverlik Ermenekli Recep amcanın acısını hissetmek ve onun çocuğu bir maden kazasında ölmesin diye çalışmaktır. Ayaz bebekler açlıktan ölmesin diye mücadele etmek, hırsızların önünde diklenmek, Can Dündarlar, Erdem Güller, gazeteciler, yazarlar, aydınlar hapsedilmesin diye kavga etmektir. Vatanseverlik bu memlekette yaşayan herkesin barış ve huzur içinde yaşaması ve çalışması için mücadele etmek demektir." dedi.
'TÜRKİYE'DE YARGI NAZİLERİ ARATMAYACAK BİR BAĞIMLILIK İÇİNDE'
Türkiye'nin geldiği noktaya değinen Kılıçdaroğlu şunları söyledi; "Bugün Türkiye adeta darbe dönemlerinden beter bir manzaraya sahip. Temel hak ve özgürlükler bütünüyle tehdit altında. Basın özgürlüğü yok. Düşünceyi açıklama özgürlüğü yok. İnanç özgürlüğü yok. Mahkemeler bütünüyle baskı altında. Bağımlı ve taraflı yargı Nazileri aratmayacak bir bağlılık içinde bir partinin çıkarları için çalışıyor. Hukuk yok. İnsanlar keyfi olarak hapsediliyor. İntikam duygusuyla insanların mal varlığına el konuluyor. Basın kuruluşlarına kayyım atanıyor. Toplumsal barış bilinçli olarak yok ediliyor. Toplumun fay hatları kaşınıyor. Etnik, dini ve siyasi sebeplerle ayrımcılık sistematik hale getiriliyor. Uygulanan bu politikalar Türkiye'nin geleceğini tehdit ediyor. Dünyanın her çağdaş ülkesinde hukuk devleti ilkesi el üstünde tutulurken bizde hukuk devletinden eser yok. Koca Türkiye Cumhuriyeti adeta bir muz cumhuriyeti gibi yönetilmek isteniyor. Bunlara rağmen hiç ama hiç kimse umutsuzluğa katılmasın. Bu düzen böyle devam etmez edenez. Sözümüz söz, bu düzeni değiştireceğiz. Bu düzeni değiştirmek, barış ve özgürlük içinde bir Türkiye kurmak artık hepimizin ortak görevi. İster Türkiye'de yaşayalım, ister yurtdışında yaşayalım. Kendi ülkemizde hukukun üstünlüğünü sağlayalım. Mustafa Kemal'in bize bıraktığı bayrağı daha ileriye taşımak, birinci sınıf demokrasiyi kurarak Cumhuriyeti taçlandırmak zorundayız."
'BUGÜN İKTİDARDAKİLERİN İSİMLERİ YARIN TARİHİN UTANÇ SAYFALARINDA YER ALACAK'
"Bugün iktidarda olanların isimleri yarın tarihin utaç sayfalarında yer alacak" diyen Kılıçdaroğlu, "Bugün demokrasi ve özgürlük mücadelesi verenler insanlığın onur abidesi olarak hatırlanacak. Nazım Hikmet'in söylediği gibi, "Çocuklar inanın, inanın çocuklar, güzel günler göreceğiz, motorları maviliklere süreceğiz'" diye konuştu.
Ardından CHP Köln Gençlik Kolları Başkanı Buket Arslan bir konuşma yaptı. Daha sonra konuşan CHP Köln Başkanı Günay Çapan ise yıllarca sürgünde yaşayıp memleket özlemi çeken Nazım Hikmet'in kaderinin yurtdışında yaşayan Türklere benzediğine dikkat çekti. Çapan, "Nazım Hikmet Anadolu topraklarının dünyaya bir armağanıdır" dedi.
'ALMAN BAŞKANDAN KILIÇDAROĞLU'NA JEST'
Ardından bir konuşma yapan Essen Büyükşehir Belediye Başkanı Thomas Kufen Kılıçdaroğlu'nu Türkçe olarak "Sayın Başkan hoşgeldiniz" diyerek selamladı. "Bugün o harika hayat Nazım Hikmet bizi bir birimize bağlıyor" diyen Kufen, "Bu büyük Türk şairin düşünceleri bugün de çok aktüeldir. Bu yüzden etkinliğinizin Essen'de olmasından çok mutluyum. Nazım Hikmet dünyaya açıklığı, toleransı, barışı ve diğerini sevmeyi savunuyordu. Bunlara bugün de çok ihtiyacımız var. Sanat ve kültür Essen ve İstanbul'u bir birine bağlıyor. Başka şey değil, insanlarımız bizi bir birimize bağlıyor" diye konuştu.
'CAN DÜNDAR: BU DAYANIŞMA ÜLKEMİZİ AYDINLIĞA KAVUŞTURACAK'
Programda Can Dündar'ın cezaevinden yazıp gönderdiği mesajı eşi Dilek Dündar okudu. Dündar mesajında, "Türkiye'de yazar, düşünür, adın olmanın zaruri duraklarından biri hapishanedir. Nazım'ı yetiştiren de yattığı hapishanedir. Hapishane bizim ikinci evimiz, üniversitemiz, atölyemiz olageldi. Zulme buradan isyan ettik, zalime buradan kafa tuttuk. Onların belgeselini yapan ben de bu bayrağı onlardan devraldım. Bugün hapiste öğrenme, demlenme, pişme sırası bende. Dışarıda nasıl gür yazıp konuşuyorsak içeride daha üst perdeden ses veriyoruz. İşte bugün Essen'de duyulabiliyor sesimiz. Bu dayanışma bizi özgürlüğe, ülkemizi aydınlığa kavuşturacak. Buna yürekten inanıyorum. Hepinizi canla selamlıyorum" diye konuştu.
Ardından sanatçı ve aydınlar sahne performanslarını sergiledi.