''Kaç lira verecekler, kendimi niye riske atayım'' diyen danışman kim ?
Ekonomist İbrahim Kahveci, 17-25 Aralık sürecinde Cumhurbaşkanı danışmanlarının bile televizyonda tepki göstermeye çekindiklerini belirterek, bir danışmanın "Kaç lira verecekler, kendimi niye riske atayım" dediğini iddia etti.
Ekonomist İbrahim Kahveci, 17-25 Aralık sürecinde Cumhurbaşkanı danışmanlarının bile televizyonda tepki göstermeye çekindiklerini belirterek, danışmanlar arasında “Kaç lira para verecekler? Kendimi niye riske atayım?” diyenler olduğunu iddia etti.
Ekonomist İbrahim Kahveci, Milli Görüş'ün kanalı TV5’de yayınlanan, Hasan Basri Akdemir’in sunduğu “Ekonomi ve Ötesi” programında ekonomiye ve siyasete dair önemli açıklamalarda bulunuldu.
“ASLOLAN AK PARTİ Mİ, SAYIN CUMHURBAŞKANI VE YAKIN ÇEVRESİ Mİ?”
İbrahim Kahveci, “Şunu söyleyelim; yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde AK Parti diye bir görüntüde bir parti var ama bu parti aslında tek yönetim altında. Yani, aslolan AK Parti mi, aslolan o partinin başkanı Sayın Cumhurbaşkanı ve yakın çevresi mi?” diye sordu.
Program sunucusu Akdemir de, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözünü hatırlattı.
“KAÇ LİRA VERECEKLER, KENDİMİ NİYE RİSKE ATAYIM?”
“Onun için söylüyorum, cesur olmak durumundayız. Korkmayın! Kimse korkmasın” diyen Kahveci, şunları kaydetti:
“17-25 Aralık sürecinde, aşağı yukarı 4-5 ay, günde dört-beş televizyon yayınına çıkıyordum. Tekrar söylüyorum; ben İbrahim Kahveci, ‘çok büyük bir adam, neler söylüyor’ diye her gün televizyon kanalına çıkacak değildim. 17-25 Aralık süreci ardından hemen bir gün sonra dahi başlamak üzere her gün dört-beş televizyon yayınına çıkıyordum. Çıkıyordum çünkü kimse yayına çıkmıyordu. Herkes korktu. ‘Kasetimiz mi var?’ Birçok kanalda şeyi söylüyordu arkadaşlar; ‘Abi bir tek sen konuşuyorsun’. Şu an acayip iktidarcı olan kalemler de var içlerinde. Hatta danışmanlar bile var, Cumhurbaşkanı danışmanlarından da var. ‘Kaç lira para verecekler, kendimi niye riske atayım?’ diyordular. Evet, aynen öyle. Yayına çıkacak kimse bulamıyordu kanallar.”
“KASETİNİZ DE OLSA KORKMAYIN; ÜLKE ELDEN GİDİYOR!”
Kahveci, “Bu insanların içinde bulunduğu yapı Türkiye’nin kaderi mi?” sorusu üzerine, “Kaderi,” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Ben de çıktım ekranda o gün dedim ki; ‘Korkmayın kardeşim! Kasetiniz de olsa korkmayın ya, ülke elden gidiyor. Ülke elden gidiyor. Sonuçta siyaset bugün aynı olsa yine siyasetin yanında yer alırım. Siyaset sonuçta nedir? Başında Sayın Cumhurbaşkanı var, altında Bakanlar var. Bak vatandaş ‘Evime ekmek götüremiyorum’ dedi. Eğer FETÖ gelseydi ne olurdu biliyor musun? O vatandaş içeri giderdi on yıl çıkamazdı, kimseyle görüşemezdi. Ben şeyi biliyorum. Adamın mal varlığını istiyorlar. Efendim ne kadar? 5 lira. Yok, 5 değil 1 lira diyorlar. Bunun değeri 5 lira en az diyor, adamı içeri alıyorlar. 2 yıl çıkamadı adam. 2 yıl içeride kaldı, şirketi FETÖ’cülere satmadı diye. Bu örgütün Türkiye’den defedilmesi çok önemli ve 17-25 Aralık’ta 4-5 ay her gün dört-beş televizyon kanalına çıkıp konuştum ve orada da söylediğim şey; korkmayın dedim, korkmayın! Ülke elden gidiyor! Şimdi aynı şeyi söylüyorum; korkmayın! Korkarsak Türkiye Cumhuriyeti devleti gidiyor. Söylemek durumundayız.”
“EVE EKMEK GÖTÜRME KAVRAMINI ANLAYAMADILAR”
Kahveci, durumun yönetim sisteminin değişmesiyle çözülmeyeceğini iddia ederek şunları ifade etti:
“Sayın Cumhurbaşkanı ve yönetim dedi ki ‘Ne yapıyoruz biz? Bu ülke batıyor.’ Bak, vatandaşın eve ekmek götürme kavramını anlayamadılar. Dedim ya, yönetim koptu. Döner düzeltmeye çalışırlar, orası başka. Orada da iddialıyım, söylüyorum; bugün Türkiye yönetim kadrosu, AK Parti, Sayın Cumhurbaşkanı dahil bu kadrolar deseler ki, ‘Bu yönetim sistemi yanlışmış, dönelim’, Düzelmez. Bir; sistem değişmesi lâzım, iki; kadroların değişmesi lâzım.”