Kılıçdaroğlu: Suriye yönetimiyle işbirliği yapılmalı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fırat'ın doğusuna başlatılan Barış Pınarı Harekatı'yla ilgili Suriye yönetimiyle görüşülmesi gerektiğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fırat’ın doğusuna yapılan harekâtı ve Türkiye ile ABD arasındaki son gelişmeleri Cumhuriyet’e değerlendirdi. Harekâtın başlamasından önce Erdoğan’la kısa bir görüşme yaptıklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Harekâta uçakların da destek verdiğini söyledi. Biz de Allah yardımcımız olsun diye karşılıklı temennide bulunduk” dedi. Kılıçdaroğlu’nun sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
- Operasyon alanı geniş, çatışmaların kentlerde yoğunlaşması bekleniyor. Dışarıdan gelen tepkileri de dikkate alarak Türkiye yönetimine ne önerirsiniz?
Türkiye’nin şu aşamada yapacağı ilk şey, ivedilikle Suriye yönetimiyle ilişkiye geçmek ve işbirliği yapmak. Çünkü Suriye yönetimi de kendi topraklarını terörden temizlemek, arındırmak istiyor. Türkiye de aynı gerekçeyle harekât yapıyor. O zaman doğrudan doğruya bir araya gelip süratle görüşmeleri ve işbirliği yapmaları gerekiyor. Onu yaptıkları takdirde uluslararası meşruiyet konusunda hiçbir tartışma olmayacaktır.
- Türkiye, IŞİD’in yarattığı bütün sorunları üstlenmek gibi bir pozisyona geldi, bu ciddi bir risk değil mi?
Elbette... IŞİD terör örgütünün büyük ölçüde bölgede ABD kuvvetleri tarafından kontrol altında tutulduğunu biliyoruz. Bunu Trump da dile getirdi, kullandığı bir cümle önemliydi. “Ben ABD vatandaşlarının, vergi mükelleflerinin ödediği parayı Suriye’de harcamak istemiyorum. Buyurun, siz mücadele edin” diye. IŞİD bizim açımızdan da ciddi bir terör örgütü. İslamiyeti kullanan, insanları öldüren, kafaları kesen vahşi bir terör örgütü. Türkiye’de uzantıları var. Uyuyan hücreler olduğu bir şekliyle dile getiriliyor. Türkiye’nin sınırında olmayan bir terör örgütüyle mücadele etmesi eğer Suriye ile işbirliği olursa bir anlam ifade eder. Bu olmadığı takdirde askerlerimizin hayatını tehlikeye atarak bir mücadelenin yapılmasını anlamsız buluyorum. Orayı ABD zaten kontrol ediyor. Dolayısıyla Türkiye ile IŞİD’i karşı karşıya getirmeyi mantıklı bulmuyorum. Sınırın 50-70 kilometre ötesinde bir terör örgütüyle askerlerimizi muhatap kılmayı çok anlamlı bulmuyorum.
- Suriye konusunda 7 madde sundunuz, hiçbiri dikkate alınmadı...
Söylenecek, söylenmesi gereken çok şey var. Ama bu ortamda bunları dillendirmek çok doğru değil. Çünkü bir harekât var. Bu harekâtın başarıya ulaşması hepimizin ortak arzusu.
- Adana Mutabakatı uygulansa bile başlı başına önemli...
Adana Mutabakatı önemli. Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin barış ekseninde büyümesi ve gelişmesini vaat ediliyor zaten. Astana sürecinde de Türkiye İdlib’deki terör gruplarını ağır silahlardan arındıracağına yönelik söz verdi. O sözler de şu ana kadar yerine getirilmiş değil. Suriye umuyoruz ve diliyoruz bundan sonra daha büyük sorunlara gebe olmaz.
- Erdoğan, Trump’a hâlâ bir yanıt vermedi...
Şöyle. Trump’un attığı mesajla Türkiye Cumhuriyeti devletini açıkça aşağılaması, hakaret etmesi içimize sindirecğimiz bir olay değil. Erdoğan’ın Trump’ı eleştirmek yerine, Trump’ı çevresi üzerinden savunur noktaya gelmesi de hepimizin yüreğinde derin bir yara olarak duruyor. Ülkenin Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan bir kişi Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılan hakareti yapan kişiyi savunur noktaya gelmesi başlı başına herkesin sorgulaması gereken bir şeydir. Nasıl oluyor da Erdoğan onu savunur noktaya geliyor. Bunun gerekçelerini de üç aşağı beş yukarı tahmin ediyorum. Bu, özellikle AK Parti’ye oy veren vatandaşların kendi vicdanlarında sorgulamaları gereken bir olaydır.