KILIÇDAROĞLU: ''14 YILDIR TÜRKİYE'Yİ KİM YÖNETİYOR ?''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;
300'den fazla yer imara açıldı. Deprem olunca insanlar nerede toplanacak. Tek eksiliğimiz yeteri kadar düşünmemektir. Düşünmek, sorgulamak demektir. Deprem değil, tedbirsizlik insanları öldürür. Japonya önlemini aldı. 17 yıl geçmesine rağmen hala önlem alınamadı. İnsanlara değil, ranta yatırım yapmışız. Türkiye'nin bugün temel sorunları var. Bu sorunları çözmek için düşünmeliyiz. Hep beraber yapacaklarımıza bakmalıyız.
2002'de sıfır terör varken, şuan neden Türkiye terör batağındadır? '14 yıl Türkiye'yi kim yönetiyor' bu soruyu sormak lazım. Türkiye, en derin krizlerini yaşamaya devam ediyor. Düşünmek her şeyi sorgulamak demektir. 14 yıl sonra nasıl oluyorda Türkiye darbe girişimiyle karşı karşıya kalıyor? Bu soruyu kendimize sormamız lazım. Demokrasisi iyi gelişmiş ülkeler, geçmişi iyi analiz eder. Deprem hiç iyi analiz edilmedi. Aynı riskle karşı karşıyayız. Darbe girişiminde de aynı durum söz konusudur.
Geçmişle hesaplaşalım. 15 Temmuz darbe girişimiyle de hesaplaşalım. 4 siyasi parti darbeye karşı dik durdu. Parlamento, bu tutuma karşı en iyi davranışını yaptı. Bu darbe girişiminin sorumlularının ortaya çıkarılması lazım. Kimler yerleştirdi FETÖ'yü devlete? Bu konunun araştırılması lazım. Parlamentoyu güçlendirmemiz gerekiyor. Yılllardır yapılan yanlışları söyledik. Başımıza bunlar geldi. Bizim bir takım işler yapmamız lazım.
'BU OLURSA TÜRKİYE’DE BİR DAHA DARBE OLMAZ'
Herkese söylüyorum; camiye, kışlaya ve adliyeye siyaset sokmayın. Bu olursa Türkiye’de bir daha darbe olmaz… Adliyede hakim, yargının üstünlüğüne göre kararlar verecek. Herkes inancında özgürdür. Demokrasi olmadan darbeyi önleyemezsiniz. Herkesin düşüncesini özgürce açıkladığı bir demokrasi istiyoruz. Birinci sınıf demokrasiye ulaşmanın yolu Türkiye'yi darbe hukukundan arındırmaktır. Yüzde 10 seçim barajından Türkiye'yi kurtarmalıyız. Çağrım tüm partileredir.
Devleti yönetmek çok farklı bir şeydir. Devlet, bakidir, hükümet geçicidir. Devletin özünde liyakat kuralı vardır. O işi en bilen kişi gelir ve işi yönetir. Liyakat sistemi yoksa devlet çökmüş demektir. Bu sistemde bilgi ve birikim vardır. Özel Harekat polisi olarak alınacaklar neden KPSS'ye girmeyecek? Bunun açıklamasının yapılması gerekiyor.
Liyakatın özünde eğitim vardır. Düşünce özgürlüğünün temelinde sorgulayan eğitim var. Aklın iyi kullanılması sorgulayıcı eğitimden geçer. Biz hala aklımızı kiraya veriyoruz. Türkiye nasıl büyüyecek? Türkiye'nin en büyük sorunlarından birisi de eğitim sistemidir. Bu sistem değişmedikçe, Türkiye çağdaş düzeye ulaşamayacaktır.
“SENDE AKIL YOKSA ÜST AKILDAN SÖZ EDERSİN”
Geçen gün sayın Abdullah Gül çok önemli bir cümle kullandı. Aklımızı fikrimizi bir kişiye teslim etmemeliyiz dedi. Üst akıldan söz edilir. E sende akıl yoksa üst akıldan söz edersin tabi. Ama akıl varsa bunların tamamını yok edersin. İrfanı, vicdanı, fikri hür çocuklar yetiştirmek zorundayız.
Dikkat etmemi gereken bir nokta var: yargı bağımsızlığı. Öyle bir atmosfer oluşturuldu ki, hakim karşısına kim gelirse tutuklamak zorunda hissediyor kendisini.
Yargı bağımsızdır delillere bakar hukukun gereğini yapar. Bunu yapmazsanız kurunun yanında yaş da yanar.
Medyaya gelelim. Darbe girişiminde bulundular. Hükümet OHAL kararı aldı. Biz karşı çıktık. Madem partiler anlaştı getirin meclise gereken önlemleri alalım dedik. Ama parlamento bu işin dışına çıktı. Şimdi gazeteciler hapse gazeteler TV’ler kapatılıyor. Bunu dünyaya anlatamazsınız.
“MECLİS KÜRSÜSÜNDE ÖVGÜLER DÜZENLER VAR, ONLARI NE YAPACAKSINIZ?”
Gazeteci ne yapmış Fetullah Gülen’i savunmuş. E peki çıkıp meclis kürsüsünde övgüler düzenler var, onları ne yapacaksınız?
Gazeteci yargılanmaz mı? Yargılanır tabi ki. Çıkış yasağı koyarsın tedbir uygularsın tutuksuz yargılarsın.
Darbeciler işkence görürse bütün bu çabalar boşa gitmiş olur. Cadı avı başlatmak çok tehlikelidir ve bu süreç doğru değildir. OHAL sürecini bu yüzden doğru bulmadık.
İBB’de şehir tiyatroları var. Bir teknisyen ve 6 sanatçı FETÖ’cü diye ihbar edildi ve işlerinden oldular. Arkasından fırsat bulup 20 sanatçıyı daha illerinden ettiler. Performansları düşükmüş. Nasıl ölçüyorsun performansını. Bütün oyunları kapalı gişe oynamış.
OHAL’i fırsat bilip sanatçıyı işinden etmek Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışır mı? Çoluğu çocuğu var ekmek götürecek evine.
Hiçbir siyasetçi sanatçı ile uğraşmasın. Sanatçıya konu olmayacaksın siyasetçiysen.
“DARBECİLER NASIL YARGILANIYORSA DEVLETİ SOYANLARIN DA YARGILANMASI LAZIM”
Şunu da söyleyeyim, kimse bu olayları 17-25 Aralık olaylarını aklamak için kullanmasın.
Darbeciler nasıl yargılanıyorsa devleti soyanların, kul hakkı yiyenlerin de yargılanması lazım.