Kılıçdaroğlu: ''Erdoğan da tablonu farkında''
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk'e konuştu.
Genel seçimlerde AKP’nin tek başına iktidar olamayacağını savunan Kılıçdaroğlu, bir dönemin bittiğini söyledi. CHP lideri,”Cumhurbaşkanı da tabloyu görüyor. Bu durumu seçmenin yorgunluğuna bağlasa da aslında AKP verdiği vaatleri yerine getirmedi” dedi.
Kılıçdaroğlu da şu çarpıcı açıklamaları yaptı:
‘O algıları tamamen yıktık’
Bu seçimin bizim penceremizden en önemli konuları bize göre şöyle: 1- Vatandaşın sıkıntılarını nasıl çözeceğimizi birinci elden duyurmak oldu. 2- ‘CHP proje üretmiyor’ algısını tamamen yıktık. 3- ‘CHP, Cumhuriyet, Atatürk, laiklikten başka şeyle uğraşmaz’ algısını yıktık. 4- ‘CHP insanların yaşam tarzıyla, kılık-kıyafetiyle ilgilenir, yasaklar getirir’ algısını yıktık. 5- ‘CHP Türkiye’nin geleceğini düşünmez, yeteri kadar ekonomiyi kavramaz’ algısını projelerimizle yerle bir ettik. İş dünyası ve üreten kesimi gelirin hakça bölüşüleceği bir modelle yanımıza çekmeye çalıştık. Bunun olumlu etkilerini Türkiye’nin her ilinde görüyoruz. Sonuçlarını sandıkta toplamak istiyoruz.
‘En çok Düzce ve Sakarya'da şaşırdım’
Mitinglerimiz sırasında beni en çok şaşırtan Düzce oldu, Adapazarı oldu. Milletvekilimizin bulunmadığı bu ilde inanılmaz bir coşku vardı. Sakarya da öyleydi. Milletvekili çıkaramadığımız illerden milletvekili çıkarmak bizim için sürpriz olmayacak. Şanlıurfa’dan, Rize’den, Düzce’den, Kars’tan, Iğdır’dan ve birçok ilden milletvekili çıkaracağımız gibi, diğer illerde de milletvekili sayımızı artıracağız. İzmir’de. Ankara’da durumumuz çok iyi. İstanbul’da 1. ve 3. Bölge’de durumumuz güzel. 2. Bölge’de biraz eksikliklerimiz var oraya da ağırlık veriyoruz. Ankara, İstanbul, İzmir’de inşallah birinci parti olacağız.
‘HER ALANDA SORUN ÜRETİYOR’
Bu seçimle birlikte AKP’nin tek başına iktidar olma şansı artık yok. AKP’nin tek başına iktidarı, ülkemiz için içeride ve dışarıda en kötü senaryodur. AKP şu anda içeride ve dışarıda her alanda sorun üreten bir partidir. Ekonomide, siyasi alanda tutarlılıklarını büyük ölçüde kaybetmiş durumdadır. Vesayet altında, iradesini kullanamayan bir başbakan var. Böyle bir yönetimin Türkiye’ye hayrı olmaz. Artık AKP tek başına iktidar olamayacağına göre zaten başkanlık sistemi de olamayacak. Cumhurbaşkanı da bu tabloyu görüyor. Miting meydanlarının dolmamasını seçmenin yorgunluğuna bağlıyor. Bu durumu seçmenin yorgunluğuna, seçmenin bıkkınlığına değil, verilen vaatlerin yerine getirilmemesine bağlamalı.
“Fatiha’yı okuyabilir misin?”
“Düzce’deki başarılı mitingimizden sonra otomobile binmek için giderken kalabalık içinden birisi bana ‘Kılıçdaroğlu bir bekle’ deyip bana doğru yaklaştı. ‘Oyumu sana vereceğim vermesine ama içim rahat değil. Sen Fatiha’yı okuyabilir misin’ dedi. Ben de ‘tabii okurum’ dedim ve Fatiha Suresini okudum. O zaman ‘şimdi içim rahat bir biçimde sana oy vereceğim’ dedi. AKP, vatandaşta öyle bir algı yaratmış ki sanki biz Fatiha okumayı bilmiyormuşuz, sanki kendileri dışında olan herkes dinsiz. Mütedeyyin olan insanlar AKP’nin din istismarını camilere, miting meydanlarına taşımasından alabildiğine rahatsızlar. Camiye siyaset sokulmaz. Orada ibadet yapılır. Birilerini kötülemek için camiye gidilir mi? İşte, AKP’nin bu uygulamaları karşısında o kesimler AKP’den kopuyor.”
Ben ezilenler ile fakir fukara için çalışıyorum
“Büyük bir heyecanla, şevkle yürüttüğüm seçim propagandamızı son güne kadar aynı heyecan ve şevkle sürdüreceğim. Böyle bir şey olacağına inanmıyorum ama oy oranımız 2011 seçiminin altına düşerse çok üzülürüm. Bir siyasetçinin göstermesi gereken çabayı gösteriyorum. Siyasetin topluma adanmışlık olduğunun örneğini göstermek istiyorlarsa bu konuda mütevazı değilim. Fakir fukara, ezilenler için çalışıyorum. Umuyorum vatandaşımız teveccüh gösterir ve CHP iktidar olur. İnanarak söylüyorum: Türkiye’nin CHP iktidarına ihtiacı var. Kavgalardan, çekişmelerden uzak, kendi gücünü toplum yararına kullanan, birinci sınıf toplum için CHP’nin iktidara gelmesi gerekiyor. Yalnız Türkiye’nin değil, uygar dünyanın da CHP iktidarına ihtiyacı var.
Bize oy vermeyen insanların da her zaman hakkını, hukukunu koruduk, koruyacağız. Örneğin Said-i Nursi’nin kitaplarının basımını yasakladılar. Biz o yasağın kaldırılması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk. Anayasa Mahkemesi, kanunu iptal etti. Bu yasaklara karşı ne kadar samimi olduğumuzun da bir göstergesidir. O cemaat CHP’ye hiç oy vermedi ama onların haklarını savunan yine biziz. Türkiye’nin düzelmesi, vatandaşların birbirileriyle kucaklaşması için eski algılarımızı bir tarafa bırakıp kendi içinde barışık bir Türkiye’yi birlikte oluşturmalıyız. Bugüne kadar CHP’ye oy vermemiş, olanların da oyunu istiyorum. Şunu açıkça söylüyorum her inancın güvencesiyim.
“Beni yuhalatmak için …”
Başkanlık sistemini sadece Recep Tayyip Erdoğan istiyor. Miting alanlarını kalabalık göstermek, Kemal Kılıçdaroğlu’nu yuhalatmak için okullardan öğrencileri toplatıyorlar. Alanlarda Cumhurbaşkanı olarak konuşsa tamam. Ama o Cumhurbaşkanı gibi değil, AKP’nin genel başkanı gibi konuşuyor. Cumhurbaşkanı olduğunu unutup, doğrudan adayları kendisinin belirlediğini bile söylüyor. Ettiği yemine bile uymuyor. “